“Türkiye yatıp, kalkıp Atatürk’e dua etmelidir”

“Türkiye yatıp, kalkıp Atatürk’e dua etmelidir”

13.04.2017 09:58:35

Sanatçı Lerzan Öke, yazılı açıklamayla Referandum değerlendirmesi yaptı, oyunu ve nedenlerini açıkladı. 

Milli Sanatçı ve 1974 Kıbrıs Barış Harekatına katılmış Savaş Yazarı ve Muhabiri Lerzan Öke tarafından yapılan, gündem ve Referandum oyuna dair yorumlarının içerdiği yazılı açıklamada şu ifadeler yer almakta: “Yarım asırlık hukukçu Çetin Yıldırımakın'ın kısa bir süre önce basında yer alarak gündem yaratan cümlesinden söz etmek istiyorum size. Türk Kalp Vakfı'nın Onursal Başkanı Çetin Yıldırımakın, Atatürk'ün 1920'lerde söylediklerini 2016-2017'de gerçekleştiğini belirterek “Alın Nutku okuyun ve geldiğimiz günlere bakın, başka şeye ihtiyaç yok. Ben Cenabı Allah'ın bu yüce insani özellikle Türkiye'yi kurtarmak için yaratıp görevlendirdiğine inanıyorum” diyor.
Kamuoyu O'nu Türk Kalp Vakfı'nda yürüttüğü başarılı çalışmaları ile tanıdı. Meslek yaşamı boyunca aralarında Cumhurbaşkanı, Başbakan, siyasetçi, sanatçı ve sporcunun vekilliğini üstlenen bu saygın insanı ben de Türk Kalp Vakfı'nın eski bir üyesi olarak yakinen tanıyor ve ileri görüşlerine harfiyen katılıyorum.

“NUTUK TEKRAR TEKRAR OKUNMALI”
Çetin Yıldırımakın, kişisel görüşlerini şöyle örneklerle devam ettirerek; “Evet bu yüce insan, cenabı Allah Türkiye'yi kurtarmak ve Cumhuriyeti kurmak için görevlendirildi. Eğer böyle olmasaydı Çanakkale Savaşları'nda şarapnel parçaları kalbine isabet ettiğinde cebinde bulunan saat o yüce insanı kurtarmaz ve de Türkiye Cumhuriyeti kurulamazdı” diyor.
Ayrıca; Müslümanlığa Hazreti Muhammet'ten (S.A.V.) sonra en büyük hizmeti Kemal Atatürk yapmış ve demiştir ki; “Biz Müslümanız, bu millet Müslümanlığı öğrenmelidir”. Kuran'ın ilk meali olan Elmalı Hamdi'nin eseri ortaya çıkmış ve Türk milleti Kuran'ı Kerimi öğrenme fırsatı bulmuştur.
1933'teki üniversite reformundan sonra da İlahiyat Fakültesi'ni açmıştır demekte ve sözü, Başkanlık krizine getirerek; benim herkese tavsiyem Atatürk'ün Nutkunu tekrar tekrar okumalarıdır. Boşuna vakit geçiriyoruz. Türkiye 96 yılık deneyimini elinin tersiyle itebilir mi? Böyle bir lüksümüz olamaz. Adalet yolunu bulur. Adalet kendi kuralları ile işlemelidir. Eğer iktidar güç olarak adaleti korkutuyorsa ve de adaleti dağıtanlar da iktidarı, ürkütücü bir güç olarak görüyorsa orada adalet tecelli etmez. Nitekim; Yargıtay Başkanı yargıya güvenin yüzde 30'lara düştüğünü ifade ediyorsa bütün meseleleri bir tarafa bırakıp bu meseleyi çözmesi gerekir” diyen Çetin Yıldırımakın; Türkiye'de adalet mekanizmasını kurtarmanın çözüm yolunun “Arabuluculuk Kurumu” olduğunu ve bunun da 2013/6352 sayılı kanunla geç dahi olsa Arabuluculuk Kanunu olarak resmen yürürlüğe girdiğini söylüyor.
Hukuki anlaşmalarda Arabuluculuk Kanunu olarak yürürlüğe giren bu kanun adalet mekanizmasının yükünü hafifletmekte ve dünyanın gelişmiş ülkelerinde yıllardır uygulandığını ve o ülkelerin insanları da bundan faydalanırken neden Türkiye bundan istifade edemiyor? Zararın neresinden dönerse kardır. Eğer uygulanmaya başlanıyorsa adalete güven yüzde otuzlardan 85-90'a yükselecektir demektedir.
Ben, bu son cümlesini, daha doğrusu uyarısını teşekkürlerimle karşılıyorum ama tereddüdüm odur ki; çoğu medyamızın ve TV kanallarının kendini tek adam olarak soyunmaya çalışan Sayın Cumhurbaşkanımızın elinde olduğundan bu kanunun da icabına bakar ve OHAL'i uzatırken bunun adını da “Oh Olsun Kanunu” koyar.

“'HAYIR' OYUM VE NEDENLERİ…”
İşte ben de bu noktada sade bir vatandaş olarak 16 Nisan'a sandık başına gidip oyumun ‘Hayır' olacağının nedenlerini açıklayıp rahatlayacağım;
1-Atatürk'ümüzden sonra tek adam olmanıza HAYIR
2-O'nun “Vatanda sulh, cihanda sulh” görüşüne ters kararlar alıp bütün Batı'yı karşınıza aldığınız için HAYIR
3-Diplomasi dilini kullanmayıp oturduğunuz makama yakışmayan ve de sadece yurtiçindeki insanlarımızın birbirine düşürmenin ötesinde örneğin Almanya'yı Nazilikle suçlamanızdan ötürü orada yaşayan 5 milyona yakın vatandaşımızın akıbetinin ne olacağını düşünmediğiniz için HAYIR. Rusya'nın bir uçağını düşürttüğünüzde pardon deyip özür dileyeceğinize “Bundan sonra havaalanımızı ihlal eden kim olursa düşürürüz” dediniz ve Putin de ülkemize tüm turist girişini, ithalat ve ihracat musluğunu kapatıp sadece sizi değil tüm Türk toplumunu cezalandırdı. Turist gelmeyince tüm turistik otellerimiz kapanmaya, işyerlerinin de çoğu personelini çıkartarak ayakta durmaya çalışıyorlar. Ta ki meclisin bombalanması ve köprü olayından sonra Putin'in geçmiş olsun, hayatını kaybedenlere başsağlığı dilemesi üzerine ve de Vatan Partisinin aracılığıyla Rusya ile aramız düzelir gibi oldu ama çiftçimizin elinde kalan sebze ve meyvelere hala yasağın kalkmadığı biliniyor. Hollanda da yaşayan vatandaşlarımızdan oy toplamak amacıyla yaptığınız ve fiyasko ile neticelenen girişimleriniz sadece zatıaliniz için değil Türkiye'miz için kötü puandır.
4-15 senedir hacılarla, hocalarla idare edip Türkiye'yi nasıl çıkmazlara soktuğunuz için Hayır.
5-Türkiye haritası üzerinde yenilerde sınırlarımızda Kürdistan'ın yer aldığı görülür. Kıbrıs elimizden gitmek üzereyken daha evvel Esat için “Hitler gibi” dediğiniz halde sınırlarımızı korumak amacıyla girip, Suriye'nin iç kavgasının içine dalıp ülkemiz sınırlarına doğru kaçak 3,5 Milyon mülteciye sahip çıkmaya çalışırken kendi ülkenizi ve vatandaşlarınızı sıkıntıya soktuğunuz, onların arasında pek çok terörist de giriş yaptı ve de kısa aralıklarla patlatılan bombalar ile ülkemiz Cehenneme döndüğü halde sadece oy kullanmak uğuruna bunları TC vatandaşı yapmak istediğiniz için Hayır.
6-Ve de; size Hayır diyecek TC vatandaşlarımızın tümünü terörist olarak tanımladığınız için Hayır.
7-Sadece vatandaşlarımızı değil askerlerimizin de gururunu kırdığınız için Hayır.
Son söz olarak “Zararın neresinden dönülürse kardır” deyip ben de hukukçu Çetin Yıldırımakın'ın dediği gibi “Arabuluculuk Kanununa” gidilmesini tavsiye ediyor ve vatanını sever hukukçularımızın ve de Vatan Partisinin yine acilen harekete geçmesini, Referandum sürecinin hayırlısıyla bitmesini diliyorum.

YORUM YAP