Ahmet Yücegök

Silivri'de geçen hafta - 31.04.2015

Haftanın ilk günü  Pazartesi …
Önümde Gazetem …
İlk sayfasına bakıyorum,  AKP Silivri İlçe Başkanı Dilek Demiral,  kocaman harflerle  "Sözlerimin arkasındayım”  diyor...
Geçen haftadan kalan  bir yanıt bu  …
Evet …
Günlerden  Pazartesi …
Haftanın başındayız…
Ve, henüz hafta sonu yorgunluğunu atmış değilim…
Gazetemi gözden geçirmeye devam ediyorum …
Gözüm Gazetemin patronu Sevginar Sali Uygun’un köşesine takılıyor. AKP İlçe Başkanı Dilek Demiral’ın Gezi Parkı ile ilgili sözlerine atfen söylediklerini ele almış. Onu haklı görüyormuş gibi ifadeler. Az biraz şaşırıyorum…
Çünkü …
GEZİ Parkı direnenlerine çok büyük saygı duyuyorum …
Şaşırıyorum …
Çünkü …
"Kişi” kıvırmıyor "sözlerimin arkasındayım” diyor…
Yani...
Kişi "zamanın Parti  Genel  Başkanı, bu olaya nasıl bakıyorsa o da aynı” kanısına   varıyorum…
Neyse …
O Meseleyi "Melih Gökçek – Bülent Arınç”  olayındaki gibi  uzatmak istemiyorum, burada  kesiyorum...
***
Bahar yorgunluğu üzerimde …
Evimden Çarşı meydanına doğru yürüyorum. Belediye önünde Otobüsler görüyorum. Silivri Belediyesinin düzenlemiş olduğu Çanakkale Gezileri içinmiş…
Tekrar söylüyorum …
Çanakkale Zaferi, gerçekten bu ülkenin ortak değerlerinden, ülkenin birliğine çok büyük katkısı olan  tarihi olaylarından biridir…
Ve,  kimsenin onu küçültmeye gücü yetmez… Nokta.
***
AKP Silivri İlçe Teşkilatı,  hafta içinde , Silivri Merkezinde, yine  "yapacağız edeceğiz, takipteyiz, incelemedeyiz”  şarksını tekrarladı…
  Ayrıca, Merkezin dışındaki  mahalle gezileri de vardı gündemlerinde. Oralarda da benzer türküleri söylemişler. Gezişleri gazetelerden takip ettim. Nerede olduklarını fotoğraflardan çıkardım. Fotoğrafta  gördüğüm  hepsi tanıdık isimler ,kimi, kimi AKP’nin  Mahalle temsilcisi, kimi de İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin yan kuruluşu olan  İSKİ veya itfaiye de çalışanlar...
Danamandra  Mahallesinde,  köy kahvesinde çekilmiş fotoğrafa gözüm daha fazla takıldı, çünkü benim doğduğum yer. Belli yaşın altında tanımadıklarım olabilirse de büyük çoğunluğu yakından tanıyan biriyim. Fotoğraf karesine bakıyorum. İçerde pek kimse yok. Nedeni, (12) Yıldır TEK BAŞINA iktidarda  olduğunu övünerek söyleyen ve her gelişte, bu sorunu çözeceğine söz veren bir parti. Nitekim, kulağıma gelen, ECRİMİSİL ve TAPU MESELESİ üzerine  yöneltilen sorulara, yetkili ağızlardan sorunun çözümüne  yönelik cevap alamamışlar.
 Fotoğraf karesinde görünenlerden biri  AKP’li ve, çok iyi tanıdığım biri. Bu kişi de herkes gibi  ECRİMİSİL meselesinden muzdaripti. Hatta, onun  adına salınan  ECRİMİSİL  başkalarından kat,kat fazlaydı. Ve, ne olduğunu da, bilmiyorum.  Çözülmemiş ise şayet,  umarım o kahvede   AKP İlçe Başkanına hatırlatmıştır...
En son... Silivri’de  CHP’nin önseçimi  vardı hafta içinde...
Haftalardır üyelere kendilerini tanıtmak için çabaladı aday adayları...
Kimi, görünür yerlere pankart astılar,kimi, telefonlardan mesaj geçtiler. Kimi de, direk telefonla iletişim kurmak için çabaladılar...
Bazı üyelerin bu ilgiden şikayetçiymiş gibi davrandıklarına  tanık oldum.Ama,  gerçekten şikayet ettiğine inanmadım, öğlesine bir yakınma gibi geldi bana...
Gözlemim...
Aday,adayları olağanüstü  heyecanlıydı sandıkların kurulduğu gün …
Sanki, yapılan Genel Seçimmiş gibi, onlarda    seçilebilecekleri bir yerdeymiş gibi onları destekleyenlerde ayni heyecan içindeydi …

GEÇMİŞTEN BİR ANI
1960’lı yılların sonu …
Çok partili döneme girildiğinden o güne kadar , ilk defa, kendini Sosyalist olarak tanımlayan bir parti Türkiye İşçi Partisi  yapılan genel seçimlere katılıyor. Ve, (15) milletvekili kazanıyor. O Milletvekillerinden biri de, yazar  Çetin Altan …
TİP’in TBMM’deki Milletvekili sayısı az …
Ama …
Meclisteki, konuşmalarıyla  her gün gündemi onlar belirliyor neredeyse…
 Ayrıca …
Entelektüel birikimleriyle , zengin deneyimleri Siyasete  kalite ve renk katıyorlar…
Her biri belli bir kitlenin içinden gelme olduğu için, kitleleri ayağa kaldıran konuşmalarda çok başarılar. Dolayısıyla, meclisteki her  konuşmaları,  Meclisi hareketlendiriyor. Zaman, zaman da, Meclisin çoğunluğunu elinde bulunduran iktidar Milletvekillerini kızdırıyorlar…
İktidar kanadına mensup Milletvekilleri, onlar konuşurken, bağırılıyor, çağırıyorlar…
 Bir gün, Çetin Altan kürsüde konuşuyor. Gürültüden  ne dediği anlaşılmıyor…
O da, bu şekilde gürültü edenlere, bağıranlara  "Hayvanlar” diyor…
Ön sıralarda oturanlar topluca  "Konuşmacı  Milletvekili ,  mecliste bulunanlar için "yarısı  hayvan” diyor. Onun üzerine iktidar kanadından”  sözünü geri alsın "sesleri yükseliyor. Meclisi yöneten de  "sayın milletvekili lütfen sözünü geri al” diyor ve  Çetin Altan’ı  kürsüye davet ediyor… Çetin Altan "meclisin tamamına demedim, "yarısına  dedim dese de  "sözünü geri alsın” sesleri ile ortalık inliyor. Meclis Başkanı Çetin Altan’ı tekrar kürsüye davet ediyor… Ve, Çetin Altan da davete icabet edip kürsüye çıkıyor  "evet sayın vekiller, isteğiniz üzerine  sözümü geri alıyorum bu meclisin yarısı hayvan değildir” diyor…   
                            
PARALEL YAPILAR
Cumhurbaşkanı yine meydanlarda !.
Zaman, zaman Hükümetle ters düşüyor…
Lakin …
Zaman, zaman da öte, adeta her zaman muhalefet partilerine verip veriştiriyor…
Görülmüş şey değil …
Allah için …
Cumhurbaşkanı gayet   tarafsız  ve  "biri hariç”  her siyasi partiye eşit uzaklıkta    (400) Milletvekili istiyor…
Asıl meseleye gelelim …
Evet … Cumhurbaşkanı, bu Devletin Başı …
Yani …
Cumhurbaşkanlığı makamı, bırakın  siyasi partilere karşı eşit uzaklıkta olmayı, etnik kökeni ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti  vatandaşlarının her birine  ayni uzaklıkta veya yakınlıkta  olması gereken bir makam...
Peki …
Cumhurbaşkanlarına neden böyle bir görev verilmiş ?.
Ülke birlik ve bütünlüğünün bozulmaması için  yani, Ülke dışından yapılan bir saldırı karşısında yek vücut olalım diye …
Peki …
Sayın Cumhurbaşkanı öylemi davranmıyor?.
Ve, bizler bir ve beraber miyiz ?.
***
Yakın  bir zaman önce …
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç "ülkenin  sokaklarında gezerken hissediyorum ki, insanların yarısı bize nefretle bakıyor” demedi mi?.
Dedi …
De, Sayın Cumhurbaşkanı, ne hikmetse, birlik ve beraberliğin sağlanmaması için  "gaz kesmeden  muhalefeti suçlamaya” devam ediyor …
 Hem de…
Yemendeki Mezhep Savaşlarını en kanlısının yaşandığı bu günlerde …  
***
En son …
"CHP Lideri Emeklilere , Ramazan ve Kurban Bayramında  (2)  Maaş vereceğim diyor.Bu vaat kamuoyunda, en çok konuşulan konu haline geliyor. İktidarın itirazı var.Ama, Kılıçdaraoğlu  ve  Ekonomi kurmayları paranın  kaynağını da gösteriyor.Üstüne üstlük bu taahhüdünü "Noterden onaylı belge” ile taçlandırıyor…
Cumhurbaşkanı beklemeden TOPA giriyor …
İyi de …
Bu olay Cumhurbaşkanını niye ilgilendirir. Bütçe TBMM’den geçmiş veya geçecek.Geçmez ise zaten  kimse bir kuruş veremez. Ama,   Cumhurbaşkanı kafayı takmış. Bütçeyi yapan kendisi gibi ,sorumlu kendisi gibi  "nereden bulacaksın ?” diyor …
Tekrar ediyorum …
Yahu …
Sana ne ?.
Sen  Başbakan mısın ?.
Sen Parti Başkanı mısın ?.
Sen herkesin  Cumhurbaşkanı değil misin ?.
Sana ne nereden bulacağı …
Üstüne üstlük …
Nerden bulacağını sorduğu, veremez diye avazı çıktığı kadar bağırdığı kişi zamanında,Gelirler Genel Müdürlüğü yapmış biri.Ve, bildiğim kadarıyla, Cumhurbaşkanımızın  öyle bir kariyeri de  yok.
Neyse …
Kim ne derse desin  biz biliyoruz ki "Ayakkabı kutularından çıkan paralar, Çelik kasalardan çıkan paralar, Saraya harcanan milyar dolarlar ve Dünyanın hiçbir yerinde olmayan rakamlarda Örtülü ödenek  paraları”  bu iki ikramiyeye yeter ve artar bile...
***
Ve, Ülkem,  hala Parlamenter sistemle yönetiliyor…
Meclisin onayı ile görev yapan bir Başbakan ve  Bakanlar var…
Her bakanlığın bütçesi belli…
Ülkenin geliri belli…
Gelire göre de İktidarda olan siyasi parti,  harcamalar pay ediyor…
Yeni gelecek siyasi iktidar da kendine göre öncelikler belirler ona göre harcamaları sınıflandırır…
 Mecliste , onay gördükten sonra da ,  neden ve nasıl dağıttığı kimseyi ilgilendirmez …
Kısaca …
Türkiye Cumhuriyetinin Bütçesi T.B.M.M. tarafından onaylanmış ise  harcamaların tamamı o bütçe rakamının içindedir…
Son olarak ..
TBMM’ce kabul edilen Bütçe dışında yapılan ( Cumhurbaşkanı için ayrılan örtülü ödenek ) harcamalar çok sık dile getirilen "paralel yapı” gibi yapıları  çağrıştırır ...

ŞİMDİ TOP SİZDE  
Bu güne kadar …
Sayalar, Çayırdere ve Danamandra Mahalleli dostların acil sorunu olan TAPU ve ECRİMİSİL sorununu dile getirdim …  
Ve …
Her defasında "bu bir lütuf değil, hakkınız” dedim …
Şimdi …
Top sizde  …


İSTER İNAN / İSTER İNANMA
"...Rakamdan emin değilim; ama son araştırmalarda Ak Parti’ye oy veren seçmenlerin % 70’i yolsuzluk olduğuna inanıyor. Yolsuzluk olmuştur.”
(Etyen Mahcupyan-Başbakan
Ahmet Davutoğlu’nun Başdanışmanı)

YORUM YAP