Engin Akın

Sel gider kum kalır

Bazı unutulmaz anlar vardır ya sadece o an yakalanır bırakmak istemezsin. Bazı anlar da, sanki hayatta son ihtimalmiş gibidir. Bazı anlar da vardır ki yaşamla ölüm arasındaki incecik çizgi kadar keskin ve kararını verirken sanki yıllarca düşünmek istersin ki işte o mümkün değildir. Böyle bir an yaşadınız mı hiç?

İnsanlar hep küçükken bir an önce büyümek ister. Büyüdüğün zamanda belli yaşlara belli anılara o zamanlara geri dönmek ister. Mutluluklar hep bizi geri çağırır inadına kaçarcasına, zamanını kaçırırcasına, kovalarcasına.

Mutlu olduğu anların keyfini sürerken keşke yaşadığı mutluluğun nasıl elde edildiğini unutmasa olmaz mı? Bir düşünün bizler hep musibetlerden ders çıkarmaya çalışırız. Bir de mutlulukları yakalarken neler yaptığımızı şu gönlümüze aklımıza fikrimize kaydetsek, unutmasak, unutturmasak zihnimizin derinliklerine. Bir de bunlardan ders çıkarsak tecrübe etsek, görsek mutlulukları.

O kadar çok örnek verilir ki bu şaşırtır insanı. Güzel bir yemeği nasıl yediğinden tutun da çok güzel bir evlilikten devam edin ve işte o senenin şampiyonluğundan bir ders çıkarın.

Benim işim spor ve önemli ölçüde futbol.
Benim işim yazarlık.
Benim işim ilçemin ve bölgemin sporunu takip edip var olan yanlışlıkları gün yüzüne çıkartmak.
Benim işim ilçemin ve bölgemin sporuna zarar verenleri gün yüzüne çıkartmak. Benim işim ilçemin ve bölgemin sporunu katledenleri deşifre etmek.
İşte benim işim bu.

Ders almak, dersler çıkartmak. Yani bu durum benim camiam içinde geçerli. Sporcusundan antrenörüne, malzemecisinden kulüp doktoruna, hatta ve hatta taraftarından başkanına kadar herkes kötü şeylerden olduğu kadar güzel şeylerden ders çıkarması lazım, bunu denediniz mi bilmiyorum ama mutlaka yapılması gerek diye düşünüyorum…

Siz hiç duydunuz mu, işittiniz mi bilmiyorum ama ben bir iki tane hatırlıyorum. Şampiyon olan bir takım hiç antrenörünü değiştirirdi mi? Ben söyleyeyim mi size bence hatırlamıyorsunuzdur bile. Çünkü galip gelen takım hep iyi oynamıştır. Şampiyon olan takımın hocası başarılıdır. Koca bir saçmalıktan ileri değil bu düşünceler.

Zamanını dolduranlar her zaman gönüllerde yer alır ve gideceği varsa da gider. Gelecek olanlar ise geleceği varsa gelir. Bu kadar basittir. Giden gitti diye düşünmektense gelecek olanlara bakmakta fayda vardır. Gidenin bıraktıkları önemlidir aslında gelenlere inat.

Hedefler her zaman büyük olmalı. İyi olan her şey başarılı olmayabilir. Ama büyük zaferler için elindekinin en iyisi gelmesi gerekir. Eskiler hep der ya “yenen takım her zaman haklıdır” diye halt etmiş bu lafla eskilerimiz. Bazı şeyler sosyal hayatta da aynıdır, sporda da. Bizim camiamızda her şey çok güzel giderken kimse geri plana çekilmez. Hep en ön saftadır. Ama işler kötü gider bir bakarsın en önde gidenler ardında bile değildirler artık.

İşin özü bir önceki sene şampiyon bir kadron olsa bile daha iyisi için çalışacaksın. Elindeki iyisini çok daha iyisi ile değiştireceksin. İyi diye elinde tutmayacaksın. İyiye de kolaylık göstereceksin ama teşekkür de edeceksin. Öyle bir an yakalayacaksın ki bir ömürlük sanacaksın ama her sene ömrüne ömür katacaksın. İşte başarıyı o an yakasından sıkı sıkı tutmuşsundur. Zaten sen istesen de o yaka senin ellerini bırakmaz. Hayatta bazı şeyleri son ihtimalin gibi düşün. Düşün ki kararını verirken hem mutluklardan, hem de musibetlerden ders alarak çıkar.

Hayat devam ediyor…
Bazen tatlı bir koşuşturmaca…
Hep güzellikler bir arada…
Ama hep öyle kalsa “Pembe Bulutlar” diye iç çekerken, bir bakıyorsunuz, rüzgâr… ardından da apansız bir fırtına!..

Bulutlar kararmış… Hem de; kapkara… Yaşam… Gerçekte, madalyonun diğer tarafı da bu…
Hüzün… Gözyaşı…
İnsanoğlu; doğduğu günden, ölüm arasındaki “kısa yaşam”ında neler görüyor değil mi?.. “Siyah” ve “Beyaz”… ve ikisinin karışımındaki grilik kaçınılmaz olanı değil midir sizce?
Hiç beklenmedik bir anda, her şey değişiveriyor…
Zirve… Düşüş… Yeniden çıkış…
Nasıl; “Her çıkışın bir inişi…” varsa; “Her inişin bir çıkışı” oluyor…
Bugünü yaşa… Geleceğinle avun!.. Ama “Bugün ne oldum...” değilden çok, “Yarın ne olacağım…” de…
Haber, yorum, röportaj, magazin…
Nerede olay varsa, biz orada olacağız…
Kaldığımız yerden…
Noktayı koyduğumuz en son yerden…
Hep birlikte olacağız…
Camia o kadar büyük ki…

YORUM YAP