Dünden beri “Yönetimi nasıl buldun?” sorusu sağlı, sollu geliyor. Malum Pazar günü MHP ve CHP İlçe kongrelerini gerçekleştirerek, siyasette ilk ve dönem itibariyle en önemli hedef yerel seçimlerde çalışmalarına ön saflarda katılacak kadrolarını belirlemiş oldu. Yani belirlemiş olması gerekiyordu!
MHP'nin yönetimini görünce biraz kafam karıştı sanıyordum, CHP'ninkini görünce ‘Bu işin doğrusu bu ben yanlış biliyorum' yönüne görüşlerimi sevk etmek durumunda kaldım.
Neyi mi yanlış biliyormuşum?
Ben sanıyorum ki ilçe yönetimi en ön saflarda koşup örgütü ya da teşkilatı ateşleyecek, tabiri caizse yapının taşıyıcı kolonu, lokomotifi olacak kadrolardan oluşmalı!
Meğerse yönetimin en başındaki kişi ya da iradeye sorun çıkarmayan, denileni yerine getiren, fazla iddialı olmayan kimselerin ağırlıkta olduğu yapı daha makbulmüş!
MHP hata yaptıysa, CHP de aynısını yaptı o zaman. MHP doğru olanı yaptıysa, CHP'nin attığı adımlara da yanlış deme şansımız yok.
Çok toptancı bir anlayışla genelleme yaptım yönetim listeleri hakkında gibi gelebilir, ancak istisnalar kaideyi bozmaz. Yerel seçimlere ve iktidarın belirleneceği süreçte ilçe yönetimlerinde baş aktörlerin ‘sıkı yönetimi' hakim kılınmış sanki.
MHP Silivri'de iktidar, CHP de malum iktidara en yakın rakip.
Ne şiş yansın, ne kebap yaklaşımını tercih edecek değilim inanın her iki ilçe kongresinin de tat verecek bir tarafı pek yoktu...
İktidar hizmetin alasını yaptığı için muhalefete yapacak çok şey kalmıyor. Geçen bir arkadaşımla sohbet ediyoruz, Volkan Yılmaz'ın muhalefet açısından şansız olduğunu belirterek “Metin Karakaş ya da Rıfat Kutlu ayarında bir muhalefetle günde 3-4 saat uyuyarak Silivri'ye hizmet ederdi” dedi. Daha fazla uyuduğunu kim söylüyor peki? Whatsapp son görülmelerinden yola çıkarak siyasi kulislere göre uyku süresi yaklaşık olarak tam da beklentileri karşılar nitelikte : ) (Genelde siyasetçiler bu uygulamadaki son görülmelerini gizler taraflarına atılan çok sayıda mesajın görülüp görülmediği belli olmasın diye…)
Neyse dönelim esas konumuza…
Yönetim listelerini oluşturanlar için o partilerin belli başlı isimleri ile aynı soyadı taşıyan insanları yazmak, aynı kişileri bir yönetim, bir il delegasyonu yedeklerine koymak bir nimet belli ki. Ancak bir vatandaş, gazeteci ya da siyaset okuruna göre bunun “İnsan bulamamışlar”, “Küçük olsun benim olsun demişler” anlamlarına geldiğini bilmek gerek. Bile isteye sınır çizmek, sonra da onu aşmak için uğraşmak nasıl bir siyasi fantezidir diye inanın hiç merak etmiyorum ama eden çıkıyordur.
Her iki ilçe kongresindeki heyecansız havayı ben herhangi bir değişim isteğinin yetersizliğine yordum açıkçası. İktidar sahipleri ile yer değiştirmek isteyenler dışında Silivri'de hissedilebilir bir beklenti yok siyaset ve seçimlerden.
Ekrem İmamoğlu, 2019 seçimlerinde CHP'nin şansıyken, özellikle son dönem kalkıştığı Genel Merkez eksenli girişimler sonucunda umudun değil, kızgınlığın adresi olma yolunda hızla ilerliyor. Yeniden İBB adayı CHP'nin başka şansı görünmüyor. İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu'dan kurtulmak için Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybetmesini umduysa içten işe, rövanş mı geliyor? Hayat bumerang gibi kimin için ne istersen sana onu hazırlayıp sunuyor!!!
Kazanılamayan genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri, kaybedilme tehlikesi gizlenemeyen İBB seçimleri ve iç çatışmalar CHP'nin uçmak için ihtiyaç duyduğu kanatları hırpaladıkça hırpalıyor.
Uzun lafın kısası CHP siyaset yapmaktan, son dönemde daha kötüsü içsiyasetten hizmet ve yönetime odaklanamıyor.
Volkan Yılmaz, siyasi tartışmalardan kendini sıyırma hassasiyetini terk etmeyerek kişileri, söylentileri elinin tersi ile gündeminden dışarı iterek hizmet ve yatırım potansiyeli ve başarısından başka bir şeyi adının yanına yaklaştırmama karılılığında ilerliyor.
CHP, Türkiye'deki ekonomik sıkıntılar ve toplumsal sorunlara yol açan konular üzerinde yerel iktidar fırsatını yeniden yakalamaya, MHP'de Volkan Yılmaz elde ettiği yerel yönetim başarısıyla konumunu muhafaza etmeye çalışıyor.
Zafer Yalçın ve Berker Esen ile yönetimlerinin yeni dönemleri hayırlı olsun. Silivri'ye faydalı işlere imza atmaları umuduyla…
