Ferhan Tezcan

Milli Takıma Papatya Falı

1984 sonbaharıydı. Milli takım dünya kupası eleme maçlarının birinde İstanbul'da İngiltere karşısına çıkacaktı. Futbol Federasyonunda Mili takımlar sorumlusu olarak görev yapan Erdoğan Şenay Galatasaray'a yeni göreve gelen Alman millî takımının eski hocası Jupp Derwall'i Milli takım danışmanı yapmak istiyordu.

Derwall gönülden olmasa da görevi kabul etti. İstanbul İnönü stadında Türkiye-İngiltere karşı karşıya geliyordu. Kalemizde Fenerbahçe kalecisi Yaşar vardı. Tribünler tıklım tıklımdı. Maç başladı. Bir- iki- üç derken 90 dakika 8-0 sonuçlandı. Milli takımın başında Coşkun Özarı vardı. O da neye uğradığını şaşırmıştı. Ama esas şaşıran bir başkası vardı.

Jupp Derwall maç sonu istifasını verdi ve milli takım danışmanlığını bitirdi. Yanı tam iki gün sürmüştü.

Sonra Derwall milli takımın başına Danimarka milli takımının ''efsane'' hocası Sepp Pıontek'i getirdi. 1990'lı yılların başı da onunla geçti. Ardından Pıontek'ın yardımcısı olan Fatih Terim Milli takımın başına geçti.

Milli takım rüzgarı da Terim'le birlikte başladı. 1996 Avrupa Futbol şampiyonasına katılmalar. Derken milli takım iyi bir ivme yakaladı. Fatih Terim'den sonra milli takımın başına önce Mustafa Denizli ardından da Şenol Güneş geldi.

Şenol Güneş 2002 dünya üçüncülüğünü Türkiye'ye getirince '' baştacı '' oldu. Ama onunda yolu kulüp antrenörlüğündeydi. Beşiktaş'ı iki kez şampiyon yaparak bir kez daha gönül defterine kendini yazdırdı.

GİDİŞİ NEDEN SORUN?

Millî takım 2015'lı yıllardan sonra gençleşmeye başlamıştı. Altınordu ve Gençlerbirliği alt yapısından çıkan oyuncular yavaş  yavaş  milli takımın yolunu tutuyorlardı. Futbol Federasyonu 2016 Avrupa Futbol şampiyonası sonrası Milli takımın başına Lucescu'yu getirdi. Lucescu gençleri iyi topladı. İyi hatta çok iyi olabilecek bir milli takım yarattı. Ama  ömrü vefa etmedi. Bıraktı. Lucescu'nun yaşı ilerlemişti. Sadece Futbol Federasyonu değil, bütün Türkiye  '' Koş Şenol hoca '' diyordu.

Yani Şenol Güneş'in basın toplantısında söylediği ''yalvarmayı'' sadece Federasyon değil neredeyse 80 milyon insan yapmıştı. (Bunlardan biri de bendim )

2021 Mayıs ayında yapılan hazırlık maçları işin rengini biraz olsun belli etmişti. Mart ayında Hollanda ve Norveç'e başarılı sonuçlar alınsa da Milli takımda  bir  tekdüzelik, bir vurdumduymazlık, bir  basiretsizlik ''kol '' geziyordu.

Alınan sonuçların çoğunda ''ındıvıduellık'' yani ''bireysellik'' yatıyordu.

Haziran başında İtalya önünde ikinci kırk beş dakikada alınan yenilgi milli takımın sonu oldu. Bir futbol takımı kadrosunda ''demoralize '' olma durumu varsa takımın hocası  bu tıp futbolcuları  morali  yüksek olanlarla değiştirebilir. Ama takımın hocası  ''kendine güvenini'' kaybetmişse o zaman yapacak bir şey olmaz.

Şenol Güneş Karadenizlidir. Karadenizlinin en büyük vasfı ''damarıdır'' İnatçıdır. Hedefinden asla dönmez. Yenilgiye tahammül edemez. Ancak hoca bu vasıflarını yukarıya taşıyınca ve yanına bir yetenekli koyamayınca film koptu.

Şimdi Şenol hoca ile yollar ayrıldı ve yeni hoca için ''papatya falı'' açılmaya başladı. Fatih Terim'le başlayan Okan Buruk ile devam eden Rıza Çalımbay'dan başlayan ve Mustafa Denizli ile biten isimler dizisi.

Bakalım bu dizi  nasıl sonuçlanacak ve  dostumuz  Katar  ile  buluşma bir  başka  bahara mı kalacak...

YORUM YAP