Sevginar Sali

Kutluyorum Seni Başkanım


Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, benim beklediğim patlamayı nihayet son örgüt toplantısında gerçekleştirdi. Meydan okuma, cesaret, restleşme, kızgınlık ve tüm bunlar yaşanırken, sağduyu, anlayış ve hoşgörü.
Daha başından beri kendini tarif ederken, “kendini hissettirmeyen” yönetici lafına hep sinir oldum. Işıklar, yumruğunu masaya vuran cinsten değil ama aynı anlama gelen, etkiyi uyandıracak can alıcı sözleriyle beraber, vuruşları ellerini havada hiddetle savururken de sağlayabiliyor.
Kutluyorum!

İnandığı şeylerden taviz vermeyişi iyi bir özellik mi yoksa kötü mü bilmiyorum. Dışarıdan algılayan kişinin beklentilerine göre değişkenlik gösterebilen bir durumu kendi görüşümle bağlamam uygun kaçmaz herhalde.
Uzun zamandır arkasından basında konuşulan konuların yüzüne karşı söylenmiş olması, ilçe örgütü ve kamuoyunda dillendirilen mevzuların doğrudan iletilmesi süre gelen sevimsiz bir durumu sonlandırdı.
CHP’ye çalışan basın mensupları yerine, AKP’den taraf olanların belediyede görevlendirilme durumu yeni bir mevzu değil. Aydın Doğar ile ortaya çıkmadı. Hepimiz de çok iyi biliyoruz ki Melis Avcı, AKP belediye seçimini kaybetti diye günlerce ağladı. Bu süreçte bunun sorumlusu olarak gördüğü Özcan Işıklar’a methiyeler düzdüğüne beni hiçbir Allah’ın kulu inandıramaz.
Işıklar, ekibinde birlikte çalışacağı insanları “CHP oyların yüzde 46’sıyla kazandıysa diğer partiler de yüzde 54 oy aldı” diyerek belirliyorsa ben buna saygı duyarım. CHP’li adayın değil ama Silivri Belediye Başkanının gözetmesi gereken kıstas budur. Bunu CHP’nin örgüt toplantısıda söylemesi cesaret ister. CHP’nin kendisi için eşitler arasında birinci parti olarak ifade etmesi, zekası ile tarafsızlığını güvence altına aldığı bir başka tespit.
Bu durum da kutlamayı hak eder.
Kamu adına, parti veya dernek adına bir şeyleri talep edip tartışırken, Ahmet’e, Mehmet’e ya da şahıslara konuyu indirgemeniz olaya beş sıfır yenik düşmeniz demektir. Zekasından şüphe duymadığınız çok insan var ama üretmedikleri, bunları kendileri dışındakilerle paylaşım içinde görmediğiniz sürece saygınlık, etkinlik kazanmanız imkansızdır. “Sevginar, çok akıllı biri ama sadece kendine” tespitine izin verdiğim ölçüde, başkaları ile ilgili söyleyeceğim her şey güvenirliğini, inandırıcılığını yitirmiştir.
Ben kendim için çalıştığımı açıkça kabul ediyorum. Silivri’ye kendimi adamışlık durumum kesinlikle yok. Her gün işe gelirken aklımın ucundan bile böyle bir şey geçmiyor. Ben kendim, Hürhaber için çalışıyorum. Ama ne mutlu bana ki, kendim için çalışırken insanların ihtiyaç duyduğu bir şey üretiyorum; gazetem! Bu işten para kazanmasam, geçimimi sağlamasam yapmam, yapamam da. Dik duracak kadar para kazanmazsam yaptığım işi yine önemsediğim şekilde yerine getiremem, dolayısıyla çok fazla kıymeti kalmaz. Ekonomik özgürlüğünüzü kazanmadığınız sürece, bağımsız olamazsınız. Bağımsız olmadığınız sürece de inandırıcılığınız zor sağlanır. Ee! Değerinizi de bileceksiniz, ortaya koyacaksınız. Ucuzluk ile kalite bağdaşmaz. Ya ucuzsunuzdur ya da kaliteli.
Örgüt toplantısının dikkat çeken noktalarından biride; Başkan Işıklar örgütüne değil, ilçe yöneticilerine diyor ki, “Yapmadıklarım kadar yaptıklarımla da ilgilenin.”
Ben nedense bu sözü üzerime aldım. Silivri Belediyesi Halkla İlişkiler ve Basın Müdürlüğü’nden son dönemde neredeyse haftada bir bülten çıkıyor. Bir şey sormak için her aradığımda Başkan Işıklar, mutlaka bir görüşme, çalışma denetiminde olduğunu anlatıyor. Örneğin kurultay değerlendirmesi için gazetemizi ziyaret sonrasında Başkan Işıklar, mimar ve mühendislerle bir görüşmesi olduğunu söyleyerek izin istedi. Konuya ilişkin bülteni bir hafta sonra basın danışmanından neredeyse rica minnetle alabildik. Toplantıya katılan mimar ve mühendisler sanmasınlar ki basın bir haberi ancak bir haftada yazabiliyor. Toplantıya basın çağırılmadı. Bu sebeple belediye ne zaman gönderirse o zaman yazmak zorunda kaldık. Haberi kullandık, İnşaat ve Mühendisler Odası Başkanı arıyor ve “Bu ne biçim haber?” diye soruyor. Teknik adamların temsilcisi birçok önemli şey söylediği ama haberde bunların hiçbirinin yer almadığı iddiasında. “Hem haberi bir hafta sonra yapıyorsunuz hem de eksik” diye sitem etmesine yanıyorum tabi. Ama her Allah’ın günü baygınlık geçirinceye kadar Silivri’yi baştan başa arşınlayan, insanlarla görüşen Işıklar’ın, hiçbir halt yemeden zaman öldüren bir belediye başkanı olarak algılanmasından sorumlu tuttuğum basın danışmanı ve halka ilişkilerinin aklına şaşıyorum asıl.
Gönüllü Basın Danışmanı Ömer Çetin’i de aradım söyledim; “Bu adam deli gibi çalışıyor ama siz yetişemediğiniz için sayenizde yerel basın geri zekalı duruma düşüyor, tanıtmakla, anlatmakla, sevdirmekle yükümlü olduğunuz belediye başkanı tembel, beceriksiz biri olarak algılanıyor.”
Anlaşılan o ki Işıklar’ın basın danışmanı, halka ilişkileri için “gölge etmeyin başka ihsan” istemez demek zorundayız. Işıklar, halkla ilişkilerini kendi yürütse, yaptığı çalışmaları, basını davet ederek anlatsa hakkında daha hayırlı olacak.
Sanki Işıklar’ın yaptığı çalışmaları anlatma değil anlatmamak için kurulmuş bir birim var belediyede ve Başkanının yaptığı çalışmaları sır gibi saklamakla görevliler.
Bu anlattıklarımın hepsini Işıklar da biliyor, “İnsan satmak benim doğamda yok” diyor olmalı. Ama kararlılığını ortaya koyduktan sonra aynı gün içinde belediyeden biriken bütün çalışmaları 5-6 bülten olarak çıkıyorsa denetimin sıklaştırılması gerektiği de ortada.
Haklısın Başkanım, yapılmayanlar kadar yapılanlarla da ilgilenmeliyiz. Yapmadıklarınızı muhalefet ve ilgili kesimler haykırarak anlatıyor, yaptıklarını anlatmakla görevlendirdiklerini gözden geçirip, kendine bu konuda daha büyük gayret harcarsan Silivri halkı seni, yönetim ve çalışmalarını daha iyi anlar.
Yaptıklarınızı doğru düzgün anlatın ki insanlar sırf yapmadıklarınızı tartışmak zorunda kalmasın.
Işıklar’ın son örgüt toplantısında savundukları, ifade etme biçimi, kararlılığı çok hoşuma gitti. Kutluyorum seni Başkanım!
İyi hafta sonları!

YORUM YAP