XXXXX

Köylülerimiz 2009’da neden ilçe belediye seçimlerinde oy kullanamadı?

 

AK Parti Silivri Teşkilat kurmayları ile bölge milletvekili Tülay Kaynarca pazartesi günü muhtarlarla bir araya geldi. Genel iktidar temsilcileri burada muhtarlara Büyükşehir Yasası'ndaki son değişiklikleri anlattı, yerindeliğini açıklamak için çalıştı.
Tülay Kaynarca'nın burada telaffuz ettiği bir cümle okuyucularımızın dikkatinden kaçmamış: "En sona en güzel olanı bıraktım o da şu: oy kullanma hakkı. Bu yasa köylülerimize hem büyükşehir belediyesine hem de ilçe belediyesine oy kullanma hakkı tanıyor. Yani diyor ki; köylümüz de artık kendi yaşadığı ilçeye oy kullanacak. Hizmet vermiyor mu mevcut belediye başkanı size? O zaman ne yapacağız; oyumuzla birlikte seçmen gücümüzü kullanacağız. Siz muhtarlar olarak bunu bize ilettiniz biz de bunu çok dillendirdik, ‘karşılıklı olarak otokontrol sağlanması için oy kullanılması gerekir' dedik ve bunu Başbakanımızın da onayıyla getirdik. Bence inşallah çok daha güzel bir sistem olacak.”
2008 senesinde yani 2009 yerel seçimleri öncesinde Büyükşehir Yasası'nın öngördüğü şekliyle Silivri'nin orman köyleri ilçe belediye seçimlerinde oy kullanamıyordu. Sonra Akörenli bir vatandaşımız Yüksek Seçim Kurulu'na "oy kullanmak istiyoruz” diye başvurdu. YSK da bu talebi haklı buldu "Silivri'nin orman köylüleri ilçe belediye seçiminde oy kullansın” dedi. Bu karara dönemin AK Partili Belediye Başkanı Hüseyin Turan itiraz etti ve sürpriz bir biçimde talebi kabul gördü.  Ardından Silivri'nin orman köylüleri İBB Başkanı için oy kullanırken, Silivri Belediye Başkanı için kullanamadı…
Biz bile unuttuysak çok kişi unutmuştur… Yakın tarihini unutanlar, bilmeyenler geleceğine doğru yön veremezler… Hafızaları tazeleyelim dedik…

DEĞERLENDİRME - 6
Metin KAYA (ADALET VE KALKINMA PARTİSİ) -
AK Parti meclisinin iddialı isimlerinden biri. Her ne kadar mecliste sesi pek duyulmasa da grup içerisinde güçlü şekilde çıktığı söyleniyor. Yöresel dernek bazında meclis üyeliğinin karşılığı olan ender isimlerden. Meclis üyeliği ve siyasi yükselişlerinden ziyade mesleki kazanımlarıyla daha çok gündeme geldi. Üstlendiği her sorumluluk gibi kamusal olanının da hakkını vermeye gayreti dikkat çekse de yeterliliği tartışılır.
Siyasetin kendine has incelik ve nezaketi vardır. İncelirsiniz ama buna bakıp kolay kırılacağınızı düşünüp üzerinize gidenlere de en büyük hezimeti yaşatırsınız. Yeri gelir nezaket dersi de verirsiniz, yeri gelir koyduğunuz gibi oturtursunuz.
Aslında ifade etmek istediğim Metin Kaya'nın siyasetin tam da bu özellikleriyle tam olarak haşır neşir olmayışı. Yerel yönetim ve siyaset anlamında üzerine katması gereken şeyler var. Bu dönemin sürprizlerinden biriydi fena da değildi… Ama Silivri'de siyaset yarışında artık iyiler arasında bir yarış izlemek zorundayız. Yoksa bu coğrafyayı yönetmeye talip olup, altında ezilenlerin yaşadığı ve yaşattığı çileyi çekmek zorunda kalırız.

Tamer ŞİŞMAN (ADALET VE KALKINMA PARTİSİ) – Adaylığı en çok tartışılan isim oldu. Seçilmesiyle adaptasyonu hızlı bir seyir izledi. Silivri'ye nasıl uyum sağlayacağını bildiğini ve bu konudaki becerisini ortaya koydu. Silivri ile kaynaşma konusunu aştı diye düşünülürken, parti içinde bir takım meseleler baş gösterdi. Tam da bir ifade bulmadan, mesele kapandı.
Silivri'nin bir özelliği vardır başında da taşır bir insanı, aynı anda canını da alır. Bir taraftan hürmet diğer yandan eziyet. Ne sevdiği bellidir ne de sevmediği… "Huysuz ve tatlı kadın” şarkısındaki gibi. Şişman'ın, AK Parti İl Başkanı Aziz Babuşçu ile yakınlığı kendinden önce tanındı bilindi. Hiç sormadım kendisine ‘bu işin aslı astarı nedir?' diye… Bu saatten sonra da önemi yok diyemeyeceğim, vardır mutlaka. "Büyük aşklar nefretle başlarmış” misali, önce bir yadırgandı, sonra kabul ettirdi kendini. Aktifliği, enerjisi de fena değil. Metin Karakaş ile her ne kadar ‘savaş baltalarını gömmüş' gibi görünseler de bu ‘sevimli' durumun etkilerini önümüzdeki seçimde hissederiz gibi geliyor.

Tamer AKIN (ADALET VE KALKINMA PARTİSİ) – AK Parti'nin Kavaklılı meclis üyesi. Bölgesinde tartışılmaz olarak çok sevilen ancak siyasi ve yerel yönetim aşamasında yeterli bir etkinlik ortaya koyduğu söylenemez.
İyi bir meclis üyesi olmanız için iyi bir insan olmanız yeterli değil. Ancak kötü bir insansanız iyi bir meclis üyesi veya başka bir şey olmanızın hiçbir yolu yok. Bu değerlendirmeleri toparlarken meclis üyeleri hakkında bölgelerinin insanları veya bizim fikirlerine güvendiğimiz kişiler ile görüştük. "İyi bir insan ama ….” diye başlayan yorumlar ağırlıktaydı. Biz kimsenin kişiliğini değerlendirmiyoruz. Kamu görevi yapan insanların bu aşamada sergiledikleri performans konu ettiğimiz. Yoksa kimsenin kişiliğini yargılamak haddimiz değil.
Tamer Akın'a dönecek olursak, beklentilere karşılık verdiğini söyleyebiliriz. Çünkü seçiminde zaten çok da yüksek siyasi veya yerel yönetim hedeflerinin olmadığını tahmin ediyoruz. Kendi halinde, iyi niyetinin yettiği ölçüde başkalarına da yardım edebilecek potansiyelde bir seyir izledi. Uyumlu, anlayışlı, ılımlı yaklaşımlarıyla mahallesini temsil etmek için elinden geleni yaptı.

YORUM YAP