Adil Sirkecioğlu

Kazanmanın - kaybetmenin ağırlığını kaldırabilmek!

Yazılarımı, yazacaklarımı; sular durulsun, karışıklık dönemi bitsin diye erteledikçe üç ay geçmiş farkında olmadan. Uzun süren bir seçim maratonundan sonra, normal hayatımıza dönüp gelecek için neler yapabiliriz; biran evvel planlamalıyız.
Yediden yetmişe seçim ve seçim mevzuatı uzmanı olduğumuz bu süreçte tereciye tere satma derdim yok. Bununla birlikte sonraki yazılarıma ışık tutma niyetiyle kısa bir değerlendirme yapma mecburiyetim var. İzmir-Ankara-İstanbul'un yanında Antalya, Adana ve Mersin gibi büyükşehirleri de kaybeden iktidar ittifakı toplamdaki oy oranıyla güvenoyunu tazelemiş gözüküyor. Muhalefet bloğunun da itirazı olmadığı gibi bir sonraki seçime kadar yapılacak hataları ve karşılığındaki yıpranmayla birlikte çöküşü takip etmeyi tercih edecekler.
Farkındasınızdır. Bu seçimin (seçimlerin) en mutlusu Kılıçdaroğlu. Siyasete girdiğinden itibaren; kaybeden, horlanan, eziklenen genel başkan ilk defa bu dönemde itibar kazandı. “Kılıçdaroğlu istifa” sözleri geçmişte kaldı. Genel başkanlığının tartışılmayacağı uzunca bir döneme kapı açıldı. Erdoğan tek başına iktidar olma rekoru kırarken, hiçbir başarı gösteremeyen Kılıçdaroğlu azimle koltuğunu korudu. Dünya siyaset tarihinde yerini hiçbir lider dolduramaz. Siyasal bilgilerde doktora konusu yapılacak kadar olağanüstü bir dönem ve siyasi kişilik olduğu düşüncesindeyim. İstanbul'u Ak Parti kazanmış olsaydı, diğer şehirler konuşulacak, hatalar sıralanacaktı. Ankara-Antalya-Adana-Mersin'in yanında, ittifak anlaşmazlıkları yüzünden kaybedilen şehirler masaya yatırılacaktı. Sıradan partili bile seçimlerden çok önce kaybedilecek şehirleri sıralarken; bütün anket sonuçları ve her türlü istihbarat imkanlarına rağmen Ak Parti üst yönetiminin basiretsizliğini anlamak güç. Tek bir neden akla geliyor. Güç zehirlenmesi ve tabandan uzaklaşma!
Silivri'mizde kazanan da kaybeden de hayatından memnun gözüküyor. 2003 yılında bir tespitte bulunmuştum; CHP'nin kalesi gözüken Silivri'de MHP'nin kazanma şansı Ak Parti'den fazla. 2004 seçimleri MHP kökenli bir adayla kazanılırken, yapılan hatalar sonucu 2009-2014 seçimleri kaybedildi. On beş yıl önceki tespitim Volkan Yılmaz'la tekrar netice aldı. 2004'de Turan'la kazanıldığı zaman büyük bir hoşnutsuzluk varken, Yılmaz'ın seçim kazanması büyük çapta memnuniyet oluşturdu. İmamoğlu'nun yirmi beş binden fazla fark attığı Silivri'mizde bu memnuniyetin kıymeti bilinmeli. “Volkan patladı, Işıklar söndü” veya “Sevgi kazandı, huzur kaybetti” şeklindeki hoyratça sloganlar yerine ilerleyen zamanda sevgiyle birlikte huzurun da sağlanacağını ispatlamalıyız.
Işıklar seçimi kaybetmesini büyük bir olgunlukla karşıladı. Seçim çalışmaları esnasında “Kazanırsa Işıklar kazanacak, kaybederse Kılıçdaroğlu kaybedecek” ikazımı yüzüne karşı yaptığım için müsterihim. Işıklar'a karşı hiçbir zaman sahte olmadım. Allah için Işıklar da en acımasız eleştirilerime bile tahammül gösterdi. Hakkını helal et başkanım, siyasi görüş farklılığımıza rağmen her zaman dost kalacağımıza eminim. Dostluğumuzun seçime kadar olmadığını düşünüyorum. Canın çektiğinde veya çok bunaldığında etli ekmek yemeğe bekleriz. Tek şart konuşmaktan daha fazla dinlemeye niyetliysen!!!
İBB seçiminin iptal edilip tekrarlanmasının en mutlusu İmamoğlu'dur. 31 Mart sonucuna göre verilen mazbata geri alınmasaydı, topal ördek kalacaktı. En yetkili ağızdan ifade edildiği gibi başkanlık yapamayacaktı. Topallığı 800 binlik güçlü bir bastonla telafi edildi. İBB Meclisindeki kahir çoğunluk vatandaş iradesi karşısında dikilmek yerine, eğilmek zorundalar. 13 binlik bir farkla, her türlü şaibe ve suçlamaya göğüs gererek başkanlık yapmak yerine itiraz edilemez bir farkla yetki almak İBB Başkanına daha çok yakıştı. Seçimlerden önce Türkiye ittifakını dillendiren Erdoğan işe İstanbul ittifakı ile başlarsa başkanlığını perçinler. Aksi söylem ve davranışlar önümüzdeki başkanlık seçimlerine güçlü bir rakip olarak hazırlanmasına hizmet eder.
Tekrarlanan seçimin bir başka faydası demokrasiye olan inancın pekişmesi olmuştur. Diktatörlük yaygarası son bulmalı, değerlerimize sahip çıkmalıyız. Milletin iradesi liderlerin iradesinden üstündür. Bu durumu olgunlukla karşılayan liderlere, adaylara sahip olmakla gurur duymalıyız. Kaş göz oynatıp, ağız burun kıvırarak; Ak Parti bu seçimi ne yapar ne eder kazanır diyen zavallıları kendi utançları ile baş başa bırakıyorum.
Ak Parti'nin bütün teşkilat yapısı büyük bir tembellik ve zafiyet girdabına sürüklenmiş halde. İstanbul seçimlerinde ortaya çıkan tablo görmek istemeyenlerin bile gözüne parmak soktu. Gelenin gideni beğenmediği, fayda sağlayacak insanların uzak tutulduğu bir anlayışla iktidarı sürdürmek mümkün gözükmüyor. Geçmişi, geleceği ve bugünü kucaklayamayan bir parti azınlık kalmaya mahkûm olur. Kelin ilacı olsa kendi başına sürer. Sen kaybettin git İstanbul'u da kaybettir anlayışıyla yetki verilenler görevlerini yapmış gözüküyorlar. 17 yıllık tek başına iktidar döneminden sonra ve de iktidardayken yapılan seçimi “Cumhuriyet tarihimizin en şaibeli seçimi” ilan eden zihniyeti araştırmalı, incelenmeli hatta yargılanmalıyız. Milli şefin kemikleri sızladı. İktidardayken iktidarı suçlamanın en müstesna örneğine şahitlik ettik, gördük. Teşkilat yapısında radikal değişiklikler yapılmaz, tedbir alınmazsa bu konuda daha çok yazılar kaleme alacağız. Şimdilik bu kadar.
İstanbul'da yaşayan birisi olarak “yüzde elli beşi terör örgütleriyle işbirliği yapmış; dağdan, ABD'den gelen emir ve telkinlerle oy kullanmış” travmasını yaşatanlar bu durumu biran evvel telafi etmek zorundalar. Milletin büyük çoğunluğunu hain kabul eden bir anlayış iktidar olamaz. İktidar olsa bile muktedir olamaz. Oy avcılığı için her şey mubah teorisinin bile bir sınırı olmalı. Terör örgütüne “ke ke” diyecektiniz de niye yıllardır bize “ka ka” dedirttiniz?
El ele verip memleket için yapacaklarımızı düşünmek, barış, huzur, sevgi ve memnuniyetin hakim olacağı bir vatana sahip olma umuduyla yaralarımızı kaşımak istemiyorum. Yapılan hizmetleri gören gözler görüyor. Nankörlük yapılıyor diye düşünerek göze sokmaya çalışmanın anlamı yok.
Allah razı olsun dualarıyla birlikte; hataları, yanlışları, çirkinliklerin de dile getirilmesine müsaade edilmeli. Engellemenin sandıkta patlamaya neden olduğu artık kafalara dank etmeli.
Seçim, seçimler bitti. Silivri Spor'u düşünme zamanı. Vedaya hazırlanırken bile Silivri Spor'un geleceğini planlamaya çalışan Akgün Duru'yu kutluyorum. Yaptıkları yeni görev alacaklara ışık tutacaktır.
Sevgide, huzurda, birlikte kalın.

YORUM YAP