“Iyi bir ivmemiz var onu sürdüreceğiz”

“Iyi bir ivmemiz var onu sürdüreceğiz”

25.01.2013 11:41:26

İlçe Milli Eğitim Müdürü İkram Kayapınar, 2012-2013 döneminin sona ermesi dolayısıyla yaptığı özel açıklamada eğitim öğretimin yanı sıra gerçekleştirdikleri Kazanım Değerlendirme Sınavı hakkında bilgi verdi ve yarıyıl tatili için tavsiyeler ile uyarılarda bulundu.

KAYAPINAR: BİRİNCİ DÖNEM SIKINTILI GEÇTİ
Kayapınar açıklamalarına şöyle başladı: "İlçemizde yeni eğitim öğretim yılı başladıktan sonra tüm Türkiye'nin yaşadığı sorunları biz de yaşadık. Bir dönem içinde gerek alan değişikliği sebebiyle, gerek eş durumu ataması, iki defa ilk atama, Anadolu liselerine atama, okulların statü değişikliği 4+4+4 kapsamında ilkokul ve ortaokulların ayrılmasıyla öğretmenlerimiz yer değiştirmek zorunda kaldı. Başarımızın en önemli unsurlarından biri oryantasyon programı. İlk dönemde bu programı birçok okulda yaşatmak zorunda kaldık. Tabi, bu elimizde olmayan nedenlerden dolayı böyle gelişti. Sonuçta bu bir politika ve uygulanıyor. Buna rağmen derslerimizi boş geçirmedik. Derslerimizin öğretmensiz geçmesi diye bir şey söz konusu olmadı. 170 ücretli öğretmenimiz var. Bir bölümü birkaç yıldır bu işi yapıyor. Sonuçta öğretmendir. Aynı bölümü okumuş, üniversitesini bitirmiş ve diploması elinde. Yeteri kadar puan alamadığı için kadroya geçememiştir. Ülkemizdeki ekonomik durum dolayısıyla kadro sınırlı olduğu için belli şeyler bizim isteğimiz dışında oluyor. Bakanımızın da söylediği gibi 120 bin öğretmen açığı var. 120 bin öğretmen daha kadroya alınarak göreve başlasa her branşın yeteri kadar öğretmeni olacak.

"ÖĞRETMEN ATAMALARI YAZ TATİLİNDE BİTİRİLECEK”
Bursa'da katıldığım bir toplantıda Genel Müdürümüz yaptığı açıklamada öğretmen atamalarının yaz tatilinde bitirileceğini söyledi. Çok isabetli bir karar, inşallah bunun arkasında durulur. Ben bunu çok önemsiyorum. Öğretmen atamalarında projeksiyon biraz daha geniş tutulmalı. 800 bin mevcudu olan kocaman bir camiayız. Buna rağmen sağlık sebepleriyle tayın olabilir, ama bu çok küçük bir yüzdedir. Mesela eş durumu benim anlayamadığım bir şey. Bunu her insan ayarlayabilir. Yazın ayarlamayıp da sonra nasıl gelişiyor? Genellikle kızı olan bir Bakanlığımız. Eşleri daha çok askerde veya Emniyette oluyor. Biz onlara bağlı hareket ederiz. Onlarla Bakanlığımızın kuracağı bir koordinasyon bu işi çözer. Elimizde çok imkan var, ancak kullanmıyoruz.

"DİSİPLİN NOKTASINDA MAVİ BONCUKLUYUZ”
Birinci dönemde başarımızı baltalayan yukarıdaki unsurlardı. Bunun dışında birkaç küçük disiplin problemi dışında çok büyük bir olumsuzluk yaşanmadı. Başka ilçelerde de çalışmış biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki bu konuda mavi boncukluyuz.

"MOTİVASYON EKSİKLİĞİ VAR”
Başarı konusuna gelince, öğrencilerimizin ders konusunda motivasyonlarının düşük olduğunu görüyorum. Bu konuda sıkıntı çekiyoruz. İstiyorum ki öğrencilerimizin hepsi okula koşarak, zıplayarak istekli gelsin. Bir bölüm öğrencimiz kendini kaderciliğe bırakmış.
Öğrenci sınıfta "Ben bu dersleri şunun için görüyorum, bunun bana ileride kuracağım hayatı belirleyecek şekilde faydası olacak” hedefiyle oturursa ve "Ben bu dersi en iyi şekilde değerlendirmeliyim” mantığında olursa biz bu öğrenciye çok şey veririz. Ebeveyn korkusuyla veya arkadaşları gittiği için okula geliyorsa, işte bu sıkıntı yaratıyor. Tabi bu konuda öğretmenlerimize büyük görev düşünüyor. 1. Sınıftan tutun lise son sınıfa kadar çocuklarımızın değerlenip toparlanması gerekiyor. Onlara öğrenci olma, ders dinleme, okuldan bir şey öğreneceklerine dair bir ruh pozisyonuna getirilmeleri gerekiyor. Önce bunları yapmalıyız ki üzerlerine bir şey koyabilelim. Mesela Lise 1'lerde sınıf tekrarı çok olur, Lise 2'de azalır, Lise 3'te normale geçer, Lise 4'te hepsi geçer. Öğrenciler neden Lise 1'de zorlanır? Birçok sebepten bahsedebiliriz. Bunların aralarında en önemli olanlar ise çocukların ortam ve program değiştirmiş olmaları. Lise 1 Matematik öğretmenleriyle bu konu üzerinde konuştuğumuzda, genelde öğrencilerin ortaokuldan eksik geldiği söylenir. Edebiyatçıya sorarsınız o da öyle söyler. Doğru da olabilir, kendi içinde bir mantığı da vardır. Buna rağmen onlara hep şunu söylüyorum; elimizdeki öğrencileri değerleyip toplayacağız. Bir önceki eğitim kurumunda sistem gereği geçirildiler, böyle gelmiş olabilir. Haklısınız. Su açık olduğu için böyle bir akış gösteriyor da havuzumuz dolduktan sonra artık bizi ilgilendiriyor. O halde bir öncekileri suçlayarak biz bir şey kazanabilir miyiz? Mümkün değil. O, zaman elimizdeki öğrencilerle ne yapabiliriz'in telaşında olacağız.

"GÖREVİMİZİ YAPTIK”
Hangi alanda olursa olsun iyi bir yönetici olabilmek için öncelikle istatistiki değerleri gözetmek ve adaletli yönetmek zorundasınız. Bu iki ana unsura dikkat etmek zorundasınız. İlçedeki eğitim başarısını yükseltmek Milli Eğitim Müdürlüklerinin görevleri arasında yer alıyor. Bunu yapabilmek için de daha önceki seviyeyi belirlemek gerekiyor. Bir sonrakini de tespit ettiğimiz zaman aradaki fark eğer olumluysa iyi gidiyoruz diyeceğiz, değilse geri gittiğimizi anlayarak tedbir alacağız. Eğer iyi gidiyorsak daha da iyi olma çabası içerisinde olacağız. İşleri sayısal hale getirmek için bir zorunluluğumuz var.
Bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz deneme sınavıyla durum tespitinde bulunduk. Her okulun ne yaptığı, hangi öğretmenle bunu yaptığı ve hangi öğrenciyle bunu yaptığını gördük. Biz iyi bir yönetimin sergilenmesinin şartlarından bir tanesini çok net olarak yerine getirdik; Öğrencilerimizin aldıkları bilgileri sonuç olarak görmek istedik. Milli Eğitim Bakanlığımızın bize bir kaynak sağlamadığı için deneme sınavını yapabilmek için maddi bir imkanımız yoktu.
Ancak çevre ilçelerde olduğu ve ilçemizde de geçmiş dönemde yapıldığı gibi bu deneme sınavı için birer liralık bir bedel toplamadık. Düzenlediğimiz son sınav bu şekilde de yapılabilirdi. O zaman şöyle bir hesaba girilecekti; Kaç öğrenci girdi? 16 bin. Bir liradan 16 bin lira yapar. 16 bin lirayı İlçe Milli Eğitim nasıl kullandı? Gibi örneğin garip hesaplara girilecekti.
Deneme sınavını ilçemizde gücü olan insanlardan yardım alarak yapmaya karar verdik. Böylece yönetmeliğimizde de yer alan maddeye uygun davrandık. Durum tespitimiz daha anlamlı olabilmesi için ikinci dönemde ikinci deneme sınavını da yapacağız ki aradaki farkı görelim. Cevap kağıtlarında standart olarak yazılan telefon numaralarının başka yerde kullanılması söz konusu değil. Sınav yapılıyor, değerlendiriliyor ve cevap kağıtları öğrencilere dağıtılıyor. Sonuçta bu işi profesyonel bir firma yaptı. Bu güne kadar da bir tane öğrenci velisinin bile sınav kağıtlarına telefon numaraların yazılmasından kaynaklı bir mağduriyeti veya şikayeti söz konusu olmadı. Yine de ikinci sınav kağıtlarında telefon numaralarının kodlanacağı yer siyah olarak çıkacak. Öğrencilerin adı, soyadı, okulu, sınıfı ve numarası kodlanıyor. Açıklama bölümünde sadece bu bilgiler var. Anlaşılan daha sıkı tedbirler almak gerekiyor. Bu konuda böyle bir tedbir alınacak.

"BAZI DERSLER FENA DEĞİL, AMA ZAYIF OLANLAR DA VAR”
Kazanım Değerlendirme Sınavı'nda belli derslerin verilen cevapların yüzdelerine baktığım zaman fena değil, iyi. Birkaç dersin zayıf olduğunu gördüm. Bunlardan biri de Biyoloji. Yaptığımız değerlendirme toplantısında bunun nedenini sorduğumda bir Biyoloji öğretmenim, bu dersin sorularının kitapçığın en sonunda olduğunu söyledi. Öğrencilerin, bu dersten not alınmayacağı, somut bir şey olmayacağı için biyoloji soruları dahi okumadıklarını sözlerine ekledi. Sınavda gözlemci olan bu öğretmenimiz, branşı ile ilgili soruların okunmadığını görünce, çocukları uyarmış. "İnanın ki birine yardım etmiş değilim, ancak Biyoloji sorularını da okumalarını istediğim sınıfın sonuçlarında bu dersteki sorular karşılık bulmuş oldu. Diğerleri okumadılar bile” dedi. Bu tespiti doğru buldum. Bizim için de iyi bir tecrübe oldu. Bazen bu sınav sonuçları şundan dolayı da gerçeği yansıtmayabiliyor; okumamış ki cevap versin. Bu durumda başarımızı göstermiyor, hatta başarısızlığımıza sebep oluyor. Bundan sonra gözcü öğretmenlerimiz de daha dikkatli olacak.

KAYAPINAR'DAN YARIYIL TATİL TAVSİYELERİ VE UYARILARI
Gençlerimizin kitap okumalarıyla ilgili tavsiyelerimi yine yenileyeceğim. Tatil demek sadece dinlenmek değil. Öğrenci ve öğretmenler için tatil, ders yoğunluğundan kendinizi başka bir yoğunluğa almak. Yeni sistem ve modern dünyada da bu geçerli. Dinlemek, sıkılmış olduğunuz iş alanından başka bir iş alanına geçmek olarak algılanmaya başlandı. Hobi olarak çaldığınız müzik aleti bile sizi çok iyi dinlendirebiliyor. Ben de gençlerimize değişik hobiler edinerek onlara bol vakit ayırmalarını, tatilde kulvar değiştirmelerini öneriyorum. Günü programlayarak her şeye belli zaman dilimleri ayırsınlar. Televizyondaki gereksiz programları izlemesinler, çünkü onlar bir şey vermiyor, vermeyecek de. O programların sonunda elimizde kalan hiçbir şey yok. Anlamlı programlar izlenebilir. İnternette anlamlı bir duruş zamanı mümkün. Çocuklarımız, yolda yürürken bile cep telefonuyla ilgileniyorlar. Çok dağınık bir vaziyet var. Arkadaşlarıyla mesajlaşırken yürüdükleri kaldırımların farkında bile değiller. Tüm bu konular birer büyük ana konunun başlıkları. Ben ana hatlarıyla aktarmış olayım.

"İYİ BİR İVMEMİZ VAR, BUNU SÜRDÜRECEĞİZ”
İnşallah bu 15 günlük sürede öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz iyi dinlenirler. Sağlık ve mutluluk dolu bir tatil diliyorum. Dinlenmiş ve tam motive olarak dönmelerini beklerim. Birinci dönemde verdikleri emekler için herkese teşekkür ediyorum. Siz basın mensupları ve çalışan kendi personelim, biz bir aileyiz. Güzel işler yapmaya gayret ediyoruz. İyi bir ivmemiz var, inşallah bunu sürdüreceğiz. Silivri her şeyin en iyisine layık. Teşekkür ederim.”
Renginar SALİ

YORUM YAP