“İnançlara saygı bizleri yüceltir

“İnançlara saygı bizleri yüceltir

04.12.2014 11:48:29

Kısa bir zaman önce Fener Rum Patriği I. Bartholomeos’un çağırısı ile Ortodoks inancına mensup çoğunluğunun Yunanistan vatandaşlarından oluştuğu grup Silivri’de dini ve turizm amaçlı bir ziyaret gerçekleştirmişti. Konuklar Fatih Mahallesi’nde bulunan tarihi sarnıçta ibadet ederek, son azizleri Aziz Nektarios’un Evi’ni ziyaret etmişti. Aralık ayı meclis toplantısında bu ziyareti gündeme getiren AK Partili meclis üyeleri Silivri Belediyesi’nin süreci resmi bir şekilde yürütüp yürütmediğini verdikleri soru önergesiyle yokladı.

"BELEDİYEDEN BİR GİDER OLMADI”
Özcan Işıklar, konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı: "Aziz Nektarios’un Evi’yle ilgili süreç ve yapılan o davetin belediye açısından gideri hiçbir şekilde mümkün değil. Çünkü öyle bir konsepti yok o davetin. Onlar gelmek istediler. Mesela biz Hacca giderken Sudi Arabistan Hükümeti bizi karşılamıyor. Burası da onların Hac yeri, isteyen gelir masrafını öder, kendi faaliyetlerini yapar ve gider.

"NEKTARİUS’UN EVİ 3 RUHANİ MERKEZ’DEN BİRİSİ!”
Bir yanlış anlaşılma olmaması açısından şunu özellikle belirtmek istiyorum; Papanın Türkiye’ye gelişiyle ilgili bu süreç daha da açığa çıktı. Patrik bizi ziyaretinde Papanın 28’inde Türkiye’ye geleceğini ve bu konunun da gündeme geleceğini söylemişti. O anlamda burası dünyada 3 tane Ruhani Merkez’den biri. Kâbe, Efes'te Aziz Nikolas’ın yeri ve Aziz Nektarius’un doğum yeri Silivri. 350 Milyon Ortodoks’un layıkıyla hacı Haç vazifesini yerine getirmek isteyen için mutlaka buraya uğraması gerektiğini bize Patrik Hazretleri tarafından da söylendi.

"ANAYASAYLA GÜVENCE ALTINA ALINAN DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA İZNE TABİ DEĞİL”
Lozan Antlaşması’na göre azınlıkların hakları, anayasamızın 28. Maddesinin din ve vicdan özgürlüğü bunu sağlıyor. Baştan böyle bir sıkıntı yaşanmasın diye biz de araştırdık bunu.  Çünkü 1999 ve 2000 yıllarında bu süreç yaşandı, Silivri’nin gündemine gelmişti. Yönetmelik, kanun, genelge üçünü de araştırdık. Kaymakamla, Jandarma Komutanıyla, Emniyet Müdürüyle, Müftüyle görüştüm.
Ve baktık ki anayasamızın 28. Maddesinden sonra başka bir kanun, bunun üstü de olması mümkün değil, din ve vicdan özgürlüğü kapsamındadır ve herhangi bir izne tabi değildir. Anayasa açık bir şekilde yazmış. Bir genelge olup olmadığını İç İşleri Bakanlığına da sorduk.

"KAVALA’DA CUMA NAMAZI KILACAĞIZ”
Aynı zamanda kendisi Kavala Belediye başkanı, annesi Ortaköylü, bizi davet etti. Biz de gidip Kavala’da bir Cuma günü Cuma namazı kılacağız. Hiç izin falan almayacağız, camiye gidip namaz kılıp döneceğiz.

"ORTODOKS VE KATOLİK KİLİSELERİNİN BİRLEŞMESİYLE SİLİVRİ DAHA DA ÖNEM KAZANACAK”
960 yıldır Hıristiyanlığın iki mezhebinin birleşmesi için ciddi bir yol alındı. Bu Kudüs’te 60 sene önce yapılan toplantıdan sonra en önemli karar. Dünyada bunu ilgilendirecek insan sayısı 1 Milyar 800’dü, 2 milyar 200 milyona çıkıyor. İki kilisenin birleşmesiyle Silivri çok daha önemli hale gelecek.

"OSMANLI 700 SENE HOŞGÖRÜ POLİTİKASIYLA AZINLIKLARLA BİR ARADA VARLIK GÖSTERDİ”
Dünya çapında bir Ruhani merkezin oluşmasını elimizde tutuyor, onu koruyor ve onların inançlarına saygı gösteriyor olmamız bizi ancak ve ancak yüceltir. Osmanlı’ya olan saygınlık azınlıkların sahip olduğu haklara ve hukukuna saygı göstermesinden gelmiştir. Bu coğrafyada 700 sene bir arada tutamazdı o insanları, bizde o hoşgörüyü böyle tutacağız.

"BARIŞ TÜRKÜLERİYLE DİN VE KÜLTÜR TURİZMİNİ YEŞERTMELİYİZ”
Ama bizim başka bir özelliğimizde var. Yerin altında petrol olmasından çok daha fazla büyük bir zenginlik. Silivri’nin din ve kültür turizminde ciddi bir gelişmeye işarettir. Düşmanlık yaratılmaya çalışıldı, birçok ağabeyimiz geçmişte yaşananları kaşımaya çalıştı. Geçmişte olanları değiştirmek gibi bir şansımız yok fakat barış şarkıları söyleyerek, bu toprakların sahibinin biz olduğumuzu, onların da değerlerine saygı duyduğumuzu göstererek din ve kültür turizminin büyük potansiyelinin Silivri’de yeşermesini sağlamamız gerekir. Bu bence Silivri’ye yapılacak en büyük iyiliklerden biri.

"İSLAMİYET’İN BARIŞÇIL TARAFINI GÖSTERMEK İÇİN BİR FIRSATTIR!”
Gaddarca yapılan insanlık dışı terörün yarattığı kafa kesmelere karşılık biz İslamiyet’in, Müslüman ülkenin değer yargılarının hoşgörüsünü göstererek ancak bu görüntüyü aşabiliriz. İslamiyet’in bir huzur ve barış dini olduğunu göstermemiz açısından da bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

"HUZUR İÇİNDE YAŞAYACAĞIZ”
O konuda bizim izin verip vermemek gibi bir durumumuz yok. Yapmak isterlerse yapabilirler. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan zamanında onlara bu tip eserlerinin geri verilmesi bile kanunla düzenlendi ve veriliyor. Badana yapılması bile Bakanlar Kurulu iznine tabiiydi önceden. Ama ilişkiler yumuşadı, hoşgörü ortamı gelişti. Semavi dinler burada 700 sene bir arada yaşamış. Bundan sonra da huzur içerisinde yaşayacağız. Daha büyük olduğumuzu ancak böyle gösteririz diye düşünüyorum.

"ESERLERİMİZİ GÖRÜP, SOYDAŞLARIMIZA DESTEK VERELİM”
Silivri’de gerçekten hoşgörüyle bakıldı o konuya. Bir daha ki yılda da gelecekler. Biz de gideceğiz. İş adamları derneğini, muhtarlarımızı, sivil toplum kuruluşlarını hepsini davet ettiler. Biz de oradaki eserlerimizi görelim, yaşayan soydaşlarımıza destek verelim. Bu ilişkide bir bahar havasına, işbirliğine dönüşsün. Bundan bütün bölge karlı çıkacaktır diye düşünüyorum.”

KUTLU: ÜLKEMİZDE İBADET ETMELERİNE KARŞI DEĞİLİZ
AK Parti Grubu adına söz alan Meclis Üyesi Rıfat Kutlu, Işıklar’ın sözlerine cevaben duygu ve düşüncelerini şöyle dile getirdi: "Zaten İslam dininin temelinde bir hoşgörü var. Elhamdülillah bizler de Müslüman bir ülkenin evlatları olarak bu hoşgörü içerisinde Hz. Mevlana’nın da ifade ettiği gibi, "Kim olursan ol yine de gel” söylemleri çerçevesinde farklı dine mensup insanların özgür bir şekilde kendi ülkemizde dini vecibelerini yerine getirmesine bizler de karşı değiliz. Farklı ilişkilerde kurulması gerekir düşüncesindeyim.

"BÖLGEDEKİ HİZMETSEL ÖNCELİKLERİN TAMAMLANMASI GEREKİR”
Bahsettiğiniz gibi devlet gündemimizde Papa’nın ülkemizi ziyareti de var. Dini misyonerlik yapılırsa buna karşıyız. Ama siyasi manada kesinlikle böyle bir şeyin karşısında değiliz. Silivri halkının da ben bu noktada çok karşı olduğuna inanmıyorum. Burada ifade edilen o bölgenin hizmet anlamındaki önceliklerinin tamamlanması…

"MÜFTÜMÜZ DE CÜPPESİYLE O İNSANLARI KARŞILASAYDI DAHA GÜZEL OLURDU”
Müftümüzün de İslam dinini temsil eden kendi cüppesini giyerek o insanları orada karşılaması iki dinin kaynaşması noktasında çok hoş olurdu diye düşünüyorum. Eleştirdiğimiz nokta buydu yoksa insanlar elbette ziyarette bulunacaklar. Papa ülkemize geldiği zaman Diyanet İşleri Başkanımız cübbesini giyinerek karşıladı. Çok hoş oldu. Aynı ortam burada da olsaydı aynı güzellikte olurdu diye düşünüyorum ama bunlarda inşallah zamanla olacak.”
Hazal BAŞARAN

YORUM YAP