Engin Akın

İlk öğretmenin kim senin?

Filmi geriye doğru sarın, Fener'e, Ortaköy'e, Selimpaşa'ya, Beylikdüzü'ne kaçıp karşıdan Silivrispor'a ateş edenlerle karşılaşacaksınız! Tarih boyunca bu hep bu şekilde olmuştur. Bu duruma alıştık aslında.

Bugün ele verir talkını kendi yutar salkımı misali kulüp müdürünü eleştiriyorlar! Kulüp müdürünü eleştirecek cesareti olanlar karşılığında sorulacak olan sorulara da hazırlıklı olmalıdırlar.

Bunlardan birini yakinen tanıyoruz. Uzun yıllar tek yetkili olarak Silivrispor'da en büyük bütçeleri kullandı. Paramı almadan otobüse bile binmem dediği de oldu, gruplara çıkardığı takımı para bitti diye bırakıp daha iyi bütçeli Beylikdüzü'ne gidip gruplarda Silivrispor'a rakip bile oldu.

Biz de paramızı alamıyoruz ama bırakıp gitmiyoruz, ifadelerine bakmayın. Müdürde bir yara da biz açalım derken aslında bir durum tespiti yaparak günah çıkartıyor.

Bir tarihte hocam bir beş dakika bizi takımla baş başa bırakır mısınız diye soyunma odasından çıkarılıyordu.
Şimdi onun bizi bu aralar takımla baş başa bırakabilir misiniz diye yönetimi dışarıda bırakıp belediyeyi, esnafı devreye sokması da bu yüzdendir ve güzel ve yapılması gerekendir. Birkaç maçtır kulübeye bile giriyor, iyi ki de giriyor.

Devreye girmezden evvel takımımız iç sahadaki maçlarına su böreği, pırasa ve bezelye ile çıkarıyordu. Devreye bir girdi pir girdi adeta anında maç yemeklerinin menüsü değişti ve birden ete, balığa ve ciğere geçtik. Bu değişim ile birlikte görüyoruz ki takımın mağlubiyeti yok.

Bunlar olurken keşke eleştirmek yerine müdürün yanında durabilseydi. Çünkü Zafer'in ilk hocalarından biriydi.

Eğer, Zafer yanlış bir şey yaptıysa hocasının dediğini değil yaptığını yaptığı içindir.

Bizde işte bu nedenle antrenörlerin ne dediği, ardından ne yaptığı önemlidir.
Antrenörler tutarlı olmak zorundadır diye ısrarla yazıp durmamızın sebebi de budur zaten...

YORUM YAP