Ahmet Yücegök

HAFTANIN İÇİNDEN - 14 Aralık 2015 sayılı

Silivri haftaya, Belediye Meclisinin Aralık ayı gündemi ile  başladı.
Günden, geçen ay olduğu gibi, yine zayıftı, diyebiliriz.
Toplantı başlarken de bu fark ediliyordu...
Ama başlamasıyla birlikte, hareketlendi.
Hareketlenme nedeni.
Yanılmıyorsam, daha önce  “Silivri'de asansörlerin yıllık bakımı ve kontrolü” görevi Makine Mühendisleri verilsin gibi bir konuydu.
Aslında teknik bir konuydu ve meclisten sessiz, sedasız geçmişti…
Bu defa, CHP Gurubu tarafından, ayni konu üzerinden TMMOB ile ayrı bir sözleşme yapma meselesi gündeme ilave edilmişti…
Evet.
Bu da teknik bir konuydu ama ortada Genel İktidarın odalara yönelik  çıkardığı bir yasa vardı…
Siyasi iktidar bu yasa ile  odaları etkisizleştirmek, itibarsızlaştırmak istiyordu .
AKP Gurubu, zannetti ki, CHP Gurubu,  bu gündem maddesi ile TBMM'nin kabul ettiği yasayı dolanmak istiyor. Öyle değilse bile, AKP Üst Yönetiminin odalara karşı aldığı bu duruşun Silivri'de de sürdürülmesi için vermiş olduğu bir talimat olabilir, diye düşünüyorum. Aslında, öyle bir şeyin olmadığı anlaşılıyordu ama dediğim gibi, AKP Gurubu, başka bir yerden gelen talimat gereği olaya, siyasi bir duruş olarak  baktığı anlaşılıyordu…
O nedenle de…
Görüşme uzadıkça, uzadı…
Çünkü dediğim gibi, AKP Gurup Başkanı ve ayni zamanda  İlçe Başkanı olan Rıfat Kutlu ve soru soran diğerlerinin ön yargıları vardı…
***
İlk oturumda, yani Pazartesi günkü oturumda, bu gündem maddesi üzerine, AKP sıralarından, Osman Umuç'un  sorduğu “bunun vatandaşa etkisi” sorusu  bana ön yargısız bir soru olarak geldi . Açıkçası, sırf muhalefet olsun diye sorulan bir soru değildi, daha çok “yapılan işin neye yaradığını” anlamaya çalışıyordu. Yani, “asansörlerin bakımı ve kontrolü” meselesinin, o bilinen “teftiş fırçası” meselesine dönüşmemesini de istemiyordu. En azından bana öyle geldi…
Ve iki gün sonra…
“TMMOB Protokolu Siyasi bir hamle”
AKP İlçe Başkanı ve ayni zamanda Silivri Belediye Meclisi  Gurup Başkanı Rıfat Kutlu'nun yerel basında demeci.
Siyasi bir platformda “siyasi” bir hamleden daha doğal ne olabilir ?.
Ya da…
Siyasi hamle olsa bile, bu kötü bir şey midir?
***
Sırada Başkana borçlanma yetkisi vardı.
Gözlemim sesli olmasa bile fısıltı gazetesinde en çok konuşulan gündem maddelerinden birisi o maddeydi…
Ve “Başkana Borçlanma Yetkisi” veren maddeyi bahane ederek yapıldığı anlaşılan “Silivri Belediyesi Tarım Arazilerini Satıyor” haberleri…
Ve bu ve benzer haberleri veri kabul edip “hem tarım arazilerini satıyor, hem de borçlanma yetkisi isteniyor” yorumları.
Ve şu kadarını söyleyeyim “Silivri Belediyesinin Tarım Arazilerinin Korunması” üzerine haberler, anlaşılır değil, çünkü, bahse konu o yerler tarım arazisi değil ve “İmar Planı” içindedir ve  “O meşhur Hamoğlu'ndan gelen arazilerdir. Ayrıca, defalarca satışa sunulmuş ve satılamamıştır…
***
Ve 10/12/2015 Perşembe günü...
“Dünya İnsan Hakları Günü”
Silivri'de de kutlandı.
Aslında “Kutlandı” içimden “Kutlandı sayılır” demek istemiyorum ama neyse…
Çünkü gazetecilerin kapatıldığı Cezaevi Silivri'de…
Ve bağımsız ve gerçekten halkın haber alma görevini yapan her kişi ve kurumun hafta boyu takip ettiği bir gündem “Can Dündar ve Erdem Gül” olayı…
Ve haftanın sevindirici haberi.
“Can Dündar ve Erdem Gül sevenleri tarafından tek bir gün olsun rahat bırakılmadı, her gün rahatsız edildi...”
***
Haftanın son iş günü Cuma günündeyiz…
Silivri Belediye Meclisinin Aralık ayı oturumunun ikinci birleşimi yapıllıyor. Gündemdeki, borçlanma maddesine gelindiğinde AKP Gurubu adına İlçe Başkanı Rıfat Kutlu söz alıyor.
Aslında, bütçe görüşmelerinde yapması gereken eleştirisini yapıyor.  Silivri Belediyesinin bu güne gelene kadar, tek bir çivi çaktırmadığından başlıyor ve Belediyenin ne kadar borcu olduğunu tek, tek sıraladı. Yetinmiyor “Silivri Belediyesinin borçlarından dolayı bırakın iş yapmayı adım atamaz halde” olduğunu söylüyor...
Olaya siyasi bir boyut getirince, Başkan Özcan Işıklar'da cevapları sıraladı...
Haliyle tartışmalar uzadı da, uzadı...
Neyse oturumu yöneten Başkan Özcan Işıklar araya girdi ve tecrübesini sergiledi “tereyağından kıl çeker gibi”  gündemin diğer maddelerine geçti…
Gündemde, Pazartesi günü ilgili komisyonlara havale edilen, TMMOB'la yapılması düşünülen sözleşme vardı. Orada da epey tartışma oldu... Aslında, madde aslında, teknik bir konuyu içeriyordu, siyasi gibi gözükmüyordu ama haliyle , siyasi tarafı da olacaktı. Oldu da nitekim…
***
Bir sonra ki ve son gündem maddesi.
“Dünya Engeliler Cirit Atma Şampiyonasında 3.olan Volkan Yavuzaslan'a ödül verilmesi”  maddesiydi…
Başkan, ilk olarak.
Anadolu'dan okur yazarlığı olmayan bir ailenin çocuğu olarak çıkan ve Amerika'da saygın bir Bilim Adamı olan, Nobel Ödülü kazanmış olan Prof.Dr. Aziz Sancar'ı Silivri adına kutladı…
Ve tansiyon birden düştü…
O kadar ki.
İki dakika önce ortalığı saran o sert sözler, yerini, “pamuk” gibi  yumuşak esprilere bıraktı. Sanki, iki tarafta rahatlayıverdi...
Özetle “Toplantı nezih bir şekilde  sonlandı” diyebiliriz…

GENEL SİYASET
Malum Suriye meselesi.
Hepimizin bildiği gibi aslında salt Suriye ile sınırlı değil.
Yani mesele.
Suriye'nin iç işi olmaktan çıktı.
Adeta, Küresel güçlerin bilek güreşi yaptığı arenaya döndü…
Evet artık.
Her şey ayan beyan meydanda…
***
İsterseniz.
Bizim durumumuza da bakalım!
Suriye ve Irak paylaşılıyor.
Tabak gibi ortada.
Ve küresel güçler masada.
Kısaca Türkiye dışında herkes masada, masa başında…
Ne var ki.
Yöneticilerimiz yeni farkına varılmış olmalı ki, masa var olan küresel güçlerin, masaya bir sandalye daha ilave etmelerini istiyor. O nedenle “Musul'a Asker Nakledildi” haberlerini üfürüyor. Yerlerse tabi. Ve, ilginçtir, bütün bunları kotarmaya çalışan, ortada dolanan sorumsuz, yetkisiz Cumhurbaşkanımız…
***
Ve uçak düşürme olayı.
Başından beri tam olarak nasıl gelişti?
Beklenen böylesine bir gelişmemiydi?
Hala açıklanmış değil.
Ve nasıl sonuçlanacak.
***
Şimdi bir de Musul Meselesi ortaya çıktı.
Yani. Irak meselesi.
O da durup,dururken hortladı…
Ve Irak Meclisinin kararlarını biliyoruz.
Dediğim gibi.
Bu Irak Meselesi.
Bana “Masada biz de olalım” diye yapılmış bir hamle gibi geliyor.
Bakalım ne olacak…
***
Ve şimdi.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi.
Gündemimize.
“Başkanlık” meselesi sıkıştırılmak isteniyor.
***
Ve Güneydoğu Anadolu'da neler oluyor?
Gözlenen, ortada her taraf “toz duman”.
İlçelerde haftalar süren sokağa çıkma yasakları...
Ve milletvekillerinin girmesine izin verilmeyen ilçeler.
Çok kötü biçimde andığımız o bir zamanları aratan, Valilerin ve güvenlik görevlisi bazılarının bölgenin seçilmiş kişileri olan, Milletvekillerini azarladığı çirkin görüntüler…
Ve her gün gelen şehir haberleri…
***
Gayet iyi hatırlarım.
12 Eylül sabahı (1) gün sokağa çıkma yasağı vardı. Öğleye kadar dayanabilmiştik. Öyleden sonra o zaman, Kale Mahallesinde ki komşum olan Ökkeş'in kahvesine çıkmış, yasağın kalkmasını orada beklemiştik…
Nereden, nereye…

TAPU VE ECRİMİSİL MESELESİ
Tapu ve Ecrimisil meselesinde ,seçimlerden bu yana ne kadar yol alındı diye baktığımda “arpa boyu misali bile deği” diyebilirim. Yani, tık yok...
O nedenle Çayırdere, Sayalar ve Danamandra  Mahallesi sakinlerine  tekrar söylüyorum.
Şayet önümüzdeki günlerde.
Mahallenize, AKP Yöneticilerinden birileri gelirse.
Ona veya onlara…
Lütfen “TAPU ve Ecrimisil meselesi  ne oldu?” diye sorun…
Ayni şekilde.
Muhtarlar derneğini ziyaretlerinde de...
Ama mutlaka sorun.
Çünkü.
Soru sormak “denetlemek” demektir.

YORUM YAP