Ahmet Yücegök

HAFTA BAŞI (yeni)

AKP  Bölge Milletvekillerinden Harun Karaca Silivri İlçe Başkanlığında Muhtarlarla bir toplantı yapmış. Haberi ilk aldığımda , bölgemizin en büyük sorunu olan "TAPU " ve "ECRİMİSİL " meselesini gündeme gelecek acaba beyefendi ne söyleyecek,gerçekten çok merak ettim , ayrıca da böyle bir fırsat doğduğundan dolayı  sevindim. Yetkililerden   meseleyi bilmeyen,duymayan vardır,  o nedenle bu bir fırsattır dedim, kendi kendime …

Ama,ne gezer.

Vekilimizin , demecini yerel basından okudum.

Hem de " Muhtarlar AKP’de " başlığı ile  girilen bir haberdi bu …

Ve,

Haber , belli ki  parti ilçe teşkilatından  postalanmış . Haberi yapan belli ki " elçiye zeval olmaz " demiş ,tamamını  gazetelere postalamış.

Üşenmedim  haberin tamamını okudum.

Beyefendi …

İlçenin güncel olaylarına takılmamış.

Geçmişte çok konuşulan , Boğluca Deresi  Islahı ile ilgili de laflar etmiş….

Efendim "  Silivri’ de iktidarda olduğu dönemde bu işe başlamışlarmış. O günlerde  bu düzenlemeye CHP’liler itiraz etmişmiş ve   o nedenle de ,  bu güne kadar uzamışmış v.s.

Baksanıza .

Olayların başlangıcından bu güne , neredeyse (10) Yıl geçmiş. Bahsettiği Boğluca Deresi Islahı ile ilgili olarak  görünürde,  viranelikten başka bir şey yok. Sanki, Silivrililerin çektiği  eziyet çok normalmiş   gibi ne zaman tamamlanacağına dair tek laf etmeden başka mevzulara geçmiş.  

***

Sayın Vekilin   " dağarcığında Silivri için  olumlu bir şeyin bulunmadığı   belli " o nedenle ,  durmadan geçmişten  bahsetmiş , geçmişte de ,  başka bir şey bulamadığından  "doğal gaz "  demiş.Oysa,  AKP’liler dahil , doğal gaz meselesinden  hepimize "böğ " gelmişti…

Kısaca …

  • Üniversitelerin Silivri’ de açılmaması  için canla başla çalışan "Genel İktidar " için tek kelime etmemiş .
  •  Tapusuz köylerin "TAPU " meselesi  ve  gırtlağına kadar borca girmiş esnaf için ,  ecrimisil ödemeleri  için , en acil mesele olan otopark için tek kelime etmemiş.

 Tülay Kaynarca kardeşimiz  orada yokmuş .Aslında , o  gün ,o mekanda , Silivri’nin sorunlarını en iyi bilen oydu ama neyse …

Ve…

İsterdim ki …

Bölge sorumlusu Milletvekiline bir de şu Piri Mehmet Paşa Cami Restarasyonu ile ilgili sorular sorulsun . Aylardır,Cenazelerde ve Namaz kılmada , yaşanan o sıkıntılar dile getirilsin…

***

Hafta sonu yine Orman Köylerindeydim.

Kimi insanlarda   avcılık merakı vardır. Ama, bu istek , meraktan ziyade onları doğaya çeken bir kuvvettir. Yani, onları kırlara bayırlara çeken şey ,  avlanmaktan ziyade o güzelim doğayı dolaşmaktır.

Ormanda yapraklar sarı renge  dönmüş.

Meşe ağaçlarının yaprakları ise kahverengi.

 Yağan Yağmurdan dolayı  kırlar ,bayırlar yemyeşil. İnsanın otların  üzerine uzanası geliyor.

İnanın …

Araba ile giderken  etrafı bakınmak  bile insanı dinlendiriyor.

Bilhassa ,Danamandra ve Sayalar Mahallelerimizde …

 Mahallelerimizde diyorum ama inanın hala ağzımdan ilk çıkan "Sayalar ve Danamandra Köyü " oldu. Oysa, hepimiz biliyoruz ki , artık köy yok.Mahalle var. Köyün nesi battı bu değişikliği yapanlara , anlamakta hala zorlanıyorum .

***

Danamandra’dan bir dostun yakınmasını dinledim. İnanın için acıdı.

Kardeşler,  dedelerinden , babalarından kendilerine kaldığını söyledikleri  tarlayı , kendi aralarında anlaşmışlar, bölüşmüşler . Sorun yok.

Lakin …

Geçtiğimiz haftalarda o tarlanın yakınına "taş ocağı " açılıyor.  Ocağın işleticileri ,o bölüştükleri tarlanın da bir kısmına tecavüz ediyor. Ama, bana anlatanların tarlasının tapusu yok,  köyde doğup büyüyen herkesin olduğu gibi .

Ocağın işleticine itiraz ediyor.

Ocak sahibinin umurunda değil.

Çünkü, yer hazine üzerine.  Resmi kayırlarda öyle .

Bana anlatanların  gösterdiği tek belge  "Ecrimisil Makbuzu "  onu tapu öncesi bir belge olarak görüp oradan  yola çıkarak haklarını aramaya uğraşıyorlar. Yeni çıkan bir yasa varmış o yasa da  " bu yerlere  ecrimisil ödeyenlere , ön alım hakkını  "  tanınıyormuş, mealinde bir  iki cümle söyledi.  Yasanın çıktığını bende  biliyorum ama söylenen , bu yasa  İstanbul ve Kocaeli dışındakilere hitap ediyormuş. İstanbul ve Kocaeli için ayrı yasa çıkarılacakmış.

***

Köy tüzel kişiliklerinin kalmadan önce yapılan binalar nedeniyle , bir çok yerleşim biriminde  mağdur çok.

Köy statüsündeyken ruhsat v.s. bir şey  istenmiyor, köy muhtarının haberinin olması yeterli .Yeni yapsa da eski olsa da su ve elektrik alırken sorun olmuyor. TEK ver İSKİ sorun çıkarmıyor. Şimdi ise öyle değil.  Kişi evini oğluna bırakmış , içinde oğlu  oturuyor, evine elektrik,  su veya doğalgaz çekecek abonelik için  oturma ruhsatı isteniyor. Dükkan açmış keza bina  tapusu isteniyor v.s.

Ruhsat yok.

Keza …

Kişinin başka yapabileceği iş yok.Koyun,keçi veya İnek  besleyecek.Yapamıyor.Tek bir inek beslese bile komşu şikayet ederse Belediye Ceza kesmek zorunda.

Haliyle…

Kentli olmak kötü bir şey değil.  

Onu demek istemiyorum ama el insaf.

Bu insanlar ne yapacak ?.

   

                                         HİÇ OLMAMASI LAZIM AMA …                                          ----                     

                                         ----------------------------------------------

Biti bitecek derken uzayıp duruyor.

Birilerinin Silivri’ye kastı var sanki.

İstanbul’un ilçeleri içinde , İstanbul’un merkezinde oturanların ,   hafta sonunu  ailesiyle beraber en ucuza geçirebileceği bir yer Silivri…

İstanbul Merkezinde oturup , en yakın denizin kenarında , çoluk çocuk , en ucuz balık yiyebileceği , en güzel mekanların olduğu yer  Silivri …

Son günlerde …

Sanki birileri   bu durumdan rahatsız olmuş  gibi.

Ortaya atılan söylem !.

Yok …

"Müslüman Mahallesinde Kilise olur muymuş "

Yok …

"Kale Mahalleliler  Papaz görmek istemiyormuş.”

Birileri ;

 " bazı yerlerde saklanan öfkeyi  köpürtmek için  " benzer lafları uçuruyor.

Gayet tabii ki …

Bu laflar , aslı astarı olmayan laflar.

Ve…

 Eminim ki , en çok  rahatsız olan ve üzülen de , halen Kale Mahallesinde yaşayan ve yaşamış olanlardır.

Biliyorum !.

Çünkü, Silivri’nin resmi adı Fatih Mahallesi olan Kale Mahallesinde   büyüdüm .

 O nedenle …

Yakın zamana kadara RUM evlerinde yaşayanların olduğunu da  biliyorum. Ayrıca ,ben de öyle bir evde uzun yıllar  yaşadım…

 Ortodokslar içi kutsal  kabul edilen "Aziz Nektorios’un evinin bulunduğu yer bu günün Fatih Mahallesinde bu gün bile kullanılan RUM evleri vardır. .

 Keza, Silivri Hailinde ki Yoğurthane işleten Yahudi dostlarımızın izleri  henüz kurumadı. O imalathanelerde çalışan Silivrili sayısı az değildi. Ayrıca, benim , oturduğum evde RUM eviydi.  Cumbalı ve ahşap , çok güzel  bir evdi. Ayni mimari özelliklere sahip  komşu ilçemiz  Çatalca’nın bir Mahallesi olan ve  bu günkü adı Binkılıç olan eski adı Istranca’ da rastladım ilk olarak …Keza, benzerlerine ,  Selim paşa Mahallemizde , Çanta Mahallemizde (eski) ve Değirmenköy Mahallemizde  rastlamak mümkün …

Neyse …

Demem ,  say,say bitmez.

Buralarda yaşayanlara  RUM ve YAHUDİ  denirdi. Bizler . Bizler bunu biliyorduk, kimi mübadele ile kimi başka yolla  onların yerlerini mesken edinmiştik…

1950’li yılların ortalarında , nereden ve nasıl tezgahlandığı belli olan olayların haricinde aramızda sorun da yoktu.Ki,bizler o olaylarında farkındaydık.

Hatta, denebilir ki ,  nüfusun az olması nedeniyle komşuluk ilişkileri bu günkünden daha sıcaktı.

 Sonra , onlara ait olanlar korunamadı . Ve,  çok iyi biliyorum ki ,bu yapılanlar bilerek ve kasıtlı değildi … 

***

Demem…

Konuşulanlar ve Yaşananlar hiç hoş değil …

  • konuşulanların  Silivri’ ye yararı yok , konuşanlara da .

Aslında …

Hiç konuşulmasa daha iyi de neyse  

 

                                           BİR GARİP İKTİDAR

                                          ------------------------------

Ermenek’te kömür ocağında (18) kişi  günlerdir , toprak altında . Umutlar tükendi,tükenecek.

Aylar geçti,geçmedi .

Tam (301) Kişiyi   SOMA Maden ocaklarında  kaybettik.

Suçlu filan yok.

Bu gün de olacağı o .

Her iki olayda da , birinci derecede sorumlu iki bakan , olay yerinde, olayın meydana geldiği alanda. Bu durum  bazılarına iyi gibi görünebilir. İkisi de , aynen mağdur ailelerle birlikte yakınıyorlar. Nerdeyse ağlayacaklar.

Madende mahsur olanların yakınlarından bazılarının serzenişlerini televizyonlardan izliyorum. İnsanın içi burkuluyor.

***

Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan da olay yerini koruma orduları  eşliğinde ziyaret ettiler. Sanki Başka bir ülkenin yetkili ve sorumlu Hükümet ve Devlet yetkilileri gibi laflar ederek geldiler gittiler.

Kısaca…

Bakanlardan farksız laflar ettiler.

***

Evet …

  İlgili Bakanlar  

Sanki " Mağdurlardan " farkı yokmuş gibi .

Sanki " başkaları yetkili ve sorumlu "  gibi yakınıyor ve  " madeni işletenleri " suçluyor .

Sanırısın ki ,  o Maden sahibine ,madeni  işletene "tahsisi " ve  " Maden İşletme Ruhsatını " başka bir ülkenin  Bakanlığı vermiş .

Öyle laflar ediyor ki .

 Sanırsın ki , İşyerinin Periyodik denetimlerden  " Tanzanya’nın Çalışma Bakanlığı "  sorumluymuş  gibi .

Ve …

Bu Bakanlarımız zaman ,zaman efeleniyorlar …

***

Isparta ilimizde meydana gelen bir trafik kazası (cinayeti demek daha doğru )  madenlerdeki cinayetlerden farklı değil.Burada da denetim sıfır. (27) Kişilik bir araca (46) Kişi doldurulmuş.Çarpışma filan da yok.

***

Hem yetkili .

Hem sorumlu .

Hem de mağdur .

Bu güne kadar böyle bir iktidar görülmedi.

 

                                       HEP MERAK  ETTİM

                                       ------------------------------

YORUM YAP