Ferhan Tezcan

Galatasaray'ın şifresi ne?

1976 yılıydı. Milliyet'te yeni göreve başlamıştım. Avusturya Lisesinden sonra İngiltere'ye gitmiştim. Sonra Cardıff. Türkiye'ye dönünce birden Milliyet'in kapıları önüme açılmıştı. Başladım. İlk işim Galatasaray başkanı Selahattin Beyazıt'tan evinde görüş almamdı. Daha önceden konuşulmuş. Oturdu bana yazdırdı.

Almancam İngilizcem ve biraz da İtalyancam vardı.
İtalyancayı İstanbul'daki konsolosluğa bağlı 'Centro dı Studi İtalıanı' de 1.5 yıl okumuştum. Yani gazeteleri tercüme edebiliyordum.
Derken 1980'lı yıllar geldi. Askerlik dönüşü Milliyet'te Galatasaray muhabirliğini bana verdiler.
Artık her seyahate Galatasaray futbol takımı ile gidiyordum. Eskişehir, Ordu, Adana, Finlandiya Lahtı, daha niceleri. Bu arada Alman Milli takımının eski hocası Jupp Derwall Galatasaray'ın başına geçmiş ben de onun medya tercümanı olmuştum.
30'u aşkın medya mensubu ile çalışıyordum.
Galatasaray'da Mustafa Denizli'de vardı. O yıllarda Avrupa kupalarında üst turlar gelmeye başladı. Mustafa Denizli'nin de bunda payı büyüktü. Sonra o yıllar geçti. 1996'da Fatih Terim işe başladı. Şampiyonluklarda gümbür gümbür kazanıldı. UEFA kupaları. Lucescu ile alınan Süper kupa hiç unutulur mu?
Galatasaray'ı anlamak ve tanımak için futboldan değil yönetimden başlamak gerekir. Yıllarca Galatasaray genel kurulları takip ettim. Ne başkanlar gördüm. Hatta Pof. Dr. Ali Uras nikâh şahidimdi.
Galatasaray'da Liseden gelen bir anane ve görenek vardı. Yani 'kol kırılır yen içinde kalır' misali. Her konu içerde çözülür ve dışarıya yansıtılmazdı. Çünkü Lise çok kültürlüydü. Çok batılıydı. Tek adamlık hiç olmazdı. Bütün kararlar birlikte alınırdı. Zaten başarıda böyle gelirdi.
Mesela 13'cülükle biten facia bir sezon sonrası hemen yönetim kurulu değiştirilmiş. İbra edilme işleri de yoluna girmişti. Başkan Dursun Özbek belki de Galatasaray'ın gelmiş geçmiş en iyi başkanıydı.
Yanına Erden Timur'u ve Metin Öztürk'ü almış yola koyulmuştu. Önce yürüyerek yola çıktılar. Sonra koşmaya başladılar. Torrera'lar, Olıvera'lar, Raşitsa'lar Icardı'ler hep onların döneminde alındı.
Okan Buruk gerek insan olarak da asaleti olan biriydi. Asalet ayakkabı boyası gibi değildir. Yani sonradan dökülmez. Boyamayla da insanı değiştirmez. Onun engin futbol bilgisi takımı bir yerlere taşıdı.
Hocalık budur. Şimdi yeni transferlerle uğraşıyorlar.
Mesela Angelino. İspanyol Milli takımın da sol beki. Kulübü Leıpzig'ın sportif direktörü Wıtzlaff Angelino için şunları söylüyor.
''Angelino'ya birçok kulüpten teklif geldi Adam hepsini elinin tersiyle itti.
Hep Galatasaray dedi.
Ben böyle şey görmedim''
Yarın Icardı ve Paredes'de gelecek.
Daha birçok yıldız sırada.
Niye. Çünkü Galatasaray maddi olarak da bütün kulüpler içinde en güçlüsü.
Gayrimenkullerin haddi hesabı yok. Genel kurul ve yönetim uyum içinde. Futbol takımı da öyle.
İşte şifre ne derseniz.
Tamamen ortada…
Hoşça kalın…

YORUM YAP