DOĞALGAZ MESELESİ

Doğalgazın, çağdaş bir ısınma aracı olarak her yerde kullanıldığını. Ondan hariç başka seçeneklerin de olduğunu biliyorum.
Hafızam beni yanıltmıyorsa, yıllar önceydi, Silivri’ye "Doğal Gaz” evime  "Doğal Gaz” almak için müracaat etmiştim. Evim eski bir yapı olduğu için evrakta yazan adres doğru  değildi, çünkü  eski Cadde ve Sokak adları değişmişti ama elimdeki iskanda eskiler yazılıydı. İlgililer, Belgeye bakınca işlem yapmaktan vazgeçtiler. Git düzelt ancak  öyle işlem yapabiliriz, dediler. Neyse, gittim düzelttim ve  düzeltme ile birlikte "Belediyeden bir yazı” istemişlerdi onu da aldım.
Tehlike arz eden bir çalışmaydı yaptıkları.
O nedenle.
Yaptıkları işlem doğruydu.
Duyuyorum ki.
Eski köy yeni Mahallelerimize de geliyormuş.
Sevindirici bir gelişme.
Lakin.
O bildiğimiz köylerin tamamında yapılarda iskan yoktur. Çünkü, o zaman köyler belediye sınırları içinde değildi,dolayısıyla izin verecek veya iskan verecek yer yoktu.
Bırakın köyleri Belde belediyelerin olduğu yerde bile İskansız ev çoktu.
Ayrıca.
Danamandra, Çayırdere ve Sayalar Mahallelerimizin yakın zamana kadar evlerinin tapuları bile yoktu. Oturdukları ev hazine arazisi olarak görünüyordu. 2000 Yılında (3) lü koalisyon döneminde çıkan "süreli bir yasa” ile  "Maliye Hazinesinden” satın aldılar.
 Tapuların üzerinde "ev veya dükkan” gösterilmiş.
"Belediyeden” iskan belgesi getirin demezlerse o tapu yeterli , doğal gaz alabilir” deniyor.
Gayet tabii ki.
Evlere doğal gaz çekilmesi için  tek başına evraklar yetmiyor. Vatandaşı esas ilgilendiren öteki tarafı olacak. Yani,  para konusu.
Esas konu da o sanırım.
Bildiğim kadarıyla.
Şu an bu köylerdeki  tarlalar boş , eken yok.
Bir çok sebepten.
Hayvan besleyende  yok.
Eh.
Tavuk, keçi, koyun da öyle.  
***
Demek istediğim.
Bunlarda en az Silivri Merkez kadar Doğalgaz’ı hak ediyorlar.
Demem.
Böylesine sorunlarda mevcut .
İlk olarak.
Duydum ve inanamadım.
"Doğal Gaz Bağlayacaklar” dediler.
Hem de "Köy Yerleşim  Alanı” dışında baraka türü yapılar. Çok azı,daha önce çıkan bir yasa ile tarla ve içinde şu türde bir yapı var,diye Maliye Hazinesinden satın almış.
Ne güzel…
İyi haftalar.
ACİL OLARAK
Silivri Devlet Hastanesinde eksik olan Çocuk Nörolojisi ve Çocuk Psikiyatrisi için  21/5/2014 Tarihinde CHP Silivri Kadın Kolları ve Engelli Komisyonu ile ortaklaşa  düzenlemişler. Adı geçen "İmza” kampanyası sonucunda  sonucu (2) bin imza toplamışlar.
Bu imzaları gerekli yerlere iletmişler.
O gün bu gündür sonucunu bekliyorlar.
Şu an.
Çok mağdurlar.
Mağdurlardan biri olan Korhan Berktaş’ın ifadesi bu …
Bana o iletti.
"Acil” diye de tembihledi.      

DUYARLI ÇEVRECİLERDEN
Yer: Eski Belediye Sineması arkası, yani, halen  Özel İdare Binası arkası.
Yol kenarındaki akasyalar kesilmiş.
Kim kesmiş ise  ona söylüyorum!
Neden kestin?
Ne istedin?

SİLİVRİ SİYASETİ
Silivri’de  hareketli iki parti var. Biri, yerel de iktidar olan CHP , diğeri  (7) Haziran seçimleri sonrası iktidardan düşen ama Hükümette kalarak,  Hükmetmeye devam eden  bir AKP var.
Diğerlerinde kıpırtı görülmüyor.
AKP’nin yeni ilçe başkanı Rıfat Kutlu, hafta içinde kutlamaları kabul etti .
Tek,tek şahısların olduğu gibi, Sivil toplum kuruluşları temsilcilerinden de  ziyaretçilerin olduğunu gördük.
CHP’nin Büyük Genel Kurula doğru hazırlıklar başladı.
İlk olarak, peyderpey, mahallelerde Delege Seçimleri yapılıyor. Ardından İlçe Kongresine  sıra gelecek.
Atamayla gelen İlçe Başkanı Suna Göçengil, şimdiden, adaylığını açıkladı.
Hem aday.
Hem kongre sürecini yönetecek kişi.
Zor bir görev.
***
Suna Göçengil, Genel seçim öncesi atanmıştı,  partide ilk defa yapılan Milletvekili adaylarının önseçimle belirlenmesi ona nasip olmuştu. Arkadan genel seçim.
Şimdi de  Kongre süreci.
Aynı anda.
Kadın kolları seçimi.
Gençlik kolları seçimi.
Ve.
Büyük Genel  Kurultay.
Ayni  zamana  gelmesi muhtemel ERKEN GENEL SEÇİM:
"Şansızlığın bu kadarına da” diyen var.

TÜRKİYE GÜNDEMİ
Ortalık kan gölü.
Etkileniyoruz.
Piyasalar etkileniyor.
Altın çıkıyor. Dolar çıkıyor.
Her ikisinin de artışını da anlamak mümkün değil.
Keza, işsizlik,enflasyon.
***
Ve.
Cumhurbaşkanı.
Geçmişte "ortalığı yatıştıran” bir yer iken, bu gün tam tersi.
Her gün .
Her konuda .
Gerekli gereksiz laf ediyor.
Ortalığı geriyor.
Onun her gün yapmış olduğu konuşmaları dinleyen  ve tanımayan biri "sanki  partinin Genel  başkanı o” zanneder.  
Düne kadar her olayın ardından  "sandık” diyen kişi bu gün sandıktan çıkanlar için yapmadığını bırakmıyor.
Sözlerinde ölçü yok. Ağzına geleni söylüyor.
Öyle olunca.
"Sataştıkları” karşılığını vermede gecikmiyor.
Mesela.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile girdiği polemiklere bakıyorum.
İnanılır gibi değil.
Biz Cumhurbaşkanlarını böyle tanımadık, böyle  bilmiyoruz.
***
Gazetelerden :
"AKP Genel Başkanı ve geçici hükümetin başı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanımız dan almış olduğu "Hükümet Kurma” görevini iade etmiş”
Devamında .
İkinci Büyük Parti CHP Genel Başkanına görev vermesi gerekiyor , değil mi?
Hatta.
Ayni günde.
Hiç beklemeden.
"Görevi Kemal Kılıçdaroğlu’na  Hükümeti Kurma Görevini vermesi gerekiyor.
***
İlk önce .  
Gazeteciler Cumhurbaşkanına "kurna görevini Kılıcdaroğlu’na verecek misiniz ?” diye  soruyorlar. Cumhurbaşkanı "vermeyebilirim” diyordu.
Sonra.
"Vermiyorum” dedi.
Cumhuriyet tarihinde bir ilk daha …
Ne diyeyim !.

MASA DEVRİLDİ
Şöyle veya böyle...
Geldik 1990’lı yıllara…
Dolmabahçe mutabakatı dendi. Hepimiz ekran başındaydık o saatte, zaman, zaman ağır eleştirilerde bulunmuş olsak bile "sorunun çözülmesi noktasına geldik” diyerek, her şeyi unutup, sevinmiştik.
Ne olduysa oldu.
"Masa devrildi” dendi.
"Süreç bitti” dendi.   
Öyle ki.
"Nereden  çıktı bu laflar,  böyle bir sorun zaten yoktu, ne demek mutabakatı noktasına gelindi.” dendi.
Uçaklar dağı taşı bombalayıp duruyor.
Her gün kaç şehit cenazesi kaldırdığımız  unuttuk.
Merak ediyorum.
Acaba başka bir ülkeden  bakınca, Türkiye nasıl görünüyor.
Doğrusu.
Merak ediyorum.

YORUM YAP