Şah Muciburrahman

Bize başkandan önce, vicdan lazım...

Tayfun 13 yaşında, bir yerel gazete manşetinden bana bakıyor,
polis otosu içinde… Babaannesi gibi kollarını göğüs hizasında bağlamış birbirine. Gözlerinde şaşkın bir ifade...
Babası hemen yanında, dudaklarını ısırıyor...
Baba-oğul, karakol yolculuğundalar.
***
Hademe tacizi olduğunu yazıyor gazete...
Bir Uğur Dündar çıksa da araştırsa şu işin aslını. Ve ne olduğunu öğrensek en hakikatiyle(!)
Tayfun için geç gerçi... O ve altı arkadaşı ömür boyu bu çirkinliğin pençesinde yaşamaya mahkum kılındı, hizmetli Ö.F..'nin üç beş dakikalık zevk yaşama arzusu yüzünden.
Oturduğu polis otosundan, olanca masumiyetiyle kendisine sahip çıkmayan öğretmenlere, yurt idarecilerine, istismarları önleyemeyen yasa koyuculara bakıyor sanki...
“Yetmedi mi” dercesine...
***
Yetti oysa... Çoktan yetti.
Bunca yılın öğrettiğiyle, kaybettirdiğiyle halâ bu sapık oyuna siyaseten müdahale etmemek, tacizi konuşmaktan çekinmek akıl alır gibi değil.
“Artık yeter! Meclis kavgalarını bırakalım ve konuşalım” diyenlerin güçlü bir dayanağı, insani bir sığınağı olmalı.
Tayfun'un fotoğrafının bu toplumda yarattığı ortak acı...
Bu fotoğrafa bakınca vicdanı sızlayanların istisnasız her coğrafyada hissedilen yürek ağrısı...
Bu kolektif keder, asli sermayemiz olmalı bizim...
Beraberliğimizin en esaslı sigortası olmalı... Irk, mezhep, din, milliyet tanımadan her yanağa aynı renkte akan gözyaşları da çimento suyu...
Artık analar, babalar utanç bakışlarını silip gözlerinden, oğullarına sımsıkı sarılmalı ve her yere birlikte ve dimdik girmeli, çıkmalılar. Ve yine utanmadan anlatmalılar o sapığın ne denli insanlıktan yoksun, canilikle eş değer bu tavrını. Toplumu bu hastalıklı ruhlardan kurtulmaya taşıyacak son ve yegâne çaredir.
Sapıklığı ve sapkınlığı bitirirse, bu çığlık bitirir.
***
Başkan değil vicdan lazım bu ülke insanına…
Geçen günlerde Kudüs'ü İsrail başkenti ilan eden Trump Birleşmiş milletlerden yediği şamarın afallamasını yaşıyor halen. Ve Müstakbel Başkan günün Cumhurbaşkanı misilleme yapıp Filistin Başkenti ilan etmişti ya Kudüs'ü ve Filistinli Muhammedi davet edip Külliye'ye (!) Rabia yaptırmıştı ya! Tayfun ve 6 arkadaşını ve de ailelerini de davet edip aynı mekana, o hizmetli için Ömürboyu hapis ile cezalandırılacağı müjdesini vermeli tüm anne babalara.
Acı acı güldünüz değil mi?
Çünkü o istismardan bir müddet önce bu yurdun benzeri yurtlarda kız çocuklarımız yanarak hayatını kaybetti. Başka yurtlarda kız ve erkek çocukları benzer istismarlara uğradı, minibüste, şort giyiyor diye genç kızlar tokatlandı, tekmelendi, hemen her gün sevgi (!) uğruna kadınlar, genç kızlar öldürülüyor.
Amerika'dan Kudüs için özür talep eden Erdoğan, henüz ülkesinin çocuklarından, genç kızlarından, kadınlarından ve onların yakınlarından özür dilemeyi düşünemeyen Başbakanımızı da uyarmalı, öyle değil mi?
***
“Vicdan, yazılmış en kalın din kitabı, en yalın anayasadır.
En üst mahkeme... En acımasız hâkim... Sicilinize göre, en rahatsız yatak veya en rahat yastık...” diyor C.D.
Ve
Başkan olmak istiyor ya Cumhurbaşkanımız...
Bize başkandan önce, vicdan lazım.

 

YORUM YAP