Sevginar Sali

“Bana gazetecilik yapma!”

Aşçı olsam güzel yemek yaparım… Terzilik yapsam şık bir tıkım elbise dikerim… De gazeteci olunca insan; gazetecilikten başka yapacak bir şey yok… Yandaş olsan sırıtır, düşman olsan aynı… ‘Gazeteciden dost olmaz’a tek taraflı bakmak haksızlık olur…
İşlerine gelen konularda "Beni çok iyi anlamışsın, aynen düşüncelerimi ifade etmişsin”, gelmeyince "Bu yazılanlar beni tarif etmiyor! Sen gelişmeleri uzaydan mi bildiriyorsun?”… İki durum da aynı kişinin mesleki eseri oysa!?
Çok ‘seviyorum’ bizim siyasetçilerin şu huyunu; "Ben sana ne anlattım, sen ne yazmışın?”… Sizin yazdıklarınız ancak demeç verdiğinizde, konu ile ilgili açıklama yaptığınızda harfiyen haber olarak çıkar. Köşe yazımda yazılan yorum ve değerlendirmeler benim bakış açım ve düşüncelerimdir. Sizin düşüncelerinizi savunamam, olaylara sizin açınızdan bakıp yorumlamaya kalkarsam köşenin başına sizin adınızı vermemiz gerekecek.
Mümkün mü iki insanın bir olaya aynı bakması? Hadi baktınız diyelim, aynı şeyi görmenize imkân var mı? Allah’ım mucizeler bekliyor bizim siyasetçiler, sanki kendileri yaratıyor da…
Yapamayacağınız, yapmadığınız şeyi başkasından beklemeyin. Akıllı insan karşısındakinden yapamayacağı şeyi istemeyendir ayrıca; unutmayın…
"Ben şuna karışmıyorum, beni de ilgilendirmiyor” dedikten sonra, "Ama şöyle olsun istiyorum…” diye devam eden cümleler… Uzaydan bildirsem de bir şey değişmeyecek… Gazetecilik yaptığım sürece durum bu! Ama kim bilebilir sonrasını…
Şimdilik durum bu; köşemde düşündüklerim ve inandıklarım dışında bir şeyi savunabilirim pek tabi ama yapmam. Siz anlatırsanız, adınıza ifade ettiğiniz her tür düşünceyi, görüşü aktarmak gazete olarak sorumluluklarımız arasında.
"Ben sana ne anlattım, sen ne yazmışsın”a dönecek olursak… Sizin işinize geleni anlattığınızı bilecek kadar eskiyim artık bu işte. Benimle paylaştığınız önemli gelişmeler ve bilgilerin içerik ile doğruluğunu kişisel çıkarlarınızın belirlediğini de tecrübeyle (en iyi öğretmen) öğrendim. Çok pis empati yapma huyum oluştu engellemek elimde değil. Kafanızın nasıl çalıştığını bu kadar iyi bilmek mesleki olarak avantaj sayılabilir ama insani ilişkiler açısından çok yorucu, yıpratıcı, kırıcı aynı zamanda…
Tercih yapmak zorunda kalırsam; mesleki başarıyı, dostluğa tercih etmek zorundayım… Gazeteci olmasam siz de benim dostum olmak için bu kadar can atmazsınız zaten değil mi : ) Allah’tan makamların süreleri belli, benim emekliliğime seneler var da birbirimizi daha iyi tanıyoruz… Yılbaşı piyangosu ile erken emekliliğe de hayır diyeceğimi hiç sanmıyorum…
Bu arada Başkanımız çok alınmış; ‘çok az kişiyi sevebildiği’ tespitime. Herkesi çok sevdiğini söyledi. İçinde olan bol miktarda insan sevgisinin bir kısmını bu satırları okuduktan sonra bana ayırıp ayırmaması önemli değil! Ama ayırmazsa çok üzüleceğim : ) "Yüzün yüzeme baka baka...”
Hiçbir baskı ve tesir altında kalmadan gazetecilik yapmak zorundayım : ) İyi günde, kötü günde mesleğime ve dostlarıma (Benim öyle çok dostum yok; bazıları gibi kocaman yüreğim de… Herkesi sığdırabilecek ve sevebilecek kadar geniş değil kalbim; çok şükür : ) sadık kalmaya söz veriyorum.

NEDENLER?
Yusuf Köroğlu’nun listesinde yer alan isimlere bakıyorum da başkan adayı neden içlerinden bir kaçı olmuyor sorusu fena halde aklımı meşgul ediyor. Diğer bir yönüyle neden ve nereden Demiral’ın olmasına karşı bu tepki? Mevzusunun da bilip gördüğümüz hesapların ötesinde bir sebebi olduğunu fısıldadı dün canı sıkıldığı için sohbet etmek üzere arayan bir ‘kuş’ : ) "Köroğlu, belediye başkan adayı olmaz. Ama Vardar veya Yönet gibi biri ilçe başkan adayı olsa ve seçilse otomatik olarak AK Parti’nin 2019 belediye başkan adayları arasına adını yazdırır. Koroğlu kadar çok isim tereddütsüz destek sunmaz bu tarz isimlere. Demiral için de aynı şey geçerli. Bu kongreyi kazanan Dilek Demiral, 2019’da belediye başkan aday adayı” diye bir mantık ortaya koydu… Otomatik olarak Demiral’a destek veren potansiyel ve nöbetçi belediye başkan adayları geldi aklıma!
Demiral’ın, Köroğlu’nun listesinde yer alan isimleri arayarak, "Siyasi hayatınız biter” tehditlinde bulunduğu iddiasını anımsadım. Evet, bu kongre aslında AK Parti içindeki birçok isim adına bir var ve yok olma süreci…
Sonucuna göre "Demiral’dan 2019 belediye başkan aday adayı çıkar mı?” sorusunun doğru yanıtı hakkında önemli ipuçlarına erişeceğiz.
Kongre; vize, sonrasında bir de genel seçim var; final sınavı...
Hayırlı Cumalar...

YORUM YAP