Adil Sirkecioğlu

PARTİYİ MAŞA, SİLİVRİ’Yİ OYUNCAK GÖRENLER GÖZÜNÜZ AYDIN


   Uzun aralıklarla yazmanın ezici baskısı altındayım. Patronun övgü dolu sözlerinin yanında, yazımı bekleyenlere karşı duyduğum mahcubiyet rezalet sınırlarını çok aştı. Köşe yazarlığı kadrosundan düşürülmeden; arkadaşlık, dostluk defterinden silinmeden yazma gereği hasıl oldu. Bu duygu ve düşüncelerle kaleme alınan bir yazıda hatalar olabilir, affola…

  
Yerelden önce genele baktığımızda estirilen fırtınalara akıl erdirmekte zorlanıyoruz. Defalarca girdiği seçimlerden güçlenerek çıkan iktidara karşı, milletten sürekli tokat yiyen muhalefet partilerinin yönetirim-yönettirmem mücadelesi bütün tiyatro oyunlarını solda sıfır bıraktı. Yetki alamayanlar memleketin kendi istedikleri gibi yönetilmesi ısrarından vazgeçmiyorlar. Ağaç kesilmesi bahanesiyle kan dökülmesine, darbe teşebbüsüne vesile olanlar; kendi kestiklerini memlekete hizmet kabul ediyorlar. Hizmet anlayışını vatandaşa anlatmak yerine, yapılanlara sürekli olarak karşı çıkmak bıkkınlık verdi.

   Barış sürecine tamam mı, devam mı tartışması sürerken, Osmanlıca sahne aldı. CHP’yi yetersiz ve de gereksiz hale getirenler başrolü kimselere kaptırmama gayretindeler. İkna odalarının mucidi hanımefendi Osmanlıca konusunda mümkünü yok ikna olmam diyor. Batıdan anında Osmanlıca karşıtlarına destek gelmesi özellikle dikkat etmemiz gereken husus. Kendi dinimi ve kendi dilimi öğrenmeme engel olanlar iktidar yüzü göremez. Görmesinde zaten. Memleketi ortaçağ karanlıklarına hapsetmek isteyen entelektüel yobazların oyunu hep 
ve her zaman bozulacaktır inşallah.

   Geçmişte Osmanlıcayı öğrenme mecburiyeti yaşayanlar, bugün işbirlikçileriyle birlikte intikam peşindeler. Alman’ın, Fransız’ın İngiliz’in dilini öğrenmek için yarış yapacağımıza kendi dilimizi, hatta kendi insanımın dili Kürtçeyi öğrenebilseydim, birçok sorunumuz hallolmuş olurdu. Atatürk’ü ve geçmişimi anlamamak kadar kötü bir durum düşünemiyorum. Gençliğe Hitabeyi ve Nutuk’u tercüme edecek duruma düşmek, dildeki vahameti gözler  
önüne sermeye yetiyor. Atatürk’ü anlayamayan, anlatamayan Atatürkçü bir nesil yetiştirmek öğünülecek bir meziyet olamaz kanaatindeyim.

  
AK Parti İlçe Kongresi enteresan gelişmelere gebe olacak. Çekiliyorum, vazgeçtim, adayım gelgitleriyle itibarsızlaştırılan Demiral ne yapacağını şaşırmış gözüküyor. Görüştüklerine ve birlikte hareket ettiklerine güven sorunu yaşarken, görüşmedikleriyle korku problemi devam ediyor. Kimin için çekildin, neden tekrar varım dedin sorularının cevabı bile geleceğin karanlık olacağını gösterir gibi. Listesine aldığı isimlerin toplumda karşılığı olmadığı konuşulduğundan, kayda değer insanların çekingen davranmalarını normal karşılamak lazım. Sırf birileri kendini rahat hissetsin diye oluşturulacak ilçe yönetiminden Silivri’ye de, partiye de fayda gelmez. Demiral’a hiç faydası olmaz.

   Kongre arifesinde birçok meclis üyesi fikrini açıklamaktan çekinirken  Tamer Şişman il başkanından aldığı cesaretle Sevginar’ın karşısına oturmuş. Tanınmaya,  tanındıkça sevilmeye başlanan Şişman’ı ben de sevmeye başladığımı itiraf ediyorum. ‘’Silivri beni kullanamadı.’’ buyurmuş. Kullanmaktan kastı ilçe başkanlığı ise emin olabilir ki, kabul ve tercih etme noktasındayız artık. Yerel seçimlerden önce kendisine söylediğim noktasındayım; o kendi konumunu Silivri hayrına  kullanamadı. Silivri’nin 
ve AK Partililerin haykırışını yukarıya taşımakta çok zayıf kaldı çok. Çığlıkları engellemekte jaluzi görevini yerine getirenlere ip olmaktan öteye geçemedi.

  
Dilek bizim kızımız yaklaşımı yerini hızla Dilek ellerin oldu anlayışına terk ederken sahneye bizim pehlivan Köroğlu çıktı. ‘’Güçlü’’ olduğu Hürhaber tarafından tescillendiğine göre sorun yok demektir. Ortak tepkiyi organize ederek emin adımlarla yürüyor ve yol alıyor. Herkesle görüşmekte hiçbir sakınca görmüyor. Benim bütün ikaz ve tepkilerime olgunlukla göğüs gerdiğini söyleyebilirim. Meclis grubuyla birlikte partililerin hızla sahiplendiğine şahit oluyoruz. Önü kesilmez, listesini kongre salonuna kadar götürebilirse fark atarak kazanacak gözüküyor. Dilek bizim kızımız olarak kalmak istiyorsa, çekilme olgunluğunu gösterebilmeli. Değer kaybedenlere alet olarak yıpranmanın, şair sayısını çoğaltmaktan başka hizmeti olmayacaktır.

   Yola çıkılan mı, yolda bulunan mı olduğuma karar veremediğim için yapılacak ilçe kongresinin hayırlara vesile olmasını temenni etmekten öte başka bir şey gelmiyor elimden. Delegenin iradesini balkondan gözetlemenin hoş neticeler vermediğine hep birlikte şahitlik ettiğimiz için saygı ve 
sevgi diliyorum.

  
Bu gelişmeler karşısında rakipsizliğin keyfini süren Işıklar’ı sıkıntı basmış gözüküyor. Belediye başkanlığı yerine sosyal gelişmelere ağırlık vermeye başladı. Yeni meşguliyeti oda ve dernek seçimleri. Her koltukta kendi uygun gördüğü isim olsun istiyor. Bu gidişle Silivrispor başına eski rakibi, yeni dostunu başkan yaparsa şaşırmam!

  
Tarhan’ın partisi İstanbul’da Silivri ağırlıklı teşkilatlanma yapıyor. Silivriyi gözlerine kestirip pilot bölge seçebilirler. İstanbul’un fethine Silivri’den başlamak iyi bir taktik. Şimdilik Işıklar’ın yedeklediği parti sayısı çoğalıyor diyebilirim. Ak Partinin bocalamaları karşısında en ciddi rakip kuzen Işıklar olursa şaşırmayın. İş o noktaya gelirse vah AK Partinin haline. İkinci Işıklar’ın seve seve hizaya sokulacağına emin olabilirsiniz.

   Silivri’ye hizmet eden kalın, oyuncak görenlerden olmayın.

YORUM YAP