Sevginar Sali

Vicdanınıza göre yaşayın


2 Mart 2014’te yapılacak Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlık seçimlerinin aktörleri yavaş yavaş belirmeye başladı… Ali Tabakoğlu ve Selahattin Öpçin arasındaki tatlı rekabeti hayranlıkla izliyordum, şimdi şunu görüyorum esnafa başkanlık etmeye niyetli herkeste acayip bir hoşgörü ile iyi niyet hâkim. Aman Maşallah diyelim de neme lazım iki ay var daha nazar değmesin!

***

Valla bizim ne kadar nazik, zarif esnaflarımız varmış siyasetçilerimiz kime çekti acaba!? Birbirleri hakkında dosya yarışında rekora koşuyorlar İl Başkanlıklarını illallah ettirdik, Ankara bile bezdi, isyanda.

Esnaf Odası Başkan adaylarına sesleniyorum;aman güzelce başladınız böyle sürdürün de 30 Mart’ta zafer hazırlığı yapan siyasetçileri imana getirin!

Yerel seçim aktörleri ve dosya meselesine gelince; ne kadar kötü olabilir diye merak içindesiniz biliyorum. Ancak ne siz sorun, ne ben söyleyeyim. Bir şeyi istersiniz, çok da şiddetli olabilir bu arzunuz ama bu uğurda yapabileceklerinizin bir sınırı olmalı. Başkaları için değil insan bunu kendine borçlu hissetmeli.

En çok da merak ettiğim şey bir il başkanlığı yetkilisi veya Genel Merkez düzeyinde bir siyasetçinin, yöneticinin bu acayip adına dosya denilen saçmalıkları önüne getirenlere karşı tutumu!? Çıkıp da nasıl biri sormuyor; "Kardeşim kocaman adamsın bir başkasının özel hayatına dair gerekçeler senin kamu görevine dayanak nasıl oluşturur?!”

Evet, kamuda bir sorumluluk almaya, toplumda bir adım önde gitmeye haiz kişilerin özel yaşamlarında da örnek davranışlar sergilemesi gerektiğine bir itirazım yok. Ama adı üstünde bir kişinin özel yaşamına da haldurhuldur girilmez, yaşadıkları ve hissettikleri bilinmeden üzerinden bu denli hoyratça geçilmez ki… Her şeyden önemlisi bunu kullanacak kadar çaresiz olma hakkı yok bu kanaldan eleştirdiği ve ondan daha iyi olduğunu iddia eden kişi…

Özel hayat aynı zamanda hassas bir meseledir. Üzerinden hedef olan insanların çok daha kolay kırılıp, yıprandığı doğrudur ama yıpratanı güçlü kıldığına asla inanmam, siz de inanmayın. Dini, manevi boyutu hakkında ahkâm kesmeyeceğim ama bu açıdan da karşılığı, geri dönüşümü vardır, olmalıdır.

Herkes kendine baksın, kendine güveniyorsa, inanıyorsa seçtiği hedefe gitsin, doğruysa, hakkıysa mutlaka karşılığını alır.

***

YAPTIĞINIZ O KÖTÜLÜK VAR YA, BİRÇOK İYİNİN DE SONU OLACAK…

Devesiyle birlikte çölde yürümekte olan bir bedevi, güçlükle yürüyen, susuzluktan dudakları kurumuş bir adama rastlamış. Adam, bedeviyi görünce su istemiş; bedevi de devesinden inip ona su vermiş. Suyu içen adam birden bedeviyi iterek deveye atladığı gibi kaçmaya başlamış.

Bedevi arkasından bağırmış: "Tamam, deveyi al git ama senden bir ricam var: Sakın bu olayı kimseye anlatma!"

Bu isteği tuhaf bulan hırsız, biraz duraklayıp nedenini sormuş. Bedevi şöyle yanıtlamış: "Eğer anlatırsan; bu olay, her yere yayılır ve insanlar bir daha çölde muhtaç birini görünce yardım etmezler..."

Menfaatimize göre değil, vicdanımıza göre yaşayacağımız bir hayat dileğiyle…


YORUM YAP