Ahmet Yücegök

Silivri'den...

19 Ekim Cumartesi günü kutlanan “Muhtarlar Günü” bir günde bitmemiş…
İlk Silivri'de kutlanmış…
Sonra İBB' nin ve İstanbul Valiisi'nin davetine katılmışlar…
Kısaca…
Muhtarlar, hafta boyu davetten daveteymişler…
En son…
Pazartesi günü de, kendi mekanında kutlamaları kabul ettiler…
Üyelerinin katkısıyla ve tamamen Silivri menşeli, ev yapımı yaprak dolma, börek,çörek v.s. partisi verdiler... Partide bir sebeple ben de bulundum…
Yanlış anlaşılmasın…
Silivri'de resmi ve sivil kurumlar davetliymiş.
***
İstanbul Büyük Şehir Belediyesi, Karaburun'dan Kilyos'a kadar, ki buna Silivri'de dahil tüm kıyıları kamerayla izliyormuş…

ÇEVREMİZDEN...
Silivri Belediye yönetiminden, o bilinen bağışlarla ilgili hala net bir açıklama yok. Lakin, etrafta Gazeteci kılığında dolaşan, yeri geldiğinde “Gazeteciyim” diye, yalakalıkta sınır tanımayan tipler konuyu başka yöne çevirmek için sağa sola laf yollamakta. Oysa, ortada gayet ciddi bir ÇEVRE sorunu var. Bunu bile “yalaka aracı” olarak kullanmak isteyenler var. Ne yapmak istediklerini anlamakta zorlanmıyorum…
Nedeni…
Araç olarak kullandıkları bu olayın arkasında onların da payına düşecek bir şeyler olur diye umutlanıyorlar ve düşeceğini umut ettikleri payı büyütmek için çaba sarf ediyorlar…
Evet, çevreciler açısından olay çok basit bir çevre olayı… İnsanlar “Silivri Çöplük Olmasın” diyor… Tek istedikleri, söyledikleri o…
Bu meseleyi ters yüz etmenin ne alemi var…
Her zaman olduğu gibi bu olayda da “kraldan çok kralcılık” yapan tipler olacaktır…
Netice …
Silivrili Çevreciler olayın peşini bırakmaz, bırakmayacak, öyle görüyorum, öyle umuyorum…
Ve… Silivri Çevre Derneği heyeti Sili'de yapılacak “Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı” için, bütün hazırlıklarını tamamladı. Başkan Ali Korsan'a çarşıda rastladım, ayaküstü “Şili Toplantısı“ ne durumda dediğimde “Şili'ye vize yok ama aktarmalı gidileceği için diğer ülkeler için vize alınmak için uğraşıyoruz” dedi.
Bir gün sonra yine rastladığımda “toplantının yapılacağı kentte sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş, endişeleniyoruz” dedi…

YEREL SİYASET
Silivri'de, CHP'nin İlçe Genel Kurulu için start vermesi haftanın en hareketli siyasi olayıydı…
Geçtiğimiz Pazartesi günü saat 10.00'dan itibaren ilçe binasında hareketlilik başladı… Çünkü, üyeler “Pazartesi gününden itibaren üye listeleri ilçe binasına asılacak“ mesajını almışlardı. O nedenle, her üye asılı listede adının olup olmadığını öğrenmek için ilk etapta parti binasına koştu…
Bilindiği gibi CHP'nin ilçe Kongresi için izlenen yol tıpkı “Genel Seçimler” gibi bir süreç. Üye listesinde adın yoksa delege seçiminde oy kullanamazsın…
Ya da aday olamazsın… Askı süreci hafta sonuna kadar devam etti…
Listede kendini göremeyen üye bu süre içinde itirazını yaptı…
Ve… CHP'de İlçe Başkanı adayları ortaya çıkmaya devam ediyor. Aday sayısı gün geçtikçe artıyor ama resmen adaylığını açıklayan eski Başkan adayı, eski mecli üyesi Mümün Koçoğlu oldu…
Salı günü akşamı ilçe binasında aday olduğunu üyelere duyurdu…
Belirlenen saatte kalabalık bir parti gurubu oradaydı. Toplantı öncesi Partinin seçimde kullanılan şarkılar çalınınca, toplantıya katılanlardan bir birlerine “erken seçim mi var” sorusunu soruyorlardı…
Yerel basından bazı arkadaşların da ayni duyguları paylaştığına şahidim. Şu kadarını söyleyeyim…
Başka partilerde bu tür iddialı çıkışlara rastlamak çok zordur…
Hele de “biat et rahat et” tarzında örgütlenmiş partilerde hayal bile edilemeyecek bir görüntüydü...
***
Son günlerde, Ahmet Davutoğlu'nun başında olacağı yeni kurulacak partinin ayak seslerini duyuyoruz. Bazı eski AKP'li yöneticilerin başını çektiği bir örgütlenme çalışmalarını “hızlandırmışlar” deniyor…
***
İYİ Parti'nin zaman , zaman kongre ile ilgili sesi çıkıyor. Eski ANAP İlçe Başkanlığı yapmış birinin “parti içi muhalefeti“ örgütlemeye çalıştığını duyuyoruz. Henüz “ne kadar yol aldıklarına dair” bir bilgi almadım…
***
Resmi törenler haricinde Silivri AKP cephesinde hala ses seda yok gibi…

GÜNEYDOĞU SINIRIMIZ
Cumhurbaşkanı ve ayni zamanda AKP Genel Başkanı meydanlardaydı. Suriye olayını “Barış Pınarı Harekâtı” üzerine konuştu durdu… Sanki bir kahraman yaratılmak için büyük gayret sarf ediliyormuşçasına havuz medyasının tamamında o konuşuldu durdu hafta boyu…
***
ABD Başkanı ile vardıkları tantanalı uzlaşma sonrasında, Rusya lideri Putin ile mutabakat sağlandı.
Mutabakatın içeriği tam olarak açıklanmadan olayı “zafer” gibi pazarlayanlar da oldu “fiyasko” diyenler de… Daha da geriye gidip“ Suriye ile aramız gayet iyi idi sonra ne oldu da “Şam'da Cuma namazı kılmaya niyetlendik” ve şimdi tekrar o noktaya gelmiş isek başarı bunun neresinde“ diyenlerde…
Hatta “biz bu b.k. niye yedik“ diyenleri de duydum…
Şimdi…
Eğri oturup doğru konuşalım isterseniz!
Ne kazandık?
Ya da bir şey kazandık mı?
Cevabını hemen vereyim.
Sağlıklı haber kaynaklarına baktığımızda henüz kesin sonuçlanmış bir sonuç yok. Örneğin, Rusya ile varılan mutabakatta (150) saat meselesi var. Amerika ile varılan mutabakatta (120) saat meselesi vardı, nasıl sonuçlandığını hala anlamış değiliz...
Eksik olmasın!
Resmi açıklamalar dışında sonuç üzerine doğru dürüst bir açıklama yok gibi. Bilindiği gibi orada da olgular “çırılçıplak” ortaya dökülmüyor. O nedenle şu an olup bitenlerle ilgili dağarcığımızda pek az şey var…
Da… Ne kazandık, sorusuna cevap olarak İlle de bir şey çıkarak söylemek gerekirse “savaşın durması” dolayısıyla “ölümlerin durması” denilebilir…

İSTER İNAN / İSTER İNANMA
“Gıda, tarım ve hayvancılık üssü olmalıyız.” (Silivri Belediye Başkanı)

GÜNE UYAN
“Savaşın iyisi, barışın da kötüsü yoktur.”
(Benjamin Franlin)

YORUM YAP