XXXXX

Korkutan Yazı

Dünyada meydana gelen her depremden sonra, ülkemizde malum tekrar tekrar açılıp tartışılmaya başlar... Beklenen Büyük İstanbul Depremi, “ne zaman olacak” tartışmasıyla beraber masaya yatırılır, bir-iki hafta boyunca konuşulur, bir sonraki deprem haberine kadar rafa kaldırılır...

Deprem ne zaman olur, etkisi ne olur bilinmez. Bilim insanlarının çoğu, zamanı tartışmakla beraber bu depremin mutlaka olacağı görüşünde... Bir tek Şener Üşümezsoy, bugüne kadar olan irili ufaklı depremlerle, özellikle de 17 Ağustos depremi ile, İstanbul'u tehdit eden fayın çok büyük kısmının kırıldığını, bu yüzden de beklenen depremin o kadar büyük olmayacağını savunuyor...

Son zamanlarda ise İstanbul Depremi ile ilgili “Silivri Çukuru” konusu tartışmada. Uzmanlar, Silivri açıklarındaki fay hattının kırılmasını bekliyorlar ve “İstanbul Depreminin” merkezinin Silivri-Marmara Ereğlisi hattı olacağını söylüyor. 2007 yılında o zaman İşçi Partisi'nden milletvekili adayı olan ve seçim çalışması için Silivri'ye gelen Prof.Dr. Ahmet Ercan da, kendisiyle yaptığım görüşmede, beni kolumdan tutup Küpeşte Bar'ın olduğu iskelenin ucuna götürmüş, oradan eliyle depremin olacağı yeri işaret etmişti...

Peki, olası bir depremde halimiz ne olacak? Ya da depreme ne kadar hazırız?

İBB, konuyla ilgili yayınlarında, “İstanbul depreme ne kadar hazır?” sorusuna “İstanbul Halk Ekmek stoklarında 10 günlük hammadde, su ve LPG'yi hazır bulunduruyor. İtfaiye araç ve personel sayısı artırıldı, 2 milyon 50 bin kişiye ilk yardım eğitimleri verildi. İstanbul'un 2 yakasında oluşturulan afet depolarında 2 bin 500 adet sağlık seti bulunuyor. Sokaklara 4 bin 450 yangın musluğu konuldu. Günde 20 bin kişiye iki çeşit yemek verebilecek seyyar mutfak ve 25 bin gıda paketi hazır. 71 helikopter pisti yapıldı. Feribotlar ise hastane olarak kullanılmak için hazır hale getirildi.” diyerek cevap veriyor.

Japonya'da yaşanandan sonra gündemimize daha sık gelmeye başlayan “Tsunami” tehlikesi için de, olası bir depremde İstanbul kıyılarını 5.5 metre yüksekliğinde dalgaların vuracağı, bu dalgaların kıyıdan 100-150 metre kadar içeriye gireceği iddia ediliyor. (Bundan 5 sene önce, o zaman yayınladığım Silivri Haber Dergisi'nde, Silivri'yi bekleyen tsunami riskini kapak haberi yaptığımda, o zamanın Belediye Başkan Yardımcısı Metin Karakaş beni aramış ve İstanbul'da tsunami riski olmadığını söylemişti...)

Peki Silivri depreme ne kadar hazır??

Daha önce kaymakamlıklara ait olan deprem konteynerlerinin belediyelere devredilmesi sonucu Silivri Belediyesi'nin elinde şu an asfalt kırma makinasından jeneratöre kadar tam teçhizatlı onlarca konteyner bulunmakta.

Fatih Mahallesi'nde yaşayan bir grup vatandaş da, MAG Vakfı isimli bir sivil toplum kuruluşu ile birlikte yaptıkları eğitim programı sonrasında, mahalle afet gönüllüsü olarak kendilerini yetiştirdi...

Silivri Belediyesi, Kızılay işbirliğiyle, personelini deprem ve diğer doğal afetlere karşı eğitti.

Kızılay, Silivri'yi afet eğitiminde pilot bölge ilan etti. Silivri Kent Konseyi Gençlik Meclisi'nin Temel Afet Bilinci Eğitimi projesi kapsamında, Kızılay Gençlik Kolları ile yaptığı görüşmede, Silivri deprem ve afet eğitimi konusunda, İstanbul'da pilot bölge olarak belirledi. Silivri Belediyesi'nin de doğrudan destek verdiği proje yakında hayata geçecek. Kızılay gençleri, yapılan görüşmede kendilerine sonsuz destek veren Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'a hediyeler göndererek teşekkür etti.

Bunların hepsi, devamının gelmesi gereken çok güzel çalışmalar...

Ancak, bunların yanında, hiç göze batmayan, kimsenin de aklına gelmeyecek bir husus var...

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Depremi konusunda, Zaman Gazetesi'ne verdiği bir röportajda, ilginç bir detaydan bahsetmiş... Yer altı otoparkları yapılması ve araçların yollara değil, bu otoparklara park edilmesi...

“Ne alaka?” diyebilirsiniz, gerekçe basit... Depremin ne zaman, hangi saatte vuracağı belli değil. Ama bir şey şimdiden belli, deprem anında, hele ki bu gündüz saatlerinde olursa, yol üzerlerine park etmiş araçların, araçlarına binerek kaçmaya, uzaklaşmaya ya da ailelerinin yanına gitmeye çalışanların, ola ki binalar yıkılırsa, park etmiş arabaların üzerine yıkılan binaların ve bu yüzden daha da zorlaşan enkaz çalışmalarının yaratacağı büyük kaos...

Düşünün ki, o an saniyeler önemli... Müdahale için yolların açık, bomboş olması şart...

Bir an için, kulağınızı çekip üç kez tahtaya vurarak, gündüz vakti olacak bir depremin hemen sonrasında, Silivri merkezinde meydana gelecek karmaşayı düşünün... O araç hengamesini ve çözülemeyecek derecede tıkanan yolları düşünün...

Peki Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ne yapıyor?

Aslında amacın depremle hiç ilgisi yok ama, Silivri'de Kaymakamlık Binası'nın yanı ve arkasındaki alanı yıkarak yeşil alan, altını ise yer altı otoparkı yapıyor. Merkezi, park etmiş araçlardan temizliyor...

Şimdi düştü mü jeton?

24 Mart 2011 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde

YORUM YAP