Engin Akın

Belediyespor olayına karşıyım!

Her ilçede belediyeler spor kulüpleri üzerinde etkilidir. Gerek maddi gerekse de manevi anlamda hissedilen destek karşılığında başarı da beraberinde gelmektedir.

Öyle ya hissedilen destekle birlikte hem yatırımlar artıyor hem de başarı kendiliğinden geliyor. Bu duruma örnek çoktur. 2 yılı aşkındır salgın hastalıkla mücadele eden dünyada sportif başarı yerlerde. Bunun değişmesi için hem kulüpler hem de yerel yönetimler el birliği yapmalı.

Yapılan karşılıklı anlaşmalarla başarı ve hedefi olan sporcuların da sayısı artacaktır. Burada belediyelere çok iş düşüyor. 

Her seçimin ardından göreve gelen başkanın yoğurt yiyişi farklı oluyor. Yani işin özü her yeni gelen başkanla birlikte popülaritesi artan kulüpler olduğu gibi geçmişte el üstünde tutulan kulüpler birden alaşağı olabiliyor.

Egosunu tatmin için yeni takım kuran belediye başkanları bile var bu ülkede. Yıllardır var olan kulüpleri siyasi hırs ve ego için bitiren, yenilerini kurup destekleyenlere de rastlanmıştır.

Şahsi görüşüm siyasi yapı içinde bir spor kulübü olmamalı, spor siyasetin arka bahçesi olmamalı. Asıl acı bu. Ve bu yapı içinde olan kulüpler de bitmeye her daim mahkum oluyor.

Aslında kimsenin ne belediyelerle ne de belediye başkanlarıyla sorunu olmamalı. Belediye başkanları kulüplerin arkadaşı, kardeşi olmalı.

Asıl dert kulüp başkanlarının belediye kapılarında dilenci olması. Her yeni açılan farklı branşlardaki spor kulübü iyi incelenip desteklenmeli.

Destekten uzak kulüpler bir süre sonra yapılarını bozabiliyor. Maddi kaygılarla hareket edebiliyor.

Bizim derbimiz vaat edilip de verilmeyen destekler nedeniyle kulüplerimizin kapıkulu olarak bozulması… Sonra “Vereceğiz, yapacağız, başaracağız” nutuklarına hiç kimsenin inanıyor olmaması ve güvenilirliğimizin yitirilmesi…

Üstelik de, işi bilen veya bilmeyenlerin dalga da geçerek peşin hükümle konuşuyor olması: “Ya destek versek ne olur, bir sezonluklar işte! Zaten bize oyları da yok…” söylemleri. Acı veren bu işte!

Türk Sporu, Türk Gençliği yara aldığı için, bu durum karşısında bizim gibiler de üzülüyor…

Yine şahsi görüşümdür belediye spor kulüpleri profesyonel spor branşlarında takım kurmamalı. Bu kulüpler kuruluş amacıyla hizmet etmeli. Alt yapı hizmeti vererek sosyal durumu zayıf bölgelerde, ücretli spor okullarına gidemeyen çocuklara spor olanağı sağlamalı…

Belediye spor kulüpleri kesinlikle hizmet alanında var olan amatör spor kulüplerine hiçbir şekilde rakip olmamalı…  İlçe belediyeleri mahallesinin amatör takımlarına el atmalı. Gücünü onlarla birleştirmeli. Ücretli spor okulu açmamalı, ücretli spor okullarını kesinlikle desteklememeli.

Açılan okul için el vermeli.

Yarışmacı takım kurmamalı.

Yarışmacı amatör takımlarla birleşmeli.

Büyükşehirlerin spor kulüpleri ise, amatör kulüplere tesis yapmalı.

Onların dertlerine ilaç olmalı.

Yoksa eldeki olağanüstü bütçelerle uluslararası ve ulusal organizasyonları daha az maliyetlerle bizim köyün muhtarının bile yapacağını bilmeli…

Başkanlar, önüne konan yemeği değil, getirilemeyen pahalı tatlıların hesabını sormalı… Alkışlayanların sırtını sıvazlarken de “perde arkasındaki Hacivat-Karagöz oyunları”nı araştırmalı!    

Bin bir güçlükle, bugünkü ekonomik şartlarda ayakta durmaya çalışan, yaşam kavgası veren, bütçesini başkan ve yöneticilerin cebinden çıkan paralarla denkleştirebilen, üstelik belediye kapılarında üç beş kuruşluk yardım için günlerce bekleyen, bazen kahve köşelerinde para toplanan amatör kulüplere burun kıvıracağınıza, kurban olun siz…

Mahallenizde onlar olmazsa, cepçiler, torbacılar olacak! 

Bilmem anlatabildim mi?

 

YORUM YAP