Cemil Kenar

Hocanın dediğini yap, gittiği yoldan gitme!

Ali Koç, ülkenin en zengin ailesinin çocuğu.

Ekonomik gücüyle istediği her şeye sahip olabilecek biri.
Fenerbahçe Kulüp Başkanı olarak ekonomik anlamda doğru hamleleri vardır ancak sportif anlamda özellikle futbolda tam bir hayal kırıklığı oldu.
Tutarsızlıkları dolayısıyla desteklediğim tasvip ettiğim biri değil…
Buna rağmen Morinho'yu göndermek başkanlık döneminde aldığı en doğru karar oldu.
Morinho kariyeri, karizması, egosuyla dünyanın en önemli teknik adamlarından biridir, doğrudur.
Futbol da başarısız bir dönem yaşıyor olabilir ama Fenerbahçe'de voleybol, basketbol, boks, yüzme, yelken, atletizm branşlarındaki uluslararası başarılarıyla dünyanın en büyük spor kulübüdür…

Belli bir tarihi, kültürü, gelenekleri, ilkeleri, prensipleri vardır Fenerbahçe'nin.
Burada çalışan herkes kulübün armasına, formasına saygılı olmak zorundadır. Hiç kimse camialardan, kurumlardan büyük değildir.
Temsil ettiği camiaya, kuruma karşı haddini aşamaz.
Fenerbahçe kulübünde buna müsamaha gösterilmez. Dünyanın en iyisiydi gelişi muhteşemdi ama gidişi trajik oldu.
Gelişi dünya çapında yankı uyandıran günlerce konuşulan haber olan adam, odasındaki masasına bırakılan bir zarf ve ekranların altında akan altyazıyla duyuruldu ve tarifeli uçakla gitti.
Aslında konuşulması tartışılması gereken bir çok mesele var ama gündemden o kadar hızlı kaçıldı ki unutuldu bile…Oysa herkes Morinho ile birlikte takımın ruhu karakteri değişir gelişir diye bekliyordu. Mesela Fenerbahçe'nin kadın voleybolcularını, erkek basketçilerini izlediniz mi?
Final maçlarında şampiyonluk kutlamalarında Vargas'ın, Guduriçi'nin, Melli'nin gözyaşlarını Koç Joskievicus'un coşkusunu hatırlayın. Onlarda branşlarında dünyanın en iyileri ama armayı, formayı o kadar sahiplenmişler ki işte bu ruh o ruhtur, takım kültürüdür…

Peki, futbol takımında neden böyle değil?
Takım ruhsuz, duygusuz, coşkusuz, saldım çayıra, Mevla'm kayıra misali bir gruba dönüşmüş.
Aidiyet duygusu şırıngayla zerk edilen parayla ölçülen bir şey değil ki bunu anlatacak, oyuncu grubunu ikna edebilecek birilerinin olması gerekirdi ama bu Morinho ile yapılabilecek bir şey değilmiş…

Çünkü, Morinho bir röportajında, Portekizli Jorge Costa hakkında konuşurken takım kaptanlığı bant taşımak değildir. Temsil ettiğin şeydir demiş ve bizde altında çok derin manalar yatan üstüne kitap yazılabilecek müthiş bir tespit diye yazı konusu yapmıştık.

Ancak gelinen noktada Morinho yüksek maliyetli sözleşmeyle temsil ettiği şeyin öneminin değerinin farkında olmayan, söylemi farklı eylemi farklı biri olduğu ortaya çıktı.

Kariyeri, başarısı, başarısızlığı, etkisi, katkısı, haklı ya da haksız olduğu başka bir tartışma konusu. Ne yazık ki potları, gafları dışında iz bırakmadan geçti gitti…

YORUM YAP