Sevginar Sali

Yuvaya dönüşün Silivri yankısı

2017 yılının bu zamanlarıydı, eski Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, o dönem Cumhuriyet Halk Partisi'nin yükselen yıldızı Muharrem İnce ile dünür oldu. Gençlerin hayatlarını birleştirmesiyle sadece bir aile bağı kurulmadı; aynı zamanda Işıklar ile İnce arasında siyasi bir kader ortaklığı da oluştu. İnce'nin hızlı yükselişiyle birlikte, Işıklar'ın da siyasi merdivenleri tırmanması bekleniyordu. Ancak siyaset, çoğu zaman beklentileri değil, gerçekleri karşımıza çıkarır.
İnce'nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecindeki yenilgisi, olağanüstü kurultay girişimleri, CHP'den ayrılarak Memleket Partisi'ni kurması ve ardından yaşadığı sarsıntılar… Tüm bunlar, Işıklar'ın ikinci dönem adaylığının zora girmesi ve nihayetinde seçim yenilgisiyle sonuçlandı.


İNCE GERİ DÖNDÜ, IŞIKLAR'IN UMUDU YEŞERDİ
Bugün geldiğimiz noktada İnce yeniden CHP saflarında. Bu gelişmeden en çok memnun olanın Özcan Işıklar olduğu söylenebilir. Zira uzun süredir İnce'nin partiye dönüşü için kulis yürüttüğü biliniyor.
İnce'nin CHP'ye dönmesi, Silivri siyaseti açısından da dikkat çekici yankılar uyandırdı. Parti içindeki bazı yorumlara göre bu adım, Işıklar'ın CHP'deki etkisini yeniden artırabilir.


SİYASETTE HİÇBİR ŞEY KESİN DEĞİLDİR
CHP Genel Merkezi'nin mevcut yöneticilerinin, İnce'nin dönüşü karşısında nasıl bir tutum sergileyeceği tahmin ediliyor esasen. Siyasette güç paylaşımı, teoride savunulsa da pratikte pek uygulanmaz. Silivri'de de Işıklar'ın bu süreçten nasıl etkileneceğini zaman gösterecek. Sevenleri bu durumu olumlu karşılarken, karşıtları eleştirel ve hatta suçlayıcı bir tavır sergiliyor.
Tecrübeli siyasetçilerin iyi bildiği gibi, bazen şer sandıklarımızda hayır, hayır sandıklarımızda da şer olabilir. Ancak şu da bir gerçek ki hiçbir şey ne %100 iyi, ne de %100 kötüdür.

 

CHP'YE YÖNELİK OPERASYONLAR VE ‘YARATICI' TAKTİKLER
Genel iktidar bloğu, CHP'ye yönelik siyasi hamlelerinde ‘yaratıcı' yöntemler geliştirdiğini kanıtladı. Ne yazık ki bu enerjiyi ülke sorunlarını çözmek yerine siyasi mühendislik faaliyetlerine harcamayı tercih ediyorlar.
CHP'yi kendi içinden parçalamaya çalışmak, AK Parti açısından stratejik bir hamle olabilir. Ancak bunun tamamen başarıya ulaşması, iktidarın halk nezdindeki karşılığını tüketmemiş olması şartına bağlı.
Bu denklemden çıkmak bugün zor görünse de siyasette hiçbir şey imkânsız değildir. Hele ki bu siyaset Türkiye'de yapılıyorsa…


30 HAZİRAN SONRASI: OLASILIKLAR, SENARYOLAR
30 Haziran sonrası için iki güçlü senaryo konuşuluyor: CHP'ye kayyım atanması ya da Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeniden genel başkanlık koltuğuna oturması. Her iki olasılık da tüm il ve ilçe kongre süreçlerini doğrudan etkileyecek güçte. Silivri istisna olmayacak tabi ki.
Kayyum atanırsa kurultay süreci yaklaşık bir ayda tamamlanmak zorunda kalacak. Kılıçdaroğlu dönerse süreç, iki yıla yayılan bir yeniden yapılanmaya dönüşebilir. Bu yapılandırmanın Silivri'ye nasıl yansıyacağı ise bugünden konuşulmaya başlandı.
CHP'de henüz resmi bir kongre takvimi olmasa da yerel örgütlerde hareketlilik dikkat çekici. İlçe başkan adayları kamuoyuna çıkmaya başladı; kulisler yeniden şekilleniyor.


FIRTINALI DENİZDE CHP GEMİSİ
CHP, genel ve yerel siyasetin baş aktörü olarak, giderek şiddetlenen fırtınalı bir denizde yol alıyor. Geminin limana sağ salim ulaşıp ulaşamayacağı ise zamanla anlaşılacak.

YORUM YAP