Ahmet Yücegök

YERELDEKİLER - 28 Aralık 2015

Kar kıyamet olmasa bile kışın ortasındayız.
Evet yağış yok.
Hava tahmin raporlarına göre, bölgemizde, ancak yıl sonuna doğru yağış bekleniyor, o da güçlü bir kar yağışı filan değil, yağmur veya karla karışık yağmur olabilirmiş.
Bizim, isteğimiz ise.
Yılın son gecesini kar altında geçirmek.
Ve biliyoruz ki, kar olmayınca yer altı suları oluşmuyor.
Ve biliyoruz ki.
Bu “kuraklık” demektir.
***
Silivri yine Genel Medyanın ilgi alanındaydı.
Nedeni Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül'ün burada tutuklu olması.
Gün geçmiyor ki tanınmış isimler uğramasın.
Yerli veya yabancı her gün dünyaca tanınmış bir isim Silivri Hapishanesini ziyaret ediyor.
Hatta büyük çoğunluğu ziyaretle de kalmıyorlar.
Hapishane önünde belli bir süre “nöbet” tutuyorlar.
Gazeteciler veya başka demokrasi ve özgürlük sevdalıları bu işi sıraya bindirmişler. Her gün birileri nöbette.
***
Dün Silivri Hapishanesi yapılırken karşıydık. İlçe olarak yapılmaması için her görüşten çok birlik olduk, çabaladık ama çabalarımız yetmedi, hapishane yapıldı...
Da hala karşıyız. Ne var ki.
Karşı olmak, her gün genel ve yerel medyada yer almayı engellemiyor.
Hapishane üzerinden.
Silivri'nin her gün adı anılıyor.
İyi anılması bile anılıyor.
Neyse.
***
Hatırlarsınız Ergenekon-Balyoz gibi davalardan bir çok “sivil ve asker” tutuklunun kaldığı dönemlerde de çadır vardı. O çadır çok iş görmüştü o günlerde ...
Duyuyorum ki.
Yeni bir çadır daha kurulmuş.
Bu çadır, içerde “Tutuklu Gazeteci-lerle Dayanışma Çadırı” adı altında faaliyet gösterecekmiş. Ki dilemem ama o çadır. Uzun yıllar orada “HİZMET VERECEK” gibime geliyor.
***
Silivri siyaseti bu hafta da hareketsizdi diyebiliriz.
CHP İlçe Başkanının, İl kongresi nedeniyle kendi içinde toplantılardan başını kaldıramadığını biliyorum.
AKP İlçe Başkanının da, ortalık böylesine toz duman haldeyken, söyleyecek sözü olduğunu zannetmi-yorum.
MHP, Olağanüstü Kongre taleplerinin ne durumda olduğuna dair ilçeden tek kelime duymadım.
HDP, yerel siyasetle ilgilenecek durumu yok.
İyi haftalar.

İKTİDAR DEĞİLSE KİM?
Televizyonun karşısında, haberleri izliyorum.
İlk haber olarak ülkemizin belli bir bölgesinin il ve ilçelerinde geçen olayları veriyor.
İlçelerin bazılarında zaman, zaman kalkmış olsa da büyük çoğunluğunda, sokağa çıkma yasağı kesintisiz devam ediyor…
Hem de haftalardır …Düşünebiliyor musunuz? İnsanlar, çoluk çocuk evlerine kapanmış. Bazı yerlerde elektrikler kesik. Bazı yerlerde, sular akmıyor.
Ve evinden kafanı çıkaramıyorsun.
Günler nasıl geçer?
Dışarıda. Silah sesleri.
İçerde soğuk.
Televizyon.
Cizre'yi gösteriyor.
Etrafı tanklarla çevrili.
Sokaklar.
Bırakın arabayı insanın gezebileceği gibi değil…
Dükkanlar kapalı.
Evlerin duvarları kuşun deliği ile dolu.
Aklıma Bosna'dan görüntüler geldi.
***
Görüntüler böyle de .
Yöneticilerin demeçlerine bakıyorum.
Onlar da “Ev, ev gireceğiz, tek bir tane kalmayıncaya kadar yok et-meye devam”
“Hendeklere gömeceğiz” diyorlar.
Gerçekten anlayamıyorum.
Hani derler ya “Tarihten ders alınsaydı, tekerrür eder miydi” diye.
Öyle demekle veya öyle yapmakla “o bölgede yaşayan insanları terbiye mi olacak?” Bu sözlerin kaç defa tekrarlandığının, bu yöntemin kaç defa denendiğini ben unuttum.
***
(7) Haziran öncesine dönüyorum.
Ondan önceki yıllara yani uzağa değil. Yine AKP'nin iktidar olduğu yıllara…
Rahatsızlığın masada konuşulduğu ve masa devrilene kadar ölümlerin durduğu o günlere …
A partisi, B partisi demiyorum. Diyorum ki “Ne oldu da bu günlere geldik?” Ve diyorum ki muhalefet olamayacağına göre.
Bu durumun sorumlusu kim?

ÇOK MU ZOR?
Seçimler geçeli neredeyse iki ay oldu. Dün gibi hatırlıyorum.
Seçimlere birkaç gün vardı, Silivri AKP Yöneticileri ile birlikte birkaç milletvekili adayı ile birlikte…
Konu mankeni olarak birkaç vatandaşı yanlarına aldılar.
Kameraların karşısına geçtiler.
Birlikte, kameraya doğru bakarak nasıl “tapu meselesini hallettik” dediler hep bir ağızdan. Olay, dün gibi hatırımda …
Lakin o gün bu gündür ortada bir şey yok... Bir de yetmezmiş gibi sanki söz veren onlar değilmiş gibi.
Ve söz verdiklerini yapmışlar gibi, sağda solda “Belediye iflas etmiş” Silivri Belediyesi “çivi çakmadı” gibi laflar ediyorlar, çamur atıyorlar.
Pişkinliğin bu kadarına da …
***
Yahu insanın aklına dün söyledikleri gelir. Gelince de birazcık olsun yüzü kızarır ya da söylediklerinden utanır “af edersiniz, yanlış söyledim” der.
Ama ne gezer.
Düşünün sözünü ettiklerim, tamı tamına (13) Yıldır ve tek başına iktidarda olan bir partinin Silivri temsilcileri …
Kaç defadır “biz tapu sorununu çözdük” dediler “çözüyoruz” dediler, ben unuttum.
Şimdi gelinen noktada tekrar soruyorum eğer, ajandalarında başka bir şey yoksa, “biz o zaman doğruyu söylemedik” demeleri gerekmez mi?

HADDİ BİLDİRİLİR
Hafta içinde, ODTÜ Rektörü bazı açıklamalardan dolayı, hükümetin bir Bakanından azar işitti…
İlk defa böyle bir olaya tanık oluyorum.
Nedeni rektörümüzün, Siber saldırı üzerine görüş bildirmiş, bu açıklamalar da sayın bakanın hoşuna gitmemiş belli...
Ve anladığım kadarıyla konu “teknik ve bilimsel” bir konu yani siyasi değil.
Ama olsun Sayın Bakan Lütfü Elvan çok kızmış.
Televizyon kameraları karşısında rektörümüz Ahmet Acar için “herkes haddini bilmeli” dedi...

İSTER İNAN / İSTER İNANMA
“Demok- ratik ülkelerde özerklik otonomi, özyönetim, muhtarlık yasası yoktur. Toplum üniversiteleri eleştirir ama işlerine karışmaz; bilim yapanlar,yanılsalar bile, yargılamaz. Çünkü bilim, bir “deneme yanılma” özgürlüğüdür. Yanılma özgürlüğü yoksa bilim olmaz.”
(Bozkurt Güvenç 25/12/2015-Cumhuriyet-Bilim/Teknoloji)

VE, YILIN SONU
Bu gün, sokakta kimi çevirip sorsak 2015 için olumlu bir şey söylemez.
Nedeni de belli.
***
2016'dan beklenenler neler ?
Ne bekleyebiliriz ?
Günlük olaylara bakınca.
“Hoş” şeyler “güzel” şeyler beklemek hayal gibime geliyor.
Yine de umutluyum.
Nedeni ülke insanımızın sağ duyusuna güveniyorum.
***
Henüz gelmemiş olsa bile. .
2016'ya “hoş geldin” diyorum.
Nice yıllara …

BUNLARI DUYDUNUZ MU?
• Gülen Cemaati Lideri Fethullah Gülen için 235.5 yıl hapislik isteniyormuş.
• Bu günkü Cumhurbaşkanımız R.T.Erdoğan, bir zaman önce Gazeteci ve Köşe Yazarı Fehmi Koru'ya “Devletin Uçağını vereyim Pensilvanya'ya git” demiş.
• Bağımsızlık oylaması için Barzani Türkiye'dem vize almış.
• Geçen haftalarda bir gece gittiği ve Cumhurbaşkanı ve Başbakanın beyanına göre “orada kalacak olan “Mehmetçik”, gitmiş olduğu ve Irak topraklarında bulunan bu Başuka'nın tamamından çekilmişmiş. Nedeni de “malummuş”.
• İsrail Devleti ile Hükümetimiz arasında görüşmeler yapılıyormuş . Görüşmeler olumlu ilerliyormuş ve anlaşmaya az kalmış …
• Baas Rejiminin Hüküm sürdüğü Suriye, Laikliği savunuyormuş. Savunma Bakanı Hiristiyanmış. Genelkurmay Başkanı Suni imiş. Diyanet işlerinde Hiristiyan varmış ama Alevi yokmuş.
• İspanya'da yapılan Genel Seçimlerde PODEMOS (Başarabiliriz) partisi damgasını vurmuş...

YORUM YAP