Türkiyede İslami Faşizan Yönetim Olacak

Türkiyede İslami Faşizan Yönetim Olacak

24.08.2010 10:33:03



 

Referandum süreci kapsamında CHP Silivri İlçe Örgütü’nde CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ’ın da katılımıyla bir konferans düzenlendi. Değirmenci’nin Başkanlık ettiği konferansa Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar da katılırken Elekdağ konuşmasında hükümetin açılım konusuna değindi, anayasa değişikliği hakkında değerlendirmelerde bulundu.

‘HÂKİMLERİN BİZİM YANDAŞIMIZ OLMASI LAZIM’

CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ, gündemdeki konuları şöyle değerlendirdi: “Hatırlayacaksınız Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner olayını. Cihaner; Atatürkçü, ilke sahibi ve aynı zamanda yargıya siyasetin karışmaması gerektiğine inanan bir vatan evladı. Bulunduğu bölgede laikliğe karşı, Cumhuriyet’e karşı, Atatürk ilkelerine karşı irticai faaliyetleri soruşturmaya başlıyor.

‘ADALET BAKANI, CİHANER’E BU İŞİ KURCALAMA TALİMATI VERDİ’

Fakat Ankara’daki Adalet Bakanı bundan son derece rahatsız oluyor ve İlhan Cihaner’e “Bu işi kurcalama, bu işin peşinden gitme” diye talimat veriyor. Cihaner yargının bağımsızlığına inanan bir vatan evladı olduğu için bu talimatı dikkate almıyor. Bunun üzerine İlhan Cihaner’e ne yapıldığını biliyorsunuz. Osman Şenal diye bir savcı kendi yanında 2 savcıyı da alarak sorgulamaya alıyorlar. Ondan sonra hapse atılıyor. Fakat sonra olan daha ilginç. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na bu konu geldiği anda Osman Şenal’ı görevinden alıyor. Bu durum böyle başladı ve kabul edilemez bir şekilde devam etti.

“HÜKÜMETİN AMACI ANAYASA MAHKEMESİ’NİN OLUŞUMUNU DEĞİŞTİRMEK”

Bu gün referanduma konu teşkil eden iki madde var. Yani Anayasa Mahkemesinin kompozisyonunun ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu düzenlemesinin değişmemesinin arkasında yatan sebepler bunlar. Şöyle düşünmüştür hükümet; “Bunlar olduğu takdirde biz devleti istediğimiz şekilde yönetemeyeceğiz. Bu şekildeki savcılar ve hâkimler bizim icraatımızı önleyecekler. Biz bu ülkeyi İslami eğilimli otoriter bir devlet haline getirmek istiyoruz. Buna engel olacaklar. Biz devletin içini boşalttık ama daha da boşaltacağız. Boşalttığımız taburlara kendi görüşümüzde olan kendi yandaşlarımızı yerleştirdik fakat buradaki ağabey onlardan değil. Bu Anayasa Mahkemesiyle bu Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile bizim ilerlememiz mümkün değil. Bu güne kadar bu ülkeyi istediğimiz şekilde sömürdük talan ettik ama bu kişiler karşımızda oldukları takdirde bu düzeni yürütemeyeceğiz, onun için yapmamız gereken husus Anayasa Mahkemesinin oluşumunu değiştirmek’.

Amaç bu yanında 22-24 tane madde koymuşlar. Bu maddeleri göz boyamaya yönelik.

“BU ATAMALARLA EN AZ 10 KİŞİ YANDAŞLARI OLACAK”

Cumhurbaşkanı bu maddelerle yapacağı atamaların kendi yandaşı olmasını garanti altına almaya çalışıyor. Eskiden Sayıştay’dan, YÖK’ten sadece 1 üye gösterilirken şimdi 3 üye olacak Anayasa Mahkemesi’nde. Bu atamalarla en azından 10 kişi kendi yandaşları olacak. Diğer ülkelerin parlamentoları örnek gösteriliyor fakat burada başka bir durum var. Diğer ülkelerin parlamentoları Anayasa Mahkemesi’ne üye seçerken bunu 3’te 2 şeklinde seçiyor. Nitelikli bir çoğunlukla seçiyor. Bu durumda da iktidar partisiyle diğer partiler arasında uzlaşma söz konusu oluyor. Bunlar 3 üyeyi meclis salt çoğunluğuyla seçecek. Bu demek oluyor ki AKP seçecek.

 

“TÜRKİYE’DE İSLAMİ FAŞİZAN YÖNETİM OLACAĞI MUHAKKAK”

Eğer referanduma ‘Evet’ oyu çıkarsa öyle bir Anayasa Mahkemesi oluşacak ki yürütme üzerinde hiçbir etki ve denetimi olmayacak. Yürütme eğer yargıya hâkim olursa bundan sonra Türkiye’de İslami Faşizan yönetim olacağı muhakkak.

“YANDAŞLARI OLAN HÂKİM VE SAVCILARA İHTİYAÇLARI VAR”

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 71 hâkim ve savcının yerini değiştirdi. Fakat Adalet Bakanı “Bunu kabul edemem” dedi. Çünkü kendi adamlarını istedikleri yerde tutmak istiyorlar. Ergenekon ve Balyoz davasını yürütmek için kendi yandaşı olan hâkim ve savcılara ihtiyaçları var. Avrupa Komitesine bağlı bir Venedik Komisyonu var. Bu komisyon Avrupa konseyinin danışmanlığını yapıyor hukuk işlerinde. Venedik komisyonunun ortaya çıkarmış olduğu bir takım ilkeler var. Bu ilkeler çerçevesinde Türkiye’ye bir takım tavsiyelerde bulundular; “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun bağımsız olması için Adalet Bakanını bunun başkanı olmaktan çıkarılması lazım” denildi. Buna rağmen bu şekilde hareket ediliyor.

“BU ANAYASA İLE YENİ HAKLAR SÖZ KONUSU DEĞİL”

Bu anayasayla Türk halkına sağlanan bir takım yeni haklar avantajlar söz konusu değil. Mesela deniliyor ki; “Kadın hakları hususunda büyük yeni imkânlar sağladık”. Fakat daha Perşembe günü Türkiye Kadın Hakları Kuruluşu’nun başında olan Nazan Moroğlu bir açıklama yaptı: “Kadın hakları konusunda herhangi bir imkân sağlanmıyor” diye.

“ANAYASADA BİRKAÇ CÜMLE DEĞİŞTİRİP YENİ ANAYASA DİYORLAR”

Anayasayı alıp birkaç cümleyi değiştirip bunu yeni anayasa önerisi diye önümüze getiriyorlar. Aynı şekilde “Çocuklara birtakım haklar getiriyoruz” diyorlar. Onda da aynı durum söz konusu. Anayasada “Devlet çocukları korur” şeklinde yazılı. Değişiklik şöyle; “Devlet her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirler alır”. Bunu çocuklara karşı son derece yeni önlemler alıyor gibi takdim ediyor hükümet. Ama Çocuk Esirgeme Kurumu’nda çocuklara uygulanan şiddete, istismara karşı hiçbir tedbir alınmış değil. Sokakta 240 bin çocuk var dileniyor ya da çocuk yaşta çalıştırılıyor. Bunlara karşı alınmış olan bir önlem yok.

“HÜKÜMET KESK’E BASKI YAPTI”

Aynı şekilde işçi sendikaları ve kamu çalışanları konusunda “Bazı önlemler aldık” diyorlar. Fakat bu değişikliğe işçiler ve memurlar esasen karşı çıkıyor; “Bu bize yeni hiçbir imkân sağlamıyor, yeni hak getirmiyor” dediler. KESK hükümetle herhangi bir toplu sözleşme yapamadı. Hükümet baskı yaptı; “Eğer ‘evet’ dersen sana bazı imkânlar sağlarız” dediler.

“26 SORUYA BİR CEVAP İSTEYEMEZSİNİZ”

Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı iyi bir şey. Fakat bunu da kısıtlamışlar. Sosyal ve güvenlik alanlarında kimse Anayasa Mahkemesine başvuramayacak. İşin esasını göz ardı edip çıkarmışlar. Bizim önümüze getirip oylamamızı istiyorlar. Anayasa paketi esas itibariyle bu. Siz 26 soru sorup buna bir cevap isteyemezsiniz.

 

“BDP,  YANDAŞLARINA ‘EVET’ TALİMATI VERDİ”

Referandum ortaya çıktığı zaman PKK ve onun uzantısı olan BDP hükümete kesin uyarı verdi. Dedi ki “Bu anayasa değişikliğinde bizim istediğimiz şeyler yok biz bu değişikliğe karşı çıkıyoruz.” Böyle ilan edildi. Öcalan’ın da bu yolda açıklamaları oldu. Hükümet bunu değiştirmek için PKK’yla el altından, BDP ile müzakerelere girdiler. Şimdi BDP Türkiye’deki yandaşlarına talimat veriyor; “Anayasaya evet deyin” diye. Böyle de bir gelişme var.

“HÜKÜMET DEVLETİN HER TARAFINA ÇÖKMEK İSTİYOR”

Hükümet devletin her tarafına tam anlamıyla çökmek, yönetmek istiyor. Yani diyor ki;  “Önümüzdeki 50 yıl ben bu ülkeyi idare edeceğim.” Amacı, esas yapmak istediği bu. Bu referandum bir seçime benzemiyor. Biraz daha anlatmaya izaha ihtiyaç duyuyor. Seçimlerde şu parti, bu parti diyerek herkesin oyları daha önceden belli. Fakat bu konuda sivil toplum örgütleri ile hakikaten temasa geçmek lazım.

“BİTARAF OLAN BERTARAF OLUR”

Başbakan TÜSİAD’a yönelerek “Bitaraf olan bertaraf olur” dedi. Bitaraf olan demek tarafsız, bertaraf ise yok olan demek. Demokratik bir ülkede bir başbakanın bunu söylemesi mümkün değil. Bu ancak faşizan bir ülkede söylenebilir. Başbakan açıkça TÜSİAD’a diyor ki; “Ya bendensin, benden değilsen ben seni yok ederim, mahvederim”. Bu büyük bir cüret ve büyük bir cesaret.”

Cemile KAYAR/Senem MARMARA

 

YORUM YAP