1970'li yıllardı. Fenerbahçe de başkanlık seçimi yapılmış ve başkanlığa Emin Cankurtaran seçilmişti. Cankurtaran şimdiki ADIDAS şirketinin Türkiye temsilcisi ve birçok şirketlerin sahibiydi.
Vizyonu ve becerisi olan bir kulüp başkanıydı. Ataktı. Cemil Turan gibi zamanın yıldızını İstanbulspor'dan olaylı bir biçimde transfer etmişti.
Mersin İdman Yurdu takımından gol kralı Osman- yine Mersin'den Muharrem - Eıntracht Frankfurt'tan Ender Konca yine yıldızları kadroya katmıştı.
Takımın başına da Brezilya futbolunun efsane ismi Didi getirilmişti.
Didi daha gelir gelmez ilk antrenmandan sonra başta kaptan Ziya olmak üzere üç futbolcuyu kadro dışı bırakmıştı.
Herkes bir irkilmişti.
İşte disiplin buydu.
Ardından takım toparlandı.
Ve sezonu şampiyon bitirdi.
Emin Cankurtaran'dan sonra bir Metin Aşık geldi.
O da Fenerbahçe'ye unutulmaz işler yaptı. Sonra Ali Şen bir efsane gibi adı Fenerbahçe'ye yazıldı.
Onu da Aziz Yıldırım takip etti.
Aziz Yıldırım Fenerbahçe'ye çok şey kazandırdı. Samandıra tesisler- Fenerbahçe Stadı (Devletten tek kuruş almadan) Ülkerspor salonu-Fikirtepe tesisleri- Dereağzı tesisler (yenileme) Daha neler neler.
Galatasaray'a karşı büyük bir üstünlük. Lig şampiyonlukları. Ortega'dan, Van Hoojdonk'a, Anelka'dan, Anderson'a, kadar bir o kadar yıldız futbolcu.
Ama işler Aziz Yıldırım'ın istediği gibi gitmedi.
Bu Fenerbahçe camiası Türkiye'nin en büyük şirketinin baş varisi diye Ali Koç'u kulübün başına getirdi.
7'nci sene bitti. Ali Koç'tan ''tık'' yok.
8'inci seneye girenken ortalık başta Mourınho olmak üzere Galatasaray'ın 11 puan gerisinde kalınca fokur fokur kaynamaya başladı.
Mourınho'yu istemeyen Acun Ilıcalı Asbaşkanlığı bıraktı.
Erol Bilecik şimdiden koltuğu teslim etti. Yani Koç'un yanındakiler onu terk etmeye başladı. İşin içinde imza toplama konusu girince ortalık iyice bulandı.
Aidatları ödeyen Ali Koç'a itiraz edildi. İmza sayısı konusunda anlaşmazlık çıktı. Transferde henüz ses yok.
Bir yandan Hakan Bilal Kutlualp bir taraftan Mahmut Uslu öbür taraftan başka adaylar heyecanla seçim gününü bekliyor.
Ali Koç zorda.
Ali yerine başkası olsaydı çoktan kulübün başından alınmıştı.
Ama bir gücü var. O güç de kolay kolay elden gidecek gibi görülmüyor.
Yani anlayacağınız iki ucu bilmemneli değnek. Yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal.
Fenerbahçe böyle bir kaos içinde Eylül ayını bekliyor. Ali Koç harıl harıl çalışıyor. Fenerbahçe nereye gidiyor diye soracak olsanız şu anda kimse bilmiyor. Hatta kulüp başkanı Ali Koç bile.
Hoşça kalın…