Handan Demirkıran

Tik bozuklukları

Çocukluk çağında en sık rastlanılan hareket bozukluğu tiklerdir. Tikler, istemsiz, ani, gelişigüzel, tekrarlayıcı, hızlı, amaçsız hareketler ve seslerden ibarettir. Bazen normal bir davranışının bir parçasını taklit eder. Genelde kısa sürelidir. Zaman içinde hem şekil hem sıklık açısından değişiklik gösterir. Bazen geçici olarak bastırılabilirler. Onlara rahatsız edici bedensel duyumlar eşlik eder, tikin ortaya çıkmasıyla bu bedensel duyumlar hafifler. Bir başka deyişle tik onlar için bir rahatlamadır. Motor tikler bazen göz kırpma, kafa sallama, omuz oynatma hareketleri gibi basit bazen de anlamlı yüz ifadeleri, el-kol jestleri, amaçlı davranışlar (saç tarama gibi) şeklinde olabilir. Vokal tikler de benzer şekilde basit boğaz temizleme sesinden karmaşık sesler çıkarmaya, çeşitli konuşma bozukluklarından küfür etmeye kadar değişkenlik gösterebilir.

Tourette bozukluğu, motor (hareket şeklindeki) ve sözel (vokal) tiklerin bir arada bulunduğu bir kronik tik bozukluğudur. Bahsedilen tik, birden ortaya çıkan, hızlı, yineleyici, ritmik olmayan, basmakalıp bir motor hareket ya da ses çıkarmadır. Bu tikler 1 yıldan daha uzun süren, aralıklı ya da her gün, günde birkaç kez ortaya çıkabilmektedir. Bahsedilen bu dönem içerisinde 3 aydan daha uzun süre tiklerin olmadığı bir dönem olmamaktadır. Bu bozukluk belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda işlevsellik alanlarında belirgin bozulmaya neden olur. Başlangıcı 18 yaşından önce olur.

Kronik tiklerin ortalama başlangıç yaşı 7'dir, sıklığının en çok olduğu yaş dönemi 9-12'dir. Daha sonra zamanla sıklığı azalmaya başlar. Tiklerin dörtte biri yetişkinlikte devam edebilir.

Gelip geçici tik bozukluğu ise, tek ya da birden fazla motor veya vokal tikle karakterize bir sorundur. Tikler en az dört haftadır olan ancak bir yıldan uzun sürmeyen, hemen her gün gözlenebilen, artma ve azalmalar gösteren basit tiklerdir.

Çocukların en az % 5'inde birkaç hafta veya ay süren geçici tikler görülebilmektedir. Yapılan çalışmalarda da tik bozuklukları çocuklarda yetişkinlere oranla 5-12 kat daha fazla görülmektedir. Erkeklerde kızlara oranla daha fazla görülmektedir. Bu alandaki çalışmalar tiklerin stresle artabileceğini ve alevlenebileceğini gösterir yöndedir. Ayrıca aile ve çevre tarafından tikler için yapılan uyarılar ve cezalandırmalar tiklerde artışa neden olabilmektedir.

Tik bozukluğu bulunan kişiye ve ailesine bunun nörobiyolojik kökeninden ve istemsiz oluşundan, süreç içerisinde şiddetinin azalabileceğinden bahsetmek psikolojik tedavi yöntemlerindendir. Özellikle çocuklarda ve ergenlerde, öğretmenlerle bağlantı kurarak bu durumun bir akıl hastalığı olmadığını, içinde bulunduğu stresin ve tiklerin bastırılmasının aksine tiklerin şiddetini arttıracağını belirtmek gereklidir. Ayrıca sınıfta destekleyici yaklaşıma da ihtiyaç olacaktır.

YORUM YAP