Sevginar Sali

SİAD izlenimleri

Silivri SİAD, duayenlerini onurlandırdı… Vefa her zaman iyidir…
Hakan Kocabaş'ın ‘zenginler kulübü' başlığına temsil ettiği derneği mahkum etmeme çabasını takdir ediyorum… Sosyal ve toplumsal mesajları yeri gelince sözle ifade etmenin ötesinde icraatlarıyla da zarif bir şekilde imzalıyor...
Bir de bana “Kullandığın ifadeleri nereden buluyorsun?” diyorlar… Benim işim yazmak da Hakan Kocabaş gibi bir sanayici “Çalıştıkları yerlerde bir delikten yağmur damlası üfürdüğünde öbür uçta kar tanesi olarak düştü damla” ifadesini nereden buluyor; bence asıl meselemiz bu olmalı : )) Valla alıntı da, kendi ifadesi de olsa bir sanayici için ziyadesiyle zarif bir incelik; hakkını teslim edelim…
SİAD'ı daha çok anlamamıza, daha fazla sahiplenip, üyeleri dışında bile benimsenmesine yol açan emeğin önemli bir kısmı Kocabaş'ın da yönetimi ile de sinerjisi çok güzel sonuçlar doğurdu…
Mesut Söylet, Adil Sirkecioğlu'na ne kadar sitem etse azdır; Silivri'nin çocuğu klasmanında ilk üçte olma hakkıdır katılıyorum… Biz ağzımızla kuş tutsak yaranamayız daha dün tanıştığı Rektör Bey'e ne övgüler ne övgüler; şahsen kıskandım… Bir Salih Aynural kadar olmadık : )) Profesör ünvanlımız da yok zaten…
Hakan Kocabaş'ın koltuğunu bırakma konusundaki karar ve gerekçelerini anlıyoru ama katılmıyorum. İtiraz ederken onu düşünmüyor Dernek ve Silivri açısından mevzuyu değerlendirme bencilliğini seçiyorum.
“Uzun konuşmaya başlamışım, bırakma kararımın ne kadar doğru olduğunu bu bile gösteriyor” diyen Kocabaş'ın ardından kürsüye gelen Işıklar, hem uzun konuşacağını hem de göreve devam edeceği söylemi karşısında aldığı alkıştan keyiflenmiştir pek tabi…
Silivri SİAD'ın gecesini duayenlere saygı dışında Kocabaş'ın veda sinyalleri ve Işıklar'ın belli aralıklarla üçüncü dönem adaylık kararlılığı açısından kayda geçmek gerekiyor. Ara ara Işıklar'ın başkanlığını AK Parti'nin Türkiye genelindeki iktidar durumu; alternatifsizlikle özdeşleştirenler oluyor… Anlayışları farklı, iktidar baskı şiddeti ve yönetimleri için de aynı diyemem… Ama benzeştikleri yerler ve konular var ki; çok farklı düşünen ve çevrelerdeki insanlardan bu düşünceleri duyabiliyoruz…
Silivri SİAD deyince ben son dönemde Yetgin Çavdar'ın yönetim kurulu üyeliği ile birlikte sosyal anlamda (siyasi kimliğininki pek çoğumuza radikal gelen bir tarafı var çünkü) olumlu bir farkındalık yarattığına dikkat çekmek istiyorum. Kızım, damadım, oğlum derken Çavdarlar sosyal, ekonomik ve siyaset sahnesinde adlarından sıklıkla söz etme kararlılığı içinde…
SİAD'ın programına dair bir başka not da MHP'nin temsil noktasında gösterdiği özensizlik. Esnaf Odası Programına davet edilmedik diye ortalığı ayağa kaldıran MHP, SİAD'ın bu önemli gecesinde yönetim kurulu üyeleri düzeyinde temsil ile yetinmemeliydi bence. MHP'nin İlçe Başkanı Şenol Türkyılmaz'ın eksikliği barizdi…

KISSADAN HİSSE
Tilkinin biri, yolun başında durmuş çevreyi gözlüyormuş. Uzaktan bir karaltı belirmiş. Yaklaştıkça gelenlerin bir kurt ile bir karabaş olduğunu anlamış. Hayret ki hayret! Tilki aralarındaki dostluğa da, ense tokat samimiyete de elbette çok şaşırmış. Ne onun bundan korkusu, ne bunun ondan endişesi… Yollarına çıkıp seslenmiş:
- ‘Elhamdülillah, eski kinler yeni sevgiye, kadim düşmanlıklar taze dostluğa evrilmiş. Nasıl oldu da aranızda böyle ittifak yaptınız?'
Karabaş cevaplamış soruyu:
-“Tek uyanık sen misin şu ormanda? Menfaatlerimiz birleşince biz de ittifak edebiliyoruz elbette.”
-‘Lakin merak ediyorum bu ittifakın nimeti kimin hakkında dokundu. Bu güven ortamı kimin sayesinde oluştu?'
Karabaş -“Beraberliğimizin sebebi çoban düşmanlığıdır” dedi.
Tilki gülümsemiş… - ‘Şu kurdun çoban düşmanlığını bilirim de karabaşım, sana ne oldu?'
-“Bugün arkadaşlığıyla gönendiğim şu kurt, dün sürümüze saldırmış ve bir kuzu kapmıştı. Ben de kuzuyu geri almak için arkasından koştum ama nafile, yetişemedim. Geri dönünce çoban beni azarladı ve tekme attı. Reva mıydı? Ben de şimdi onunla dostluk bağımı kopardım ve eski düşmanıyla irtibat kurdum.”
Aklınızda bulunsun, başınızdan eksik olsun : )

YORUM YAP