Handan Demirkıran

Otizm ve diğer yaygın gelişimsel bozukluklar...

Gelişimsel olarak belli bir yaşa gelen çocuklarda sosyal, bilişsel ve davranışsal olarak ilerlemelerin olması beklenir. Bazı çocuklar bu alanlarla ilgili ilerleme sağlayamaz ve gelişimsel gecikme yaşar. Bu gecikmenin sebebi, günümüzde artış gösteren ve nedenlerinin ne olduğu hala tam olarak ortaya çıkmayan yaygın gelişimsel bozukluklardan birini işaret ediyor olabilir. Bu bozukluklar başta Otizm olmakla birlikte, Asperger Sendromu, Rett Sendromu, Çocukluk Çağı Disentegratif Bozukluk ve Başka Türlü Adlandırılamayan Bozukluk olmak üzere beş başlık altında toplanmaktadır.
Otizm, sosyal ve duygusal etkileşimde, iletişimde bozulma, sınırlı, tekrarlayıcı bir biçimde çoğunlukla cansız nesnelere dönük ilgi artışı ile hafiften ağıra klinik tiplerin görüldüğü bir bozukluktur. Bu çocuklarda özellikle alışık olmayan davranışların değişikliğine direnç gösterme ve gecikmiş bir dil görülmektedir.
Otistik bozukluk için belirtiler şu şekildedir: 1. Toplumsal etkileşimi sağlamak adına yapılan el – kol hareketleri, takılan yüz ifadesi, göz göze gelme gibi sözel olmayan davranışlarda belirgin bozulmalar. 2. Yaşıtları ile gelişimsel olarak uygun ilişkiler gösterememe. 3. Diğer insanlarla eğlenme, ilgilerini ya da başarılarını kendiliğinden paylaşma arayışı içerisinde olmama. 4. Dilin gelişiminde gecikme ya da hiç gelişmeme. (Bu duruma el kol ya da yüz ifadesi gibi diğer iletişim yolları da eşlik etmemektedir. ) 5. Konuşması yeterli olacak kişilerde, konuşmayı başlatma ve sürdürmede belirgin bozukluğun olması. 6. Basmakalıp ya da yineleyici özel bir dilin olması. 7.İmgesel ve taklitlere dayalı oyunları kendi kendine oynaması. 8. İlgilenme düzeyi veya üzerinde odaklanma konusunda basmakalıp ve yineleyici davranışlar göstermesi. 9. Gündelik işlerde ya da törensel davranışlarda, takıntı şeklinde, hiç esneklik göstermeden yapılan davranışlar. 10. Basmakalıp ve yineleyici davranışlar. (Örneğin; parmak şıklatma, el çırpma ya da karmaşık tüm vücut hareketleri.) 11. Eşyaların parçaları ile sürekli uğraşma. 12. 3 yaşından önce gecikmelerin olmasıyla birlikte toplumsal etkileşim, bu etkileşimde kullanılan dil ve sembolik ya da imgesel oyunlar otizmle ilgili olabilmektedir.
Otizm başlangıç yaşı bebeklikle birlikte başlamakta, ancak ebeveynlerin durumu fark etmesi, çocuğun konuşmasındaki gecikmeyle ortaya çıkmaktadır. Yani birçok tanı 2 - 3 yaş itibariyle konulmaktadır.
Rett Sendromu, yaşamın ilk aylarında gelişim normal olarak görülürken, 5 aydan sonra kafa büyümesinin yavaşlaması, el becerilerinin kaybolması ve garip el hareketlerinin başlaması, otizme benzeyen sosyal etkileşimde gerileme, dil becerilerinin gelişmemesi ve özellikle kızlarda görülmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu kızlarda ağır mental retardasyon (zekâ geriliği) ve dilin hiç gelişmemesi ayrıca bu tabloya epileptik nöbetlerin eşlik ettiği görülmektedir.
Asperger Sendromunda dilin gelişmiş olması, otizmden ayırıcı belirgin özelliktir. Empati yoksunluğu, arkadaşlık kuramama, monoton konuşma, sözel olmayan iletişimde kısıtlık, garip konulara ilgi, sakarlık ve bu sendromun sıklıkla erkeklerde görülmesi diğer ayırıcı özelliklerdir.
Çocukluk Çağı Disentegratif Bozukluk ise başlangıç yaşı ile otizmden ayrılmaktadır. 3-4 yaşına kadar normal gelişim gösterirken, bu bozuklukta 2 yaş itibariyle belirtiler kendini göstermeye başlar. Duygusal, sosyal, dil alanlarında gerileme ve duraklama, motor beceri kaybı, bağırsak ve mesane kontrol kaybı ve epileptik nöbetler söz konusudur.
Başka Türlü Adlandırılamayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk (Atipik Otizm) ise, benzer belirtiler göstermesine rağmen, otizm ya da diğer yaygın gelişimsel bozukluklarının hiçbirine dâhil olmamasıdır. Belirtilerin hafif olduğu, çocuğun otizmdeki belirtilerden birinde veya ikisinde sorunlar yaşadığı, çocuğun otizm tanı kriterlerini tam karşılamadığı durumlarda bu atipik otizm olarak adlandırılıyor. Atipik otizmde konuşmada zorluk, iletişim kurmada güçlük, gelişimde bozukluklar, tekrarlayıcı konuşmalar, sosyalleşmede sorun yaşama gibi belirtiler bulunur; ancak bu belirtiler daha geç yaşlarda ortaya çıkabilir veya tam tanı konmasını engelleyecek şekilde çok az görülebilir.
Yaygın gelişimsel bozukluklar tedavi konusunda, farklı bireylerde farklı şiddet ve yaygınlıkta olduğu için aynı programı bütün bireylere uygulamak doğru olmayacaktır. Gösterdiği belirtiler baz alınarak tedaviyi organize etmek uygun olacaktır. Eğitsel tedavi programları yapılandırılmış olmalıdır. IQ puanı yüksek olan gruplarda okul eğitiminin yararlı olacağını, IQ puanı düşük olanlarda ise en alt düzey becerileri kazandırmaya yönelik yöntemlerin kullanılması doğru olacaktır. Aileye çocukları ile ilgili çelişkili duygularını paylaşmalarını sağlamak ve bu konuda destek vermek burada çok önemlidir. Ebeveyn ve öğretmenlerle yapılan ortak çalışmalarda, davranış değiştirmeye yönelik klasik ve operant şartlanma stratejileri kullanılır. Konuşmanın gecikmesi konusunda, sadece bu alanda uzman olan dil konuşma terapistlerinden destek almak da oldukça önemlidir. Bahçe işleri, yemek atölyeleri ya da kafelerde çalışmak gibi basit mesleki eğitimin sağlanması da uygun tedavi yöntemlerindendir. Bunun yanı sıra kontrol altında olduğu doktorun uygun bulduğu ilaç tedavisi de diğer yöntemlere eşlik etmelidir.

YORUM YAP