Ahmet Yücegök

OLAĞANÜSTÜ DURUM

Kış, kışlığını yapıyor…
Bu hafta da… Her tarafta yağmur ve kar… Ve… Yine yollar berbat…
Ve… Yine vatandaşın ezici çoğunluğu, bu kötü yolların, kimin yetki ve sorumluluğunda olduğunu karıştırdı…
Gözlemim… Berbatlığın nedenini bilenler… Yani... Meseleyi takip edenler, bilenler İBB'ye yüklendi…
Bilmeyenler ise… Yer, yer ilçe belediyesinin kulaklarını çınlattılar…
Oysa… Biz biliyoruz ki…
Bu “kış kıyamette” ne kadar “çamur” varsa hepsi İSKİ'nin eseri…
Çünkü… Çok önceden… Kazmadık yer bırakmamıştı… Birini bitirip öteki Mahalleye geçmek ye-rine ayni anda her mahalleyi kazdı… Demem bir yeri bitirse sonra başka mahalleye geçse, o bitip bıraktığı Mahalleye, İlçe Belediyesi girer, en azından bir mahallede çamur olur…
***
Ve… Yine İSKİ …
Elimde 20/01/2017 Tarih, 2017010 Dönem VI-13700529-4 OKUMALI, çok değil 22.00 TL'lık bir İSKİ faturası...
Şöyle bir göz attım…
Su bedeli : 10.08 TL
Bakım bedeli : 10.08 TL.
Yanlış mı gördüm diye tekrar baktım ayni Su parası kadar bakım bedeli…
Bilmem ki ne diyeyim!
***
Ve… Tarih 18/01/2017 Saat 18.00
Yer : Silivri Kent Konseyi binası…
Toplanma nedeni: Genel Kurulda göreve gelen Kent Konseyi Yönetim Kurulu, ilk toplantısı…
Toplantı başladığında, benim de içinde bulunduğum, üyeler az çok bir birini tanısa da, Başkan Doç.Dr.Oğuz ÖZYARAL bir çoğunu tanımadığı için her üye kısaca özgeçmişini anlattı. Ardından, gündemdeki konulara geçildi…
- Yıllık çalışma programı hazırlanması için öneriler alındı…
- Yapılması gerekli olan Protokol ziyaretleri üzerinde duruldu…
-Çalışma gurupları üzerinde üyelerin görüşleri alındı…
Dilek ve temennilerden sonra, haftaya ayni yerde, ayni saatte toplanmak üzere dağıldık…
İlk gözlemim henüz ortada bir şey yok ama her biri, diğerini tanıyan renkli bir meclis…
***
Hafta boyu Silivri'de siyaset, belki de “olağanüstü hal” nedeniyle Ankara'da olduğu gibi gürültülü-patırtılı değildi…
CHP dışında saha çalışması yapanı görmedim… Onlar da yine “olağanüstü hal” nedeniyle direk, mahallelerde “evlere kahvehanelere” gidiyorlarmış…

GEL DE SES ETME
Yıl 1982… Henüz…
12 Eylül 1980'de yapılan darbesinin dumanı tütüyor…
Ve… Tıpkı bu günkü gibi “Referandum” yapılıyor…
Ve… Tıpkı bu günkü gibi hem “Yeni Anayasa” oylanacak hem de “Cumhurbaşkanı” seçimi yapılacak…
Ve… Darbenin lideri olan ayni zamanda Cumhurbaşkanı adayı…
Tıpkı bu günkü gibi “olağanüstü” haldeyiz...
Oylanan metinden kimin haberi var, kimin yok hiç önemli değil…
Vatandaşa düşen…
Sandığa gidip “Evet” demek…
Gerçi … İki seçenek var…
Biri kahverengi renkli “evet” diğeri mavi renkli “hayır”…
Ama…
Referanduma sunan darbe liderine göre “oyunuz hayırlı olsun” demek bile “aleyhe çalışmak” sayılıyordu ve neredeyse suçtu tıpkı bu günkü gibi…
Netice… Oylandı. Halka sunulan metin ezici bir çoğunlukla kabul edildi, dendi…
Bizler… Çok, üzülmüştük çünkü tıpkı bu gün olduğu gibi o “Anayasa” denilen metne “hayır” çıkması için kampanyalara katılmış, elimizin erdiği yere kadar uzanmıştık…
Neyse Referandum sonuçlandı… Sandıklar açıldı %92 “Evet” %8 “Hayır”
Sonra… Dün gibi hatırlıyorum ve mübalağasız söylüyorum henüz bir yıl geçmeden o günün en güçlü kişisi “evet” savunucusu ve ayni oylama sonucuna göre Cumhurbaşkanı seçilmiş olan kişi (Kenan Evren) bir televizyon kanalında “ne biçim iştir dün %92 ile kabul olan bir Anayasa'yı bu gün benden başka savunan yok” diye yakınmıştı…
Bu gün “olağanüstü hal” var, yani aşağı-yukarı ayni ortamda referanduma gidiliyor, Referandum için halka sunulan metin o günkü metinleri kat-kat aratan metinler ama halk o günkü halk değil…
Ve… Ben inanıyorum ki bu defa sonuç “HAYIR” olacaktır…
Çünkü dediğim gibi, oya sunulan öte beri bir şey değil. Bir kişiye Osmanlı Padişahlarında bile olmayan yetkiler veriliyor hem de neredeyse hiçbir denetime tabi olmadan... Yürütme yetkisini alıyor. Yasama tamamen kendi kontrolünde oluyor. Sözüm ona yürütmenin yaptıklarını denetleyecek olan yasama ve yargının neredeyse tamamını kendi atıyor…
Atatürk'e bile verilmeyen yetkiler bunlar…

SON DAKİKA
Şu an AKP'nin Siivri ilçe Başkanı Rıfat Kutlu… Hafta içinde Sosyal Medyadan, yeni Anayasa tartışmaları ile ilgili öyle bir paylaşımda bulunmuş ki sormayın…
Sanki, düne kadar kendi partisinin, o terör örgütü dediği örgütlerle hiç teması olmamış.Hiç tanışmamışlar. Bir birlerini tanımıyorlar… Sanki, (12) yıl ortaklık yapmamışlar… Sanki, bütün “biz ayni hedefe birlikte gidenleriz “ dememişler gibi… Sanki, onların değil de “karşı taraf”dediği partilerin ortaklığı varmış gibi…
Sanki, “üst akıl” lafını çıkaran ve bu gün üst akıl konumunda bulunan o kişi bir zaman önce “Allah bizi affetsin”, “Millet bizi affetsin” dememiş gibi…
Sanki, “ne istediler de vermedik” diyen HAYIR diyeceklermiş gibi…
Sanki, Ankara'yı Parsel-Parsel FETÖ'ye verenler (HAYIR) diyecek olanlarmış gibi… Sanki, belki de dünyada ilk örnek Mahkemeleri sanıkların ayağına götüren başkalarıymış gibi…
Daha binlerce sanki sayabilirim...
Yani... Arkasında bu kadar sanki olan bir görüşün, Silivri temsilcisinin, başkasına çamur atmaya kalkışması...
Gerçekten pes...

TAPU VE  ECRİMİSİLMESELESİ ÜZERİNE
Çayırdere, Sayalar ve Danamandra…
Annem ve babam iki ayrı köyden olduğu için ve her üç köyün Balkanlar'dan geldiği yer bir birine yakın olduğundan bu (3) mahallenin neredeyse, yarısı uzaktan, yakından akrabam sayılır…
***
Yıl 1878… Bu Mahalleler (köyler ) tam (139) yıl önce Osmanlı-Rus savaşı sonrası, doğdukları topraklarda “neyi var”, “neyi yok” geride bırakarak yollara düşmüş…
İstanbul içindeki “gece kondu yıkımları sırasında ki tartışmalardan” hatırlıyorum... Kişi, evini yıkmaya gelen zabıta memurlarına “biz buraya geleli tam (40) yıl oldu benim evimi nasıl yıkarsın” diye feryat ediyor… Haklı veya haksız, demiyorum ama hemen benim dedelerim aklıma geliyor. Ki, onlar tamı tamına bu topraklara geleli (139) yıl olmuş…
Cumhuriyet'in kuruluşuna tanık olmuşlar, katkı sağlamışlar ama 2000'li yıllara kadar evlerinin tapusu bile yoktu. Oturdukları evlerinin ,okudukları okullarının, ibadet ettikleri camilerin tapusu yoktu… Yine de ses etmemişler… Geldiğimiz bu gün artık bıçak kemiğe dayanmış. Hiç olmayan bir şeye tanık olmuşlar bu iktidar döneminde…
Bu iktidar onları “işgalci” saymış... Bu iktidar onları yaşadıkları o topraklara “ECRİMİSİL” (işgaliye) ödemek zorunda bırakmış…
***
Bunları niye tekrarladım…
Ufukta REFERANDUM var…
15 Yıldır ezici bir çoğunlukla iktidarda bulunanlardan birileri yine bu Mahallelere (köylere ) gidecekler…
Ve… Hiç sıkılmadan… Bize “EVET” deyin işiniz “TAMAM” diyecekler…
Ben inanıyorum ki gereken cevabı alacaklar…

YORUM YAP