Ali Kemal Demir

Nerede bu A, B ve C Klasmanı Hakemler?

İnsan kulağından zehirlenir, Hakemler kötü dediğimiz vakit hepsini kötü biliriz. Kötüleri var tabii ancak iyileri de, mükemmelleri de var ama kime ve neye göre?
Bir gerçek var ki inkarı mümkün değil, bu sezon işler maalesef iyi gitmiyor. Ve bu hafta iki Süper Amatör Lig maçında istenmeyen, kabul edilmeyecek derecede çirkin ve münferit olaylar oldu. İki futbolcu camialarını zorda bıraktı.
Bizim ülkemizde Hakemlere saygı azdır. Maç öncesi, maç anında ve sonrasında devamlı olarak hakem konuşulur. Hep söylediğimiz üzere Hakem bir pozisyonu o an beyninde fotoğrafını çeker ve karar verir. Hatalı veya doğru…
Hakem camiasını kötü kılan en önemli etken adamcılıktır. Süper Lig kadrosuna bakınca ne demek istediğimi anlarsınız. Amatör Ligde bir hakemi şayet yukarıya çıkartmak istemezlerse o haftanın en zor maçına verirler patlarsın, sonra da "bak bir maçı yönetemedin, maçı masaya getirdin" derler. Ama kendi evlatlarına piyasa sahalarda sonucu belli, süslü maçları verirler ayarlı Gözlemcisi de cabası. Bu hep böyle oldu. Bazı idealist Hakemler maalesef Babaların oğullarına merdiven oluyor, adamı olan çıkıyor, yetenekli ama sahipsiz Hakem camiaya küsüyor. Bir de benim gibi kötü Hakemler var, bırakarak Kulüplere iyilik yapıyorlar.
Amatör Liglerde durum vahimdir. İstanbul'da amatör liglerde artık kulüpler ve futbolcuların tabii caizse sabrı taştı. Bu hafta iki tane Süper Amatör Lig maçında Hakeme saldırı var. Bir maç bu nedenle yarıda kaldı.
İstanbul'da sorunun kaynağı belli; Çok maç var az Hakem var. Eskiler bilir, 1. Amatör Lig maçlarını İstanbul'un en iyi Hakemleri yönetirdi. Özcan Oal bizim U14 maçını yönetti. Haşim Gökalp, Yahya Diker, Yusuf Namoğlu, Sabri Çelik, Muhittin Boşat, Serdar Çakır, Orhan Erdemir, Levent Güzen, İsmail Reşat Gül, Cüneyt Elmaskeser, Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus, Hüseyin Göçek her hafta Amatör Ligde maç yönetirdi. Mete Kalkavan maç yönetirdi. Ahmet Tevfik Özüdüz sahada nefes aldırmazdı, çok otoriter ve kaliteli bir hakemdi. Amatör Liglerin gediklisiydi.
İstanbul'un üst klasman dediğimiz Süper Ligde 12 Hakemi var. Amatör Ligde görev almadılar. Süper Lig Yardımcı kadrosunda 27 Hakemi var Amatör Ligde görev almadılar. Klasman kadrosunda 22 civarı Hakem var, amatör maçlara gelenler belli, 4-5 fedakâr Hakem. Diğerleri nerede? Bu beyler çok mu yoğun yoksa İl Hakem Kurulu mu görevlendirmiyor? Klasman Yardımcı Hakemleri bile amatör ligde maç yönetmeyi küçültücü olarak kabul ediyor. Yazıklar olsun böyle düşünenlere…
Şunu da ekleyeyim, C Klasmanını, B Klasmanını, A Klasmanını geçtim, Süper Ligde bile maç yönetenlerin bazıları Amatör Ligde maç yönetecek seviyede değil. Ahmet Çakar Türkiye'nin en iyi Hakemiydi, bizim Alibeyköyspor maçını yarıda bıraktı. Sahada ben Doktorum diye köyün delisi gibi bağrı açık geziyordu, maç karakolda bitti
Sorduğun zaman, 'ama öyle diyorsun da, şu amatör takımın başkanı şu hakemi şikayet etti hakem 8 hafta ceza aldı' diyorlar. Sen Profesyonel maçta futbolculara, teknik heyete, yöneticilere karşı kuzu olur da amatör ligde canavarlaşırsan küstahlaşırsan ceza alacaksın elbette.
İstanbul İl Hakem Kurulu'na bir şey diyemiyorum çünkü ellerindeki hakemler az. Haftanın en zor maçında risk alıyorlar. Alt liglerde de sorun var. U16 Liginden sonrası oynanmayacak algısı var. İHK bu nedenle yeni Hakemlere U16 maçlarında görev veriyor çünkü bu hakemlerin mutlaka maç yönetiyor olması lazım. İlk defa sahaya çıkan Hakem Arda Turan olsa bayrağı ters yöne tutar, düdüğü heyecandan öttüremez. Ancak, şunu da söylemek gerekir, bazı tecrübeli Hakemler ısrarla maç alamadıklarından şikayetçi, bu sorunun da çözülmesi gerekir.
Bu hafta Albayrak-Gültepe maçında Yardımcı Hakem kardeşimizin ağır zeminde ayakkabısı yırtıldı. Soğuk ve yağışlı havada Hakem kardeşimiz tam 30 dakika ayakkabısız maç yönetti. 45 numara giydiği için ayakkabı bulma çabalarımız da sonuçsuz kaldı. Üzüldüm, içerledim. İşte Hakemlik bu. Zor ve zahmetli ama sahaya çıkmadan küfür yiyorsun.
Nasrettin Hoca bir gün eşekten düşmüş. Hocanın başına insanlar toplanmış. Hocaya demişler ki; Hocam bir doktor çağıralım mı? Hoca ise, “Yok yok, benim halimden doktor değil, eşekten düşen anlar. Siz bana eşekten düşen birisini getirin, eşekten düşenin halinden eşekten düşen anlar” demiş.
Hakemlerin halinden ben anlarım çünkü Hakemliği yaşıyorum, ne kadar zor olduğunu da iyi biliyorum. Sahaya çıktıktan sonra dostun kalmıyor.
 

YORUM YAP