Ahmet Yücegök

Kolay Değil Ama...


İşte bu tepkili insanların, tepkisini sömüren bazı odaklar, hemen yeni yerel yöneticiler için "geldiği günden bu güne bir şey yapmadı" demeye başladı…
Her olayda bu durumun ticaretini yapmaya kalktılar bu güne kadar …
Oysa,  bu odakların "başarısız bir belediye başkanı" söylemine sarılanların, geçmişte ki başarılarına bakalım isterseniz…
Bir defa, hemen şunu söyleyeyim…
O dönemde, Silivri Belediyesi'nin kendi kaynakları ile yapmış olduğu, akılda kalan hizmetini söylemek mümkün değil… Savurganlıkta birinciliği kimseye kaptırmazlar…
Silivri'de iktidarda bulundukları o beş yılda, bu kadar paranın tamamını ceplerine atıp  götürmediler… De, ne yaptılar?..
Zaten… İşin püf noktası orası… Yatırım dedikleri Belediye ve Adliye binalarını İstanbul Büyük Şehir ve Adalet Bakanlığı yaptı… Kiptaş ve TOKİ konutlarını da o bilinen kurumlar yaptı. Bir çok bina ve arsa sattılar. "Borç vardı, onu ödedik" dediler. Oysa, satılan o taşınmazların parası borçların kat ve kat üstündeydi… Akla hayale gelmedik, yerlere para harcadılar. Bazılarını kayırdılar. Bazılarını birinci sınıf saydılar.
Vatandaş görmedi, takip etmedi sandılar.
Şimdi… İsterseniz başarısız dedikleri bu yeni iktidara bakalım…
Geldikleri gün devraldıkları borçlar malum. Başka şeylerde var. Ama en önemlisi bu borç meselesi ama olmuyor. Çünkü, daha görevi devralmadan önce,  İCRA kamyonu kapıya dayanmıştı… O olay için "Beldelerin borçlarından dolayı" dediler…
Sonra … Vergi dairesi Belediyenin Banka hesaplarına tedbir koyuyor… Peşi sıra, icrada sıraya girmiş özel firmalar tedbir koymaya başlıyor. Yasaya göre koyulamaz. İtiraz edince kalkıyor ama kaldırıncaya kadar, banka hesabında ki parayı kullanma şansın olmuyor… Neyse.
Silivri, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi sınırları içine 2004 Yılında giriyor. O günden sonra Ana Arterler İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin tasarrufuna geçiyor… Dolgu alanları da öyle… Dolayısıyla, oralarda bulunan otopark ve çay bahçelerinden alınan işgaliye ve diğer gelirler ona gitmesi gerekiyor. Ama, tam beş yıl böyle bir şey yok. Ne zaman 29 Mart 2009'da iktidar değişiyor. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi'nin aklı başına geliyor. Silivri Çarşısı ve diğer ana arterlerdeki otopark paralarını toplamaya başlıyor. Hem de hiç haber vermeden. Tam beş yıl sonra, ayni şekilde dolgu yerlerinde bulunan çay bahçelerinden işgaliye "artık bana ödenecek" demeye başlıyor…
Ayni şekilde "Şehir içi Trafik Düzenleme Yetkisi". Son günlerin çok tartışılan konusu olan bu düzenlemesi tam beş yıl yapılmamış. Beş yıl ses yok…29 Marttan sonra iktidar değişince  "ben yaptım, sen uygula" diyor. Silivri Belediyesi'ne haber dahi vermeden, sormadan. Sanki burada bir iktidar yokmuş gibi buradakileri seçenlerin oyları ikinci sınıfmış gibi…
Keza, Mezbaha ve  Mezarlıkların devri de öyle ...Tam beş yıl sonra devralma  işlemi aklına gelmiş…
Bir yandan da…
Tam (7) Belde belediyesi kapanmış. Borcu ve alacağı ile devralınıyor.Ağaçlarına varına dek sayılarak…
Ha, bunlar bilinmiyor muydu… Gayet tabi ki, yeni gelenler bunlardan habersiz değildi. Biliyorlardı… Yeni gelenleri yargılarken bunları da unutmamak lazım…
Şimdi…Gelelim bu güne…
Gündemde olan "bazı Üniversitelerin Silivri'yi seçmesi." Ki, bunların içinde Devlet Üniversitesi de var… Çoğunun, tahsisi yapılmış ve imzaları tamamlanmış durumda. Belki 2010 içinde faaliyete geçeni bile olacak... Hoş, henüz ete kemiğe bürünmemişken bile Silivri'nin imajında değişiklik olacak deniyor..
Bu şu demektir; Silivri'nin, o otel Baskınları, Çete yuvalanmaları, Hapishane gibi kötü imajı ortadan kalkacak…
 Engelliler Koordinasyon Merkezi, bu tür hizmete muhtaç olanların, en rahat edeceği yer  yapılmış. Verilen, hizmetlerin ne olduğuna dair "henüz doyurucu açıklama yapılmamış, ama  isteyen gezip görebilir… İlla ki, bıçak kemiğe dayanınca değil. Öncesinde de, her türlü bilgiye ulaşmak mümkün… Ayrıca, gidip görmek de mümkünmüş…
Kısaca şöyle; "O hizmete ihtiyaç duyan her kimse, ayrım gözetmeden, evinden alınıyor. Evine bırakılıyor." Ve ayrıca "gerek duyulursa, binada içinde her türlü donanım mevcutmuş ve hizmeti orada alabiliyormuş"
Ve… "Gıda Bankası" yakında devreye giriyormuş… İlgili birimin verdiği bilgiye göre. Bunların   varlığı,  zora girmiş insanların "arkasında kurumsal bir desteğin olduğunun" göstergesiymiş… Gıda bankası denilen organizasyon devreye girdiğinde, yani ihtiyaç sahiplerine o kartlar dağıtıldığında  alınan hizmetin paylaşımında da adaletsizlik ve kayırmacılık ortadan kalkacakmış…
Silivri Belediyesi'nden kim inşaat ruhsatı alıyorsa " bu işi kime yaptırdığı, bundan sonra kiminle çalışacağı" sorulmuyormuş... Kiminle isterse çalışırmış. Kime isterse işi verebilirmiş…
Kolay değil. Tam (7) adet Belde Belediyesi, Silivri Belediyesi bünyesine alındı. Tüm alacakları ve borçları ile …Binasıyla, Parkı ve bahçesiyle… Ağacına kadar sayılarak teslim alınmış. Bundan sonra esas  hizmetler başlayacak. En azından niyet öyle…Her şey planlandığı gibi gidecek, deniyor…
Şimdi, Fevzi Çakmak Caddesi ve sahile doğru uzanan, eski Postane binası yan yolunun yeniden düzenlenmesi gündemde…İki adet Asfalt  makinesi yaz aylarına girmeden hizmete girince tüm Eski, Beldelerin yeni mahallelerin yolları yapılacak, Merkezde bozuk yol kalmayacak deniyor…
Göreceğiz… Ama kolay değil tabi…

HAFTANIN İÇİNDEN
Bir gazeteci var… Söze başlarken "ben AKP'li falan değilim" der...
Karşısındaki yerse tabi… Böyle söyler ama AKP'nin yanlışını bile söylemez, varsa yoksa CHP ve onun Belediyeleri… Anlamakta zorlanırsın…
Acaba "niye böyle?.." diye kafana takılır…Filmi geriye doğru sararsın, bir daha izlersin, hayranıdır belki deyip,  filmin her karesini tararsın, bunun hayran olacağı  kareyi bulmaya çalışırsın…Yine de, çıkaramazsın …
Çünkü, bu kişi daha önce epeyce solda bulunmuş. Bu kadar hayranlık "acaba nereden" dersin kendi kendine…Bir daha, bir daha…
Yok, yok, yok … Ama…Ben yüzde yüz eminim o AKP'li…
Ve, bir nedeni olduğuna da eminim…

İSTER İNAN / İSTER İNANMA
Hintli bir ünüversite öğrencisi Cambridge'li arkadaşına sorar;
"Bizim ülkede İngiltere'de olduğundan fazla sayıda Üniversite mezunu var.
Ama…
İngiltere her bakımdan Hindistan'dan ileri…Bu nasıl oluyor? "
İngiliz arkadaşının cevabı şöyle;
"Bizde (20) nesildir Üniversite mezunu var. Siz daha henüz yenisiniz."
(04/02/2010-Milliyet)

GÜNE UYAN  
Bir şeyin haklı olduğunu bildiğin halde, o şeyden yana çıkmazsan, korkaksın demektir. (Konfiçyüs)

KISA-KISA…
* Silivri Esnaf Odası seçimlerinde adaylar çalışmalarına son hızla devam ediyorlar.

YORUM YAP