Emre Akıncıoğlu

Kitap okuyan bir çocuk istiyorum

Kitaplar, çocukların hayal dünyasını besleyen, düşünce ufkunu genişleten ve yaşam boyu sürecek öğrenme serüveninin temel taşlarını döşeyen en kıymetli araçlardır.

Bu farkındalığa sahip her anne baba muhakkak ki çocuğunun düzenli kitap okumasını ister.
Ancak günümüzde çocukların özellikle ekranlara daha fazla vakit ayırması, kitapla olan bağını zayıflatmaktadır.
Gerek okulda, gerekse ev ortamında teknoloji aslında kitapların en büyük düşmanı noktasına gelmiştir.
Peki, çocuklara kitap okuma alışkanlığı nasıl kazandırılır?
Öncelikle unutulmamalıdır ki çocuklar söylediklerimizi değil yaptıklarımızı örnek alırlar.
Eğer bir evde kitap okuyan bir anne-baba varsa, orada kitap okuyan bir çocuk da olacaktır.
Günün herhangi bir saatinde siz de elinize kitap alarak, sessiz bir köşede zaman geçirerek ona en etkili dersi verebilirsiniz.
Anne babanın yapmadığı bir davranışı çocuktan beklemek çok da mümkün olmayacaktır.
Her çocuğun ilgisi farklıdır.
Kimi uzayı merak eder, kimi hayvanları…
Ona seçenekler sunmak, kitapçılarda birlikte karar vermek okuma alışkanlığının başlangıç noktasıdır.
Kendi kitabını seçen çocuk, bilinmesi gerekir ki o kitabı daha bir hevesle okuyacaktır.
Tabi okuma, illa bireysel olmak zorunda değildir.
Özellikle küçük yaşlarda birlikte okunan masallar, hikayeler, hem dil gelişimini destekler hem de geçirilen kaliteli zaman sayesinde aile içi bağı güçlendirir.
Her gün aynı saatte 15-20 dakikalık bir okuma rutini, zamanla alışkanlığa dönüşür.

Dikkat edilmesi gereken bir durumda çocuklar için kitapların kolay ulaşılabilir ve ilgi çekici olmasıdır.
Rengarenk kapakları olan hele ki kendi seçtiği kitapları odasında her zaman görebileceği yerlerde bulundurmak önemlidir.
Kitaplar konusunda bazen çok tertipli olmamak sürece fayda bile sağlayabilir.
Anne babanın bu yolculukta en önemli görevlerinden birisi de çocuklar kitabı bitirdikten sonra ona ne hissettiğini, en çok hangi karakteri sevdiğini, sonunu nasıl hayal ettiğini sormalarıdır.
Bu sohbetler, kitapları sadece “okunan” değil “yaşanan” birer deneyime dönüştürür.
Kitapla kurulan bağın en büyük rakibi genellikle ekrandır.
Televizyon, tablet ve telefon süresi azaldıkça kitap, çocuk için yeniden bir eğlence kaynağı haline gelir.
Bu süreçte önemli olan yasak koymak değil, denge kurmak.
Kuralların herkes için olduğunun bilincinde çocukların günlük ekran sürelerini kontrol altına almak buradaki en önemli ayrıntıdır.

Unutmayın, kitap okumak bir ödev değil, bir zevktir.
Zorlanan çocuk okumaktan soğur.
Ama sevilen kitaplarla tanışan çocuk, okumaktan keyif alır.
Çocuklarda okuma alışkanlığı bir anda kazanılmaz.
Sabır, ilgi ve sevgiyle büyür.
Bir çocuğa kitap okumayı sevdirmek, ona yalnızca bilgi değil; empati, hayal gücü ve kendini ifade etme becerisi de kazandırmaktır.
Ve bu çocukların gelecekleri için çok değerlidir.

YORUM YAP