Kırkıcı: Hepimiz bir suçun parçalarıyız

Kırkıcı: Hepimiz bir suçun parçalarıyız

2.11.2020 15:32:14

Ana muhalefet adına Silivri Belediye Meclisi Kasım Ayı oturumu birinci birleşiminde söz alan CHP Grup Sözcüsü Süheyl Kırkıcı, deprem gerçeğine dikkat çekti, “Bir doğa olayı olması gereken deprem türlü tedbirsizliklerle, ihmallerle bir felakete dönüşebiliyor. Hepimiz bir suçun parçalarıyız…” diyerek önlemlerin ivediliğine vurguda bulundu.

CHP Grup Sözcüsü Süheyl Kırkıcı da Kasım Ayı Meclis konuşmasının önemli bir bölümünü İzmir depreminden hareketle deprem gerçeğine ayırdı.

KARKICI: HEPİMİZ BİR SUÇUN PARÇALARIYIZ

CHP Grup Başkanvekili Süheyl Kırkıcı yaptığı konuşmada şu ifadelerine yer verdi: “Hemen hemen her toplantıda depremi konuştuk ve konuşmaya devam etmemiz gerekiyor. Deprem, bir biçimiyle, acı sayfalarıyla kendini hissettiriyor. Bir doğa olayı olması gereken deprem türlü tedbirsizliklerle, ihmallerle bir felakete dönüşebiliyor. Yıkılan binaları görüyorsunuz, mühendis olmaya gerek yok. Denetleyen yapılar, belediyeler, Yapı Denetim Şirketleri, mühendisler, mimarlar, hepimiz aslında bir suçun parçalarıyız. Alınan tedbirler ve çalışmalarla ilgili yine aynı tabloyla karşılaşıyoruz.

Depremde yitirdiğimiz bütün canları rahmetle anıyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

“TALEPTE BULUNDUK VE ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR”

Geçen hafta İstanbul Büyükşehir Belediyesine gittiğimizde birinci talebimiz; plan bölgesinde bulunan mikrobölgeleme çalışmaların ya da yerleşime uygunluk haritalarının bir an önce tamamlanması ve bunun diğer ilçelere olduğu gibi Silivri'mize de verilmesini talep ettik. Onunla ilgili çalışmamız devam ediyor.

“SİLİVRİ HALKI DEPREM KONUSUNDA BİLİNÇLENMELİ VE DAHA DUYARLI OLMALI”

Bürokrasinin hızlı çalışmasını talep ediyoruz. Deprem bizi beklemiyor. Silivri halkının deprem konusunda biraz daha bilinçlenmesini, duyarlı olmasını sağlayacak çalışmalara yönelmemiz gerekiyor. Depremin afete dönüşmemesi için topyekûn bir çalışmayı gerektirir. Bu çalışmanın motoru Belediyeler, Kaymakamlıklar. Bu konuda nerede toplanacağımızdan tutun da, arama kurtarma konteynerlerinden, ekiplerini içeren hazırlıkları tartışmaları yapmamız gerekiyor. Deprem sonrasında hep bir kargaşa yaşanıyor. Depreme hazırlıklı olan kentler, daha güvenli olabiliyor. Silivri'miz de buna adaydır.

“BELEDİYEMİZE YAKIŞAN BİR DURUŞ OLDU, TEBRİK EDERİM”

Bir tebriki de hemen iletmek isterim. İzmir'deki deprem sonrasında Silivri Belediyemizin ekibinin bölgeye gitmesinden dolayı sizi tebrik ediyorum. Belediyemize yakışan bir duruş oldu. Dayanışma böyle bir şey.

“BİZİ ÜZEN VE HEYECANLANDIRAN NOKTALAR…”

Bu depremde de bizi heyecanlandıran ve üzen iki noktayı yaşadık. Bizi heyecanlandıran noktalardan bir tanesi ulusal çıkarlar konusunda birbirleriyle sürekli didişen iki devlet başkanının birbirlerine dayanışma önermeleri oldu. Bu, iyi bir gelişme. Milletlerin böylesine afetler karşısında yan yana durabileceklerini göstermesi açısından önemliydi. Bir diğeri; otel, lokantalar ihtiyaç sahiplerine kapılarını açması. Tüm belediyeler yardım sürecine girdi. Toplum böyle olur, dayanışma özelliğini kaybetmez, geleceği taşınır.

Bizi üzen ayrıştırmaya yönelik provokatif paylaşımlar oldu. Münferit olduğuna inanıyoruz ama bunlarla ciddi bir mücadele edilmesi toplum tarafından da şiddetle reddedilmesi gerekiyor.”

BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR

Önemli gün ve haftalara değinerek sözlerini sürdüren Kırkıcı, “1 Kasım Silivri'mizin kurtuluşunu kutluyoruz. Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ölüm yıldönümü olan 10 Kasım'da anacağız. Kendisini minnetle anıyoruz.

8 Kasım Dünya Şehircilik Günü'dür. Şehirciliğin ne kadar önemli olduğu, şehir plancıların yaptıkları çalışmalarla şehri nasıl taşıyacağı, değerlendirileceği, tartışılacağı Dünya Şehircilik Günü'nü kutluyoruz.

Günümüz kapitalist kentleşme politikaları ne yazık ki kentleri üretmeden, nispeten daha kopuk, büyük oranda inşaata ve tüketime dayalı bir ekonomik düzenin içerisine konumlandırırken, eşitsizlikleri derinleştirip, kırsal alanların tahribatını da artırmakta. İnşaat odaklı kentleşme kurgusu kırsal alanların tüketilip üretim potansiyelini zayıflatırken gider krizi her geçen gün boyutu artan ve yaşamı tehdit eden bir forma dönüşmekte. Küresel ısınma, çevre kirliliği, salgın ve deprem gibi olgular, artık tek tek ülkelerden öte dünyamızı yıkımın eşiğine sürüklemiş durumda. Bu bağlamda Dünya Şehircilik Günü'nü kutluyorum.

“Yeni kurulmuş bir devletin halkı okuma yazma oranı yüzde 10'ken gururlanacak bir durum yoktur” diyen Mustafa Kemal Atatürk, Arap harflerinden oluşan alfabenin zorlukları karşısında tüm halkın okuma yazmada buluşması ve bir kültür devriminin gerçekleştirilmesi için şart olarak görmüş ve 1 Kasım 1928 yılında harf devrimini gerçekleştirmiş. Topluma yayılması için çok büyük çaba içerisine girildi.

20 Kasım Çocuk Hakları günü; çocuk hakları hem kanunen, hem ahlaki olarak dünya üzerindeki bütün çocukların doğuştan sahip oldukları eğitim, sağlık, yaşama, barınma, fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı barınma, korunma haklarını tanımlamakla birlikte evrensel olarak kabul edildi. Dolayısıyla çocuk hakları, insan hakları kavramının içinde ele alınması gerekiyor. Çocuklarımızın bu gününü kutluyor ve haklarının farkına varılması konusunda biz büyükleri göreve davet ediyoruz.

“ÖĞRETMENLERİMİZİN GÜNÜNÜ KUTLUYORUZ”

Bakanlar Kurulu 11 Kasım 1928 tarihinde Atatürk'e Millet Mektepleri Başöğretmenliği unvanının verilmesini karara bağlar. 24 Kasım'da yayınlanmasıyla resmileşir. Atatürk'e başöğretmenliği, eğitim ve öğretimin birleştirilmesi yasasının çıkartılarak uygulanmaya konması, medreselerin kapatılarak laik eğitime geçilmesi yani Türk alfabesinin kabul edilmesi ve Millet Mekteplerinin açılması gibi nedenlerden dolayı tarihi anlamda akademik bir başöğretmenliktir. 24 Kasım bu günün anısına Öğretmenler Günü olarak ilan edildi. Dünya Öğretmenler Günü olan 5 Ekim gibi 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü de kutluyoruz.

İki gün önce Cumhuriyet'imizin 97. yıl kutlamaları her ne kadar salgının gölgesinde kaldıysa da millet olarak coşkuyla kutladık. Cumhuriyet'in içine daha da nasıl doldururuz diye konuşmaya devam ettik. Cumhuriyet, yurttaşların seçme ve seçilme haklarının olduğu gibi bir kadın özgürlüğü rejimi. Kadın-erkek eşitliği, kadının, seçme ve seçilme hakkını kazandığı bir rejim. Cumhuriyet, fazilet, muasır çağdaşlık seviyesine ulaşma, herkese iş aş, fırsat eşitliği, biz olma, kardeşlik, çağdaşlık, laiklik demek. Cumhuriyet demek Gazi Mustafa Kemal ve Türkiye demek.

Kaybettiğimiz önemli devlet adamları; Erdal İnönü, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, Osman Durmuş, Burhanettin Kuzu, edebiyat insanlarından Ziya Gökalp, Cahit Sıtkı Tarancı, çalışma arkadaşımız Ayhan Otlatıcı'yı rahmetle anıyoruz” dedikten sonra sözlerini, hepsinin hatırasına Cahit Sıtkı Tarancı'nın “Memleket isterim” adlı şiirini okuyarak sonlandırdı.

 

 

YORUM YAP