Ali Gülcü

Kendinizle Barışık Olun Yeter...

“Saçları uzat, biraz kilo ver, vücut çalış... Aslında yakışıklı adamsın!”
Ağaçların altına atılmış armut benzeri minderlerin rehavetinde çaylarımızı yudumlarken, sohbet ettiğim ağbinin bana verdiği nasihatler bunlar!
Hoş, konuya nereden geldik onu da anlamadım ya... Dinledim öyle!
“ Benim kafa kocaman, saçlar dıraga dikeni gibi, hem sık, hem sert, saçları uzatırsam yedi delikli tokmak terk edilmiş leylek yuvası gibi oluyor” demek geldi içimden lakin dillendiremedim!
Heves edip bir dönem uzatmıştım saçları...  
Enselerde ve tepemde sivilceler çıkmaya başlayınca berberde aldım soluğu... Kaba alabros çıktım...
Böyle doğmadım ya!
Kilosuz olduğum dönemler de oldu... Şimdi zayıflasam masraf! Pantolon, kazak, gömlek ne varsa atacak, yenilerini alacaksın... Göbeği yapana kadar harcadığım paranın detayına girmek bile istemiyorum!
Üstelik memnunum da göbeğimden, kime ne zararı var?
Hem, vücut çalış çalış nereye kadar? Plajda iki hatun görünce; karnını içine çekip şişinenleri de görüyoruz!
Zamanında spor salonuna abone de olmuştum... İki ay gittim, bir gece üzerinize afiyet ter ve osuruk kokusundan fenalaşınca bıraktım!
Koca koca adamlar ayna karşısında dakikalarca nefeslerini tutup metabolizmayı zorlayınca, hava bir yer bulup çıkıyor tabii!
Zorlamayla gelen zortlamanın atmosfere ve topluma zararı olmuyor lakin...
Tısı pis oluyor... Fena çarpıyor...

Haberin devamı 20.08.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…


YORUM YAP