Işıklar: Halkımızın ne istediği çok açık

Işıklar: Halkımızın ne istediği çok açık

Başkanlık Sistemi tartışmaları ekseninde Ankara'da güvenlik gerekçesiyle yasaklanan her türlü gösteri ve yürüyüş yasağının kapsadığı Cumhuriyet Bayramı'nı ilçemizde daha coşkulu ve büyük bir gururla kutlamak için 50 bin adet bayrak hazırlatan Başkan Özcan Işıklar, “Farklı yollardan gitmek isteyebiliriz ama çıkmamız gereken bir tane yol var o da aydınlık bir Türkiye geleceğidir” dedi.

Gündüz stadyumdaki şenlik, akşamda geleneksel olarak düzenlenecek fener alayı ile Cumhuriyet Bayramı'nı kucaklamaya hazırlayan Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, 29 Ekim Cumartesi günü herkesi Silivri'de bu coşkuya ortak olmaya davet ediyor. “Cumhuriyetimize her zamankinden daha fazla sahip çıkma zamanı” diyen Işıklar, Türkiye'nin parlamenter sistem deneyiminin göz ardı edilmeyecek kadar önemli olduğunu, yaşanan siyasal sorunların hükümet sisteminden kaynaklanmadığının altını çizdi.

“CUMHURİYET BİR YAŞAM BİÇİMİDİR”
Gazetemize özel açıklamada bulunan Başkan Özcan Işıklar, düşüncelerini şöyle ifade etti: “İlk defa törenlere bu kadar yoğun katılım olmasını arzu ettiğimiz bir dönem yaşıyoruz. Her yıl bu ilçede cumhuriyetimize sahip çıkan çok önemli anılarımız var. On binlerce hemşerimiz meydanlarda cumhuriyetimizin temel değerlerine sahip çıkmak, korumak ve ileriye taşımak hedefinde kararlı olduklarını hep göstermiştir. Bizi var eden değerlerimiz, aslında binlerce yıldır demlediğimiz geleneğimiz göreneğimizdir. Bütün birikimlerimizin üzerine kurulmuş bu genç cumhuriyet, çağdaş, aydınlık, bilimle ve akılla yönetilmesini istediğimiz devletin mührüdür. Cumhuriyet bir yaşam biçimidir. 1919'da Samsun'a çıkışla başlayan o ruh bugün hala devam ediyor. Bağımsız Türkiye Cumhuriyetine giden yolda çok önemli bir görev üstlenerek tarihteki yerini alan Bandırma Vapuru'nda o gün Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve kurmay arkadaşları ne düşündüyse bugün aynı ruhu halkımız yaşatmak istiyor.


“DIŞARDA SAVAŞIMIZ OLABİLİR AMA BİZ İÇERDE BARIŞIMIZI YAŞAMAK VE YAŞATMAK İSTİYORUZ”
Bugün yaşadığımız süreçte etrafımızı çevreleyen bu yangın, içine çekilmek istendiğimiz bu savaş ortamında tabi ki Misak-ı Milli sınırlarımızı da, bu değerlerimizi de koruyacağız. Çok zor günler yaşıyoruz ama içeride birlik ve beraberliğimizi, cumhuriyet ruhunu korursak o zorluklara karşı çok daha güçlü bir şekilde göğüs gerebiliriz. Bunun tek panzehiri güçlü bir Türkiye'dir. Dünyaya birbirine sarılmış, geleneklerini göreneklerini yaşatan, hoşgörüyle birbirine tahammül eden, aydınlık bir gelecek için gözünü çalışmaya ve üretime dikmiş bir millet görüntüsü gösterirsek inanıyorum ki alçakça darbe planlarıyla bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara karşı en iyi cevabı vermiş olacağız. Dışarda savaşımız olabilir ama biz içerde barışımızı yaşamak ve yaşatmak istiyoruz. Bu savaşı biz kazanacağız. Değerlerimizi inançla koruduğumuz için kazanacağız. Bizi o coğrafyanın içine çekmek isteyen karanlık güçlere ve terör çetelerine karşı mutlaka galip geleceğiz. Buna sonsuz güvenimiz var. Ordumuz girdiğimiz her savaşta gücünü kuvvetini gösterecektir, içerdeki barışı da bizim insanımız inşa edecek. Aydınlık gelecek isteğimizden asla vazgeçmeyeceğimizi Silivri'de 29 Ekim Cumartesi günü saat 19.30'da Adliye önünden başlayacak Fener Alayı ile meydanlarda bir olarak göstereceğiz. Halkımızı davet etmek için hazırlattığımız 50 bin Türk bayrağımızı meclis üyesi arkadaşlarımla birlikte günlerdir dağıtıyoruz. Hemşerilerimizin heyecan ve coşkularına şahit olduk. Göstermiş oldukları bu ilgi için şimdiden teşekkür ediyorum.

“DEMOKRASİ KOLEKTİF ANLAYIŞIN OLDUĞU YERLERDE GELİŞİR”
Cumhuriyeti zayıflatacak bütün girişimlere karşı aynı duruşu göstereceğiz. Yönetim biçimi bizim iç sorunumuzdur, onu çözeriz ama tecrübesini yaşadığımız parlamenter sistem düşüncesini daha da güçlendirmemiz, katılımcı demokrasiye olan inancımızı pekiştirmemiz gerekir. Kolektif anlayışın geliştiği yerlerde demokrasi, bilim ve akıl gelişir. Ne kadar tekleşirseniz vizyon pencereniz o kadar küçülür.

“HATA SİSTEMDE ARANMAMALI”
Demokrasinin sadece devlet kurumlarından oluşmuyor, onu denetleyen bağımsız bir medya, tarafsız bir yargının, kuvvetler ayrılığı dediğimiz denetimin kesinlikle korunarak olabileceğine inanıyorum. Bunun adı parlamenter sistemdir. Bu sistemin eksiklikleri olabilir ama kurumsal anlamda ne kadar güçlendirilir ve özgür bir denetim altında tutulursa o kadar hatasız olacağına inanıyorum. Hatayı sistemde aramak yerine sistemi işletirken kullandığımız mekanizmaların siyasetten arınmış, bağımsız, devletin devamlılığını içeren bir anlayışla yönetilip yönetilmediğine bakmalı ve gerekli hassasiyet içinde olmalıyız. Bunun adı çoğulcu bir demokrasidir. Bunları gölgeleyecek ne varsa bence yanlış bir girişimdir. Önemli olan saydığımız değer ve kurumların yaşamasıdır.

“CUMHURİYET REJİMİNİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN ELİMİZDEN GELEN ÇABAYI GÖSTERMELİYİZ”
Yönetimin şeklinde halkımız karar verecek ama halkımızın ne istediği çok açık. Bu topraklarda bağımsızlığın korunmasını istiyor. Refahı adil paylaşmak, herkese eşit davranılan bir adalet mekanizması, özgür bir medya istiyor. Bunları sağlayan rejimin adı da cumhuriyettir. Bunu güçlendirmek için hepimizin elimizden gelen çabayı göstermesi gerekir. Farklı yollardan gitmek isteyebiliriz ama çıkmamız gereken bir tane yol var o da aydınlık bir Türkiye geleceğidir. Türkiye'nin içinde bulunduğu zor şartlar altında bunu akamete uğratacak bir tartışmayı kesinlikle doğru bulmuyoruz. Demokrasinin vereceği tercihlere saygılı olacağız ama hepimizin görüşü cumhuriyettir.”

Haber:

Hazal BAŞARAN

YORUM YAP