Ahmet Yücegök

İNANABİLİYOR MUSUNUZ? (2016 TARİHLİ)

Sİlİvrİ Beledİye Meclisinin, Mart ayı çalışmasının ilk toplantısı Pazartesi günüydü… Bakıyorum da. Gündem (9) Maddeden ibaret. Zayıf sayılır.
***
Saat 17.00'de toplantı başladı. Belediye Başkanı Özcan Işıklar izinliydi onun yerine Meclisi Başkan Vekili Melih Yıldız yönetti… İlk olarak. AKP grubunun, soru önergeleri vardı, onlar okundu, tamamı oy birliği ile “Başkanlık makamına havale” edildi…
Önergeler hakkında görüşüm; tıpkı gündem gibi onlarda zayıftı. Hani neredeyse “Verelimde aradan çıksın, hiç önerge verilmedi denmesin” gibiydiler.
Ama gündemde olmayan ve her yıl kutlanan “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” Pazartesi oturumunun en çok konuşulanıydı, diyebiliriz.
Günü, ilk önce günü Meclis Başkanı kutladı. Ardından AKP Gurubundan kutlama ile birlikte gündem dışı konuşma talebi geldi. Talep kabul edildi. Ardından gündeme dönüldü.
***
Gündemdeki maddeler oy birliği ve jet hızıyla geçti. Biz izleyiciler anlayıp dinleyene kadar, Meclis Başkanı gündemin tamamlandığını söyledi.
***
Gündem dışı olarak AKP Gurubundan Tuğba Alkaya söz aldı ve bir gün sonraya rastlayan “Dünya Kadınlar Günü” üze-rine yazılı sunumunu yaptı. Böylece Mart ayının ilk oturumu olan Pazartesi çalışması tamamlanmış oldu.
***
Ve Cuma günü toplantının başlama saati yine 17.00. Gündemdeki maddeler (6)'ya inmiş. Yine Belediye Başkanı ve bir çok meclis üyesi izinliydi… Oturumu yine Başkan Vekili Melih Yıldız yönetiyor.
Ve. “Seller, sular” gibi bir solukta oturum tamamlandı…
***
İzleyici koltuklarında oturuyorum.
Önümde, siyasetin duayenlerinden Değirmenköylü Ömer Başaran. Çay servisi yapan Belediye çalışanı geçerken tepsiden çayını aldı, tam yudumlarken toplantı sona erdi… İnanabiliyor musunuz? İyi haftalar.

VE YOLÇATI VAKASI
Yolçatı Mahallemizde ki doğa tahribatına yerinde görmek için Silivri Çevre Derneği Başkanı ve ben oradaydım. Bildiğim bir olaydı ama yine de rahat edemedim gittim. Gördüğüm hala, dereden sapsarı su akıyordu. Ki, o su otun değil, ağacın üzerini kaplasa kurutan bir su…
Mahalle Muhtarını sorduk, mahalle dışındaymış. Görüşemedik ama kendisini çok iyi tanıyorum. Bu tür olaylarda ÇEVRECİ yanı ağır basar elinden geldiğinden fazlasını yapar; ki yapmış…

ANLAŞTIK MI?
Yerel siyaset yine yerlerde. Bir türlü ayağa kalkamıyor. Demek ki muhalefet hareketlenmeyince siyasetin ayağa kalkması zor. Demek ki neymiş; muhalefet en az iktidar kadar önemliymiş. Şimdi anladık mı?

KUTLUYORUM
“Dünya Emekçi Kadınlar Günü”
Silivri'de de, her yıl olduğu gibi bu yılda ayni şekilde kutlandı. Geçmiş olsa bile, ben de kutluyorum.

SAYMAZSAK OLABİLİR DE
“AB ile anlaştık”
Başbakanlıktan yapılan açıklama böyle. Havalara uçuyor. İyi de nede anlaştık? Beyanlara bakıyorum.
Sanki “Vize” meselesinde anlaşmışız. En geç Haziran ayında “vize” kalkıyormuş. Başka? 3 Milyar Avrupa parası karşılığında mültecilerle ilgili konuda da anlaşmaya varılmış.Türkiye, mültecileri dışarı salmayacak burada tutacak, bunun karşılığında, onların belirlediği periyotlarda bu para verilecekmiş.
Şimdi… Bu anlaşma bana yıllar önce şimdiki Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığında yapılan bir anlaşmayı anımsattı. Dün gibi hatırımda neredeyse “Avrupa Birliğine girdik” naraları ile Ankara'da gündüz havai fişek gösterisi yapmıştık. Sonrası da malum tabi.
***
Deniyor ki Haziran ayında vize almaksızın o ülkelere gidebilecekmişiz.
Dilerim gerçekleşir. Gayet tabii ki, o şartları saymazsak…

SONRASI MALUM...
Övünerek söylenen Avrupa ülkelerine geçiş için ülkemize gelen Suriye ve daha başka ülke vatandaşları ile ilişik “at pazarlığı” meselesi var.
“Para miktarı az mı, çok” diye yorumda bulunmuyorum. O, baktığın pencereye bağlı olarak değişim gösterir.
Fotoğrafa baktığımda. Gördüğüm o insanlar bizim ülkemize kalmak için gelmemişler, öyle ki, canı pahasına Avrupa'ya geçmek istiyorlar. Besbelli...
Anlayamadığım Avrupalılar niye bu insanları istemiyor?
Neyse. Bu tartışma uzun sürer.
***
İsterseniz filmi geri sayalım. Bildiğim kadarıyla Suriye Ortadoğu'nun en istikrarlı ülkesiydi. Bir gün geldi bir düdük çaldı. Gizleme gereği bile duymadan, dışarıdan bir sürü terörist sokuldu. O guruplara güvenerek yöneticilerimiz Halep'te Cuma namazı kılmaya bile niyetlendiler. Ülke içinde bazı müttefiklerle birlikte eğitimleri için yer gösterildi. Yaptırıldı ve içeri salındı. Sonra ne oldular belli değil.
Bütün bu yapılanlar onları desteklemekti. Ve onlara para ve silah temin edildi.
Bunu bilmeyen yok.Televizyonlarda da izledik. Ve sonrası sonrası, malum.

BÖYLE DEVAM ETMEZ
Her sabah gergin işe başlıyoruz.
Neden de belli. Yine şehit cenazeleri.
Yine Cumhurbaşkanından sağa sola tehditler. Yine Başbakanımızdan “yapacağız, edeceğiz” lafları.
Ama manın, gözyaşının dineceğine dair. Sorunun çözümüne dair. Ortalığın sakinleşeceğine dair hiçbir iz yok…
***
Şu kadarını söyleyeyim. Bu böyle gitmez, gidemez...

NEREDEYSE İNANACAĞIM
“Çayırdere, Sayalar ve Danamandra Mahallelerimizde tapu dağıtımı yapılacakmış.”
Duyduğum da “Duymadım, yok öyle bir şey” diyorum. Ve, hala “şundan duydum, bundan duydum” lafları ortalıkta dolaşmakta. Hani neredeyse ben de inanacağım. İnanacağım çünkü; ben de meselenin halledilmesini çok istiyorum.
Çünkü işime geliyor.

İSTER İNAN / İSTER İNANMA
“Hergün tarihimiz yok ediliyor, doğa katlediliyor, rant, talan almış başını gidiyor. Yerel gazetecilik zor iş. Nasıl yapıyorsunuz?”
(Yalcın Bayer-Medya Buluşmaları söyleşisi)

FISILTI GAZETESİ
• Silivri sahilinde tıkanan trafiği rahatlatmak için Atatürk Caddesinin gündüzleri trafiğe kapatılması için önümüzdeki günlerde imza toplanmaya başlanacakmış.
• Yeni Mahalledeki demir yığınları için BEDAŞ harekete geçiyormuş.
• Sahildeki çay bahçelerinin tuvalet sorunu tekrar Silivri'nin gündemine giriyormuş.
• Sahilde adım başı seyyar satıcılardan şikayetler her gün artıyormuş.

GÜNE UYAN
“Kuş bakışı bakmak güzeldir, lakin kuş gibi bakmamak şartıyla.” (Sadi Şirazi)

BUNDAN HABERİNİZ VAR MI?
“…2000-2010 Yılları arasındaki on yılda, Afrika, Asya, Latin Amerika ve Karaiplerde 500 Milyon hektara yakın arazi yabancı hükümetler ve ulus aşırı büyük şirketler tarafından satın alınmış. Bu araziler enerji tarımı, uluslar arası gıda pazarına ürün ihracının yanı sıra zengin ülke kirleticilerinin günahlarının kefaretini ödemek için ormanlar oluşturmakta kullanılıyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO'nun Nisan 2013'de yayınladığı bir rapora göre tarımda küçük üreticiler, dünyadaki toplam gıda üretiminin %70'ine yakınını gerçekleştiriyorlar. Dünyayı besleyen bu üretim, toplam tarım arazilerinin yalnızca %25'i üzerinde gerçekleşiyor. Ancak bu arazilerin büyüklüğü, en başta sözünü ettiğim “arazi kapatma” olgusu nedeniyle giderek azalıyor. Sonuç, artan gıda fiyatları, sürdürülemeyen tarımsal üretim sonucu yoksullaşma, göç ve metropollere yığılan kırsal nüfus...”
(Baha Kuban-4/12/2015 Cumhuriyet)

YORUM YAP