Ferhan Tezcan

Galatasaray'a santrfor dayanmıyor

1980'lı yılların başıydı. Sarı- kırmızılı takım ligde pek istenen seviyelere gelmemiş ve ortalarda gezinir olmuştu. O zamanki Yugoslavya'dan gelen santrfor Tarık Hociç Bosna'lıydı. Yanında Mirzad Seydiç'de vardı. Tarık o sene gol üstüne gol atıyor ve gol krallığına doğru yürüyordu. Galatasaray o sene şampiyon olamadı ama Türkiye gol krallığı Tarık Hocic'de kaldı.
Sonra Tanju Çolak Galatasaray'ın santrforu oldu. Ardından Tanju gitti Hasan Vezir geldi.
Galatasaray'ın bu santrfor gidiş- gelişleri Hakan Şükür'e kadar uzadı.
Hakandan sonra 2000'lı yılların başında Jardel geldi. Jardel Brezilya'nın yetiştirdiği en önemli oyunculardan biriydi. Galatasaray Süper Avrupa kupasını Jardel'in golleriyle Real Madrid'i yenerek aldı.
Galatasaray 'da santrforların biri gidiyor biri geliyordu. Senelikler hariç bir sürü isim o şerefli formayı giydi.
Drogba çok önemli bir isimdi. O da İsveç'li Elmander'de Galatasaray'da unutulmaz isimlerini bıraktılar.
Yaşamak kısa ve gelgeç bir süreç…
Geçmişe özlem kişinin yaşamında zaman geçtikçe damak tadına dönüşüyor.
Ne var ki insan dün yediği acı biberi anımsadığında ağzı yanmaz
İyi ki yanmaz.
Ölen sevgilisini her anımsadığında sevdalı ilk günkü acıyı duysa hayata dayanamazdı.
Hayat geçmişte değil, gelecekte pusu kurmuş bizi bekliyor.
Ölümde o pusulardan birinde tuzağını kazmış değil midir?
Biz yine santrforlara gidelim.
Galatasaray'a Olimpique Lyon'dan Gomis'i transfer etmişti. Gomis ile Galatasaray şampiyon oldu. Ancak ertesi sezon hatalı bir ilişki ile Gomis elden kaçırıldı. Onun yerini doldurmak için başka Diagne olmak üzere Eren Derdiyok, Mıtroğlu gibi oyuncularda geldi.
Hele hele facia bir Falcao transferi tuz - biber ekti.
Şimdi Galatasaray'ın üç santrforu var. Seferoviç gitmek üzere. Gomis kaldı. İcardı büyük bir olasılıkla seneye yok.
Galatasaray Matete transferinde sonlara geliyor. Yani akılcı transfer politikaları ile bir yerlere geliniyor.

Hoşça kalın…

YORUM YAP