Sevginar Sali

Dayanışma...

Cuma günü gerçekleştirilen Sınırlı Sorumlu Silivri Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi 2018-2019-2020 dönemi genel kurulunda yönetimi ile birlikte 3 yıllığına daha güven tazeleyen Sebahattin Öpçin, ortaklarına destekleri için teşekkür ederken onların sahip çıkması sonucu başarılı olduklarının altını çizdi.
20 yıldır Silivri'de gazetecilik yapıyorum, tek adaylı olmasına karşın bu kadar yoğun katılımlı, tertipli bir kongre, siyasi partilerinki de dahil olmak üzere, daha görmedim. Asıl değinmek istediğim konu ise farklı; hem bayrama hem de toplumsal ihtiyaçlarımıza yönelik bence mühim bir husus…
Güven tazelemesinin bitiminde teşekkür konuşması için kürsüye çıkan Kooperatif Başkanı Öpçin'in Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Nuray Koçer, Şoförler Odası Başkanı Recep Akıncı yanında, Sanayi Sitesi İşletme Kooperatifi Başkanı Ercan Çalışkan da genel kuruldaydı, Küçük Sanayi Sitesi Başkanı Şaban Erdan'ın çiçeğini de girişte gördüm… Divan kurulu üyelerinden biri sesini mikrofona ulaştıramasa da yakın çevresinde bulunan birkaç kişi duyduk; “Ne kadar güzel bir dayanışma var Silivri'de” deyişindeki iş çekişi…
Dayanışma…
İşte bütün mesele burada aslında…
Daha ileri bir deyişle “Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz!”…
Sebahattin Öpçin Başkanlığında, Kredi Kefalet'in sergilediği yönetim başarısı ve anlayışı ile örnek olacak pek çok yönü olduğu aşikar.
Tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum…

***

Son zamanlarda salgın sebebiyle her zamankinden çok kendi kendimize kaldık, önümüzdeki günlerde kimimiz tatillerde, kimimiz evlerinde, aileleri ile birlikte ya da yine uzak geçirmek zorunda olarak bir parça sakinlik, dinginlik, maneviyat var ufukta.
Dayanışma ve barıştan söz etmişken; dışımızda yaşanan tüm savaş türevlerinin içimizdeki kavgalardan kaynaklandığını bilip önce onların bir hal çaresine bakmayı denemeye ne dersiniz…
Hayatta bazı aradıklarımızı bulamamış olabiliriz, kimi istediklerimizi alamamış da… Ama hiç mi gülmedi yüzümüz? Olan hiçbir şey saf kötü değildir, tamamen iyi olmadığı gibi… Daha da önemlisi; hayatta aslında her şeyin tam da olması gerektiği gibi cereyan ettiği gerçeğidir... Biz sadece isteriz, niyet ederiz ama gerçekte kendimiz için neyin iyi ya da kötü olduğunu bilme kabiliyetimiz yok!
Hepimiz daha iyi bir hayat, dünya istiyoruz. Peki, kendi içimizde; dışımızda beklediğimiz, aradığımız iyilikle ilgili neler yapıyoruz?
Biz iyileşmeden, çevremizde, dünyamızda hiçbir şey bir zerre düzelmez… Çevremizdeki kusurlardan, bakışımızı kendimize çevirip noksanlıkları tamamlayalım. Hem daha kolay hem en etkili bir yol bu; huzurlu ve hatta mutlu olmak adına…
Daha güzel bir dünya ve hayat için önce kendi hasarlı yönlerimizi onaralım…
Tüm hastalara acil şifalar, herkese mutlu bayramlar!

YORUM YAP