Ahmet Yücegök

Bir Gözlem

Silivri Merkezinde Cadde ve Sokak yolları yapılırken büyük eleştiriler geldi. Gayet tabi, eleştirilerin çoğu muhalefet kaynaklıydı…
Eleştirilerin yoğunlaştığı nokta, yolların veya kaldırımların taş yapılması idi. Bu güne kadar ASFALT yola alışmışlardı çünkü… Asfalt yol, düzdü, araçlar için en rahat yollardı… İmalatı kolaydı… Lakin…Gelişmiş ülkelerde, kentin Caddelerinde ve sokakların asfalt yol gözümüze çarpmıyor. Bunu
Ulusal televizyonlarda haber bültenlerinde veya başka programları izlerken Viyana, Paris, Moskova, Prag veya başka bir kıtanın gelişmiş ülkesindeki kentlerde çok rahat görebilirsiniz…Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş komşu ilçemiz Çatalca'da yapmış olduğu konuşmada” Çatalca'da temsilcimiz ilçe başkanımız Selim Güçbilmez” demiş…
Bunu niye yazıyorum?
Daha önce kaç defa bu köşeden yazdım…Bir Belediye Başkanı… O ilde veya ilçede yaşayan herkesin Belediye Başkanıdır…Şimdi…
İ.B.B Başkanı Sayın Kadir Topbaş'ın komşu ilçemiz Çatalca'da yapmış olduğu bu konuşma, dediğim bu tarife uyuyor mu?
Kendi partisinin ilçe başkanı dışında başka kişiyi tanımam mealinde laflar koskoca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanına yaşıyor mu ?

HABER KİRLİLİĞİ ÜZERİNE
2007-2008 Yıllara dayanan bir mevzu…
Bahsettiğim bu yıllarda, iki firmadan biri, Silivri'deki arazisine yapmayı düşündüğü Üniversite binası içi Silivri Belediyesi'nden talebi olmuş. İşin içinde Plan değişikliği gereken bir durum varmış. Aslında tek başına Silivri Belediyesi'nin çözeceği bir değişiklik de değilmiş ama neyse…Talebini iletirken, plan tadilatından elde edeceği rant karşılığında Silivri'ye bir eserim olsun diye "Kültür Evi” yapmak istiyorum, demiş. Protokol imzalanmış, bu ara biraz kargaşa olmuş ama, neticede protokol kayıt altına alınmış. Gel zaman, git zaman ortada icraat yok. Bu arada Protokol yürürlükte.Yargı devreye giriyor ama yapmayı taahhüt ettiği bağış olduğu için taahhüt etmiş olduğu işi yapmasa da yapılacak pek bir şey yokmuş. O nedenle o firmadan umulan fayda gerçekleşmiyor…
***
Başka bir firma…Onun macerası

BU PARTİZANLIK DEĞİL Mİ ?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş komşu ilçemiz Çatalca'da yapmış olduğu konuşmada” Çatalca'da temsilcimiz ilçe başkanımız Selim Güçbilmez” demiş…
Bunu niye yazıyorum ? Daha önce kaç defa bu köşeden yazdım…Bir Belediye Başkanı… O ilde veya ilçede yaşayan herkesin Belediye Başkanıdır…Şimdi…
İ.B.B Başkanı sayın Kadir Topbaş'ın komşu ilçemiz Çatalca'da yapmış olduğu bu konuşma, dediğim bu tarife uyuyor mu?
Kendi partisinin ilçe başkanı dışında başka kişiyi tanımam mealinde laflar koskoca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanına yaşıyor mu ?

HABER KİRLİLİĞİ ÜZERİNE
2007-2008 Yıllara dayanan bir mevzuu…Bahsettiğim bu yıllarda, iki firmadan biri, Silivri'deki arazisine yapmayı düşündüğü Üniversite Binası içi Silivri Belediyesi'nden talebi olmuş. İşin içinde Plan değişikliği gereken bir durum varmış. Aslında tek başına Silivri Belediyesi'nin çözeceği bir değişiklik de değilmiş ama neyse…Talebini iletirken, plan tadilatından elde edeceği rant karşılığında Silivri'ye bir eserim olsun diye "Kültür Evi” yapmak istiyorum, demiş.Protokol imzalanmış, bu ara biraz kargaşa olmuş ama, neticede protokol kayıt altına alınmış. Gel zaman, git zaman ortada icraat yok. Bu arada Protokol yürürlükte.Yargı devreye giriyor ama yapmayı taahhüt ettiği bağış olduğu için taahhüt etmiş olduğu işi yapmasa da yapılacak pek bir şey yokmuş. O nedenle o firmadan umulan fayda gerçekleşmiyor…Başka bir firma…Onun macerası da, başlangıç olarak bahsi geçen bu yıllarda başlıyor…O da…O yıllarda o günkü, yani 30 Mart 2009 öncesi yönetime Cami ve başka bir eser yapmak istiyorum, demiş. Tamam denmiş. Kabul, denmiş. Cami'nin kaba inşaatını yapmış, yarım bırakmış.Bu arada Cami İnşaatını yaparken, esnaftan aldığı bir kısım malzemelerin parasını da ödememiş v.s…
Sonra, 30 Mart 2009'da Belediye yönetimi değişmiş. Bu ikinci firma, tekrar Belediye'ye müracaat ediyor. "Silivri'ye bir Kültür Evi Binasının kaba inşaatını yapmak istiyorum” diyor. Taahhütname imzalanıyor. Taahhütnameye para değil, kaç metrekare inşaat yapacağı belirtiliyor…Lakin, bu arada bir sürü, başka taleplerle Silivri Belediyesi'nin koridorlarını aşındırıyor. Lakin, "Kültür Evi” inşaatı imalatına bir türlü başlamıyor… Tarihler yaklaştıkça, Silivri Belediye yönetimi "imzalanan taahhütname” gereği kendisine uyarıda bulunuyor...Ama, tık yok…
***
Gel zaman, git zaman…Bu defa, bahsi geçen o ikinci firmanın yetkilisi kişi "o taahhütnamede görünen imza benim değil” diyor. Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar da kendisine "Tamam buraya kadar görüşmeler bitmiştir” diyor. Şu birinci firma ile çoktan kapanmış olan mevzuu, ikinci firma ile de böylece sonlanmış oluyor…Buraya kadar anlattığımdan anlaşılacağı gibi. Ortada dönen bir para yok… Şimdi…Gelinen nokta… Teknik kadroların beyanına göre, firmaya sağlanmış fazlalık yokmuşta yok…

DÜNDEN BU GÜNE
Eski Postane yanı. Ayni zamanda yeni Zabıta Binası yanı, halk arasında Orası "Eski Pazar Yeri” diye geçer…Yakın zaman öncesine kadar, o devası bina yapılana kadar da şimdiki mahalle pazarları gibi büyük olmasa bile "Pazar yeriydi” işte da öyleydi…Toplamda (4000) Metrekare civarında bir alandı…Gayet iyi hatırlarım…İlk önceleri, yola cephe kısımları ile diğer cephelerin kenarları da küçük, küçük dükkanlarla kaplıydı…Sonra, içinde "baraka” türünde küçük, küçük dükkanlar yapıldı...En son yapılan baraka tipinde dükkanların çoğu iş yapmadı…İlk önceleri, bİlk yapılan baraka tipli bu i salaş dükkanlarda balıktan tutun da Silivri'de kim ne üretiyorsa satışa sunu-yordu…Bu günkü, çıkardığı kapalı bir Pazar yerlerini andırıyordu…Sonra onlar yıkıldı…Yerine yapılan devasa bina, o salaş dükkanların yerini dolduramadı…Evet…O salaş dükkanların Görünüşleri kötüydü … ama,… köylülerin ürettiği ürünleri Pazarlama görevini görüyordu o bahsettiğim salaş baraka tipi yapılar…Ha… "Bu nereden çıktı?” demeyin. Belediyenin üzerinde mahalle baskısı varmış… Onu ileteyim istedim…

KILAVUZU BELLİ
SAYIN GÜLAY DALYAN
Gülay Dalyan …Kendisi şu an, Bölgemiz Milletvekili… Aldığım duyumlara göre Çorlu Eski AKP İlçe Başkanı imiş…Protokol krizini Silivri'de ilk o çıkardı…Ve…Bu güne kadar, Hala, Silivri İlçe Başkanı ve diğer protokol üyelerinden özür dilediği filan yok. Evet, Fiziki gücü tamam. Tamam da. Bu güç yetmez. Mutlaka arkası olmalı...İlk gelişinde kırdı döktü…Ses seda yok…Bir ara …Oortadan kayboldu…İBB'nin Kavaklı Mahallemizde verdiği son iftar yemeğinde ortaya çıktı …Vekilimiz meğer Somali'deymiş… Somali nere? Kavaklı Mahallesi nere? Sayın vekilimiz kuş gibi maşallah…Oraya ne yapmaya gitti bilmiyorum…Gerçi…Çok, önemli değil…Eminim, iyi şeyler için gittiğine…Çok şükür, bizim insanlarımızın, işleri tıkırında, çok şükür açlık, yokluk ve işsizlik sorunu yok. Her şeyi düzgün, yerli yerinde. Orta yerde, her hangi bir kötü durum yok...
***
Sayın Milletvekilimiz Gülay Dalyan Hanımefendi… Sonraki günlerde Değirmenköy Mahallemizi ziyaret etmiş…Söyleyenin yalancısıyım! Sayın Milletvekilim, Mahalleye adım atar, atmaz, şıp diye eksiklikleri görüvermiş. Ve, anında "Parkların perişanlığını, çöplerin savrulduğu” anında, gayet açık ve seçik biçimde Değirmenköy sakinlerine söyleyivermiş. Ve, ardından… Sıcağı, sıcağına, Sahi, Değirmenköy sakinlerinin mahallenize sahip çıkın” demiş. Çünküsine sahip olmadığını, Mahallelinin gözlerinden anlamış sahip çıkmadıklarını ve "Mahallenize sahip çıkın” diyerek gayet net olarak uyarmamış…Yalnız…Ve, aldığım duyuma göre tek bir Değirmenköy Mahallesi sakini "Sayın Vekilim sağ olun, uyardığınız için teşekkür ederiz” dememiş…
Bu arada… Bir grup Değirmenköy Mahallesi sakinileri, teravih öncesi televizyon haberleri izliyormuş. Televizyonda,haber ilk olarak yurtdışından... Suriye'de "Özgür Suriye” yanlıları Halep'in içine kadar girmişler. Devlet Başkanı Esad'ın askerleri ile sokak, sokak çarpışıyorlarmış.… Sonraki haber… Yurt içinden… iseTeröristler, Şemdinli ve Hakkari'de terör estirmişler diyor.…Sınır karakolunda görev yapan yine, (8) Mehmetçik şehidimizin varolduğu…
Bu arada …Ve, Dış İşleri Bakanı Barzani ile görüşmeye gidecekmiş.tti.Eh…Irak'ta Başbakan Barzani değil ki…Dolayısıyla, Irak Başbakanı kızmış, bu ziyarete bozulmuş, tam olarak, kelime, kelime öyle olmasa bile "biz burada eşek başı mıyız?” mealinde anasına gelecek laflar etmiş.…
Bu arada İran Genel Kurmay Başkanı da sanki üstüne vazifeymiş gibi, sanki falcıymış gibi "Suriye'den sonra sıra sizde” demiş.…Haberleri izleyen vatandaşın biri kızmış…Bu arada haberleri izlemekte olan bir vatandaş "Hani bu dışişleri bakanı " komşularımızla sıfır sorun”demişti, bu ne böyle yahu” demiş…Demişti. Ne oldu? demiş yanındakine…Bir başkası "yahu, bizim başbakan, daha bir yıl önce hanımı ile Esad'ı ziyaret etmişti, çay kahve içmişlerdi. Bakanlar kurulu toplantısını bile beraber yapacaklardı. Allah aşkına ne oldu da Esad bu kadar kötü oldu. Kim değişti?” demiş…
Bir başkası…
"Hani, İran'a karşı Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yapılan bir oylamada İran'ın lehine oy kullanan nadir ülkelerden biriydik, ne oldu da aramız bozuldu?” demiş…
Bir başkası…
"Ne oldu? Ne oldu da, Malatya Kürecik'e, komşumuz İran'a karşı kullanılmak üzere kurulan "Füze Kalkanı”kurulmasına izin verdik.”
Yan masadan…"Yahu, Başbakanımızın hanımı da, hafta sonun da Arakan'da, Rohingya Müslümanlarını ziyaret edecekmiş. Burası neresi? Nerede bu Arakan?” "Bilen var mı ?” Yan masadan cevap! "Myanmar Devletindeymiş” Haberler devam ediyor…
Başbakan bir iftar yemeğinde konuşuyor…Yarım saatin yarısında Esad'a…Yarısında da CHP Genel Başkanı Kılıcdaroğlu'na verip veriştiriyor…
İftarını açmak için bekleyenlerin gözlerinin içine bakmadan, kameralara dönmüş. Avazı çıktığı kadar bağırıyor…
"Sayın Kılıçdaraoğlu Meclise davet etmiş. Orada konuşalım bu son olayları diyor. Yok öyle, biz meclise gelmeyiz, MHP de gelmeyecek, siz BDP ile toplanın” diyor…
Gülay Dalyan'ın nereden istikamet aldığı belli…
Hemen ardından Esad Ülkesinde insanlara zulmediyor, demeğe başladık. O arada ne oldu?

ANONSLAR
Buna benzer, Belediye ve Cami Hoporlorlerinden yapılan ölüm duyuruları. Silivri, bu günkü nüfusun çok altında olduğu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi sınırları içine girmezden önce..

FESTİVALLER
Değirmenköy Domates Festivali…Kadıköy Karpuz Festivali…Selimpaşa Topatan Kavunu festivali…

AKLINIZDA BULUNSUN
Dünden bu güne…Mal beyanı. Dün…
Tayyip Erdoğan'ın mal beyanı oğlumun sünnetinden Annemin çıkınından çıktı…Ama…Sorum şu…Bu iktidar öncesinde …Yolsuzlukların önüne geçmek için çıkarılan "nereden buldun” yasası neden önce işlemez oldu. Sonra tamamen kaldırıldı…
***
Şimdi…"Mal Beyanı” konusuna gelelim…Her memurun girişte karşılaştığı bir beyan…Vermeden başlatmazlar…Her hangi bir yere seçilmiş siyasiler içinde öyle…Sonu sıfırlı yıllarla biten yıllarda tekrar verilmesi gerekiyormuş. O nedenle 2009 Yılında seçilenler 2010 Yılında yenilediler…Nereye verileceği de belli…Yazma nedenim…Hiiiç…

İSTER İNAN / İSTER İNANMA
YAŞ Kararları ile (40) General ve Amiralin emekliye sevk edilmesi üzerine
New York Times'te çıkan yorum;
"Hükümetin, bir zamanlar boyun eğmeyen orduyu evcileştirmeyi amaçlayan en son adımı”
( GAZETELERDEN ) Tutuklu bulunan (40) General ve amiralin emekliye sevk edilmesi üzerine )

DÜŞÜNENİN DÜŞÜNCESİ
1800'lü Yıllarda Tevfik Fikret;"Ufukları yine yoğun bir sis kaplamış olsa da elbet yine sabah olacaktır.” Demiş…
(6/8/2012-Cumhuriyet)

GÜNE UYAN
"…kırgınım ve kızgınım ama asla küskün değilim. Çünkü, vatan "ana” gibidir. Ne olursa olsun seversiniz.”
( Albay Erdal Akyazan /Balyoz Davası sanıklarından/Geçen yıl Mahkemede yapmış olduğu savunmasından.)

DEVLET AYILARA SAHİP ÇIKSIN
Erzurum'da son iki yılda 3 kişiyi öldürüp 4 kişiyi de ağır yaralayan ayılar, kısalda yaşayan ların korkulu rüyası haline gelmiş. Erzurum'lular yerleşim birimlerine kadar inen ayılar yüzünden bahçelerine inemez olmuşlar. O nedenle de "Devlet ayılara sahip çıksın” istiyorlarmış.
(8/08/2012-Hürriyet)

CAMİDE OLANLAR
Geçen Cuma günü, P.M.Paşa Camisi'nde verilen vaaz, bir arkadaşıma tuhaf gelmiş, bir ilk olduğu için belki de hiç hoşuna gitmemiş.
Bir sebebi de Başbakanın daha önce bahsettiği "dindar gençlik, kindar gençlik” söylemine uygun bir davranıştı bu söylem…
Sonraki günlerde Ulusal Gazetelerde okudum, tahmin ettiğimiz gibi olay yalnız Silivri'de değilmiş, ülke genelinde böyleymiş. Hatta,Manavgat'ta bir hoca hızını alamamış, Cemaatten Para bile istemiş.

BELEDİYENİN, BAŞKANIN
ELİ AYAĞI
Serkan Sati… O genellikle Belediye etkinliklerinde görülür…"Görev verilmez, alınır.” Öyle bilir… Öyle inanmış… Görevi olsun olmasın… Belediyenin organize ettiği her etkinlikte mutlaka vardır… Çay, su, sandalye… Artık… Orada bulunan …Kimin… Neye ihtiyaç varsa…Ona duyursun yeter… Severek yapıyor.Saat kaç olursa olsun… Kaç saattir ttır ayaktayım…Çok,olmuş olsa bile yoruldum… "yorgunum” demez... Peki…"Kim bu?” derseniz… Evet… Bunu adı Bu kişi…Serkan Sati… Peki…"Kim bu Serkan Sati, neyin nesi?” derseniz.. O bir emekçi…Emeğini satarak geçinen biri…Dediğim gibi…Belediyenin düzenlediği her etkinlikte , ne ihtiyacınız olursa olsun o halleder "Serkan Burada mı?” deyin yeter...

DUYGU SÖMÜRÜSÜ
Bilhassa içinde bulunduğumuz bu karmaşık günlerde… Tarafı belli olanların… Gazetecinin karşı tarafı en kolay vuracağı alan inançlar ve şehit cenazeleri şehitler…
Bu günlerde vatandaşın duygularını en yoğun olduğu birkaç alandan biri de "şehit ailelerinin” gözyaşları… İster Gazeteci olsun… İster siyasetçi… Kim yaparsa yapsın bunu adı SÖMÜRÜDÜR… Bunu yapanlar, aslında meslekle ilgisi olmayan ama piyasada başka iş yapma şansı olmayanlar. Bunlar, az emekle çok yemek isteyenlerdir. Aslında "basın emekçisi” sıfatını taşıyan bu alanda geçimini sağlamaya çalışan arkadaşlarım en büyük zararı kendilerine veriyorlar…
Demem… Silivri, küçük yer… Silivri'de pasta da belli… Minder dışına çıkmak gerekmez…

KISA-KISA….
•İFTAR YEMEKLERİ - FESTİVALLER-DÜĞÜNLER.

YORUM YAP