Adil Sirkecioğlu

Bir Başarı Öyküsü

İstemeden de olsa karamsarlık yayan yazılarımla bir yılı tamamladığımın farkına vardım. Yeni yılın ilk yazısında bir başarıyı anlatacağım. Nasıl başlanırsa, öyle biter yönünde yaygın bir inanış var. Dilerim öyle olur. Becerebileceğim konusunda tereddütlerim olsa da deneyeceğim.
Keskin Sirke kolay kolay iyi işler yazmaz. Yazarsa da muhakkak bir kulp bulur. Böyle bir yazı yazabildiğine göre kim bilir ne gibi çıkar ve menfaatleri vardır? Türündeki düşünce, soru ve iyi niyetli yaklaşımların dayanılmaz baskısına rağmen yapacağım. Her şeyin ötesinde bugün kalemimi kendi olmazlarıma karşı bile özgür kılma kararındayım.
Kahramanımız Serkan Bayar. Finansbank Silivri Şube elemanı. Kartvizitinde ne yazdığını emin olun bilmiyorum. Müdür değil, müdür yardımcısı hiç değil. Müşteri temsilcisi veya kobilerle ilgili olabilir. Hiç merak etmedim hatta soyadını bile yeni öğrendim deyince güleceksiniz. Bu kadar tanıdığım, birilerine göre tanımadığım kişinin başarısını nasıl yazarım? Tereddütlerimde buradan kaynaklanıyor. Siyasette beni bir yerlere getirebileceklere en ağır suçlamaları yöneltmiş biri olarak, ticari faydam için çırpınan Serkan’a neler çektirdiğimi düşünerek değerlendirmenizde fayda var.
Bankacı olmak için doğmuş. Bankacı olunmaz doğulur. Bu türden aklıma gelmeyen birçok cümleyi fazlasıyla hak ediyor. Bankasının menfaatleri paralelinde müşterisi için yapamayacağı şey yok. Telaşlı hali ağzından çıkan çoğu kelimenin anlaşılmasını zorlaştırıyorsa da sizin için uğraştığını bilmenin rahatlığını yaşıyorsunuz. Birer çay içelim dese de, kendi çayını hiçbir zaman çay olarak içemez. Yaklaşımı ve içtenliği sizi Silivri’nin en dürüst tüccarı mertebesine yükseltir. Sizin ona güvenmeniz mecburiyet, onun size güveni serbestiyet gerektirirken; tersi duyguyu iliklerinize kadar hissettiren bir yapısı var. Müşterisi için bankacılık sınırlarını zorlamaktan hiç çekinmez. Çoğunlukla da netice alır.
Devamı 04 Ocak 2011 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde

YORUM YAP