Sevginar Sali

Başkan Balcıoğlu’ndan 1,5 yıllık muhasebe…

Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu'nun Aralık Meclisi konuşması, klasik bir yıl sonu değerlendirmesi olmadı. Daha doğrusu, sadece projelerin, rakamların, asfalt tonajlarının dizildiği bir performans sergisi değildi.
“BİNA BELEDİYESİ DEĞİL, İNSAN BELEDİYESİ”
Bu konuşma; hem siyasi bir manifesto, hem yönetim anlayışının kodları, hem de Silivri'de inşa edilmek istenen yeni belediyecilik kültürünün çerçevesi gibiydi.
Konuşmayı tek bir cümlede özetlemek gerekirse:“BİNA BELEDİYESİ DEĞİL, İNSAN BELEDİYESİ.”
Devraldığı yerel yönetim mirası da başka türlü hareket etmesine müsaade etmiyor zaten. Akıllıca bir yaklaşım ile sahip olduğu koşulları, toplumun ihtiyaçları ile harmanlayıp durduğu yeri ve gideceği yolu çizdi Başkan Bey.
“Bina Belediyesi değil, İnsan Belediyesi” tanımı sadece bir slogan değil; Aralık Meclisi'nde 1.5 yıllık dönemin tüm başlıklarına yedirilmiş bir zihniyet dönüşümü olarak karşımıza çıkıyor.
YOKSULLUĞUN PARTİSİ OLMAZ
Konuşmanın girişindeki o çarpıcı tablo, aslında tüm siyasi tartışmaların üzerini çiziyor:“Her 100 kişiden 90'ı benden yol istemiyor, iş istiyor, aş istiyor.”
Tencerenin kaynamadığı evde ideolojinin, polemiğin, afişlerin kıymeti kalmıyor. Gençlerin hayal kuramadığı bir atmosferde hiçbir siyasi vaadin karşılığı olmuyor.
Balcıoğlu'nun sıklıkla kurduğu bir başka cümle:“Bu durum siyaset üstüdür.”
Evet, geçim derdi parti sormuyor. Yoksulluk kimlik ayırt etmiyor. Çocuk açken kavga eden siyasetçinin hiçbir anlamı yok.
Bu nedenle Balcıoğlu'nun meclis kürsüsünde yaptığı vurgular, sadece bir hizmet tartışması değil; toplumsal yaraya dair bir alarm zili niteliğinde.
VİCDAN BELEDİYECİLİĞİ
Başkan, “vicdan belediyeciliği” kavramını birkaç aydır sıkça kullanıyordu.
Aralık Meclisi konuşmasında bu kavram ete kemiğe büründü.
Beslenme çantası desteğinden
Kız Öğrenci Yurdu'na,
Kent Lokantası'ndan
Taziye Evi, Emekli Lokali, özel gereksinimli çocuklara eğitim desteğine kadar…
Tüm bu uygulamalar tek bir ortak mantığa dayanıyor: Devlet/belediye soğuk bir bina değil, insanı kollayan bir mekanizmadır.
Konuşmanın içinde geçen şu cümle, aslında bakış açısının özetiydi:“Bir çocuğun kursağından geçen o bir yudum sütün huzuru, bütün binalardan kıymetlidir.”
DEPREM, KENTSEL DÖNÜŞÜM VE ‘SİLİVRİ İTTİFAKI'
Siyasetin uzun yıllardır en kritik kırılma noktası deprem meselesidir. Balcıoğlu'nun konuşmasında deprem bölümü, sert bir gerçeği hatırlattı:“Depremin partisi yoktur.”
Balcıoğlu'nun “arama-kurtarma”dan çıkıp “kentsel dönüşüm”ün yerel kaynaklar ile mümkününe odaklaması şart.
“Kurumlarla kavga etmiyoruz. Devletimizle, İBB ile, Bakanlıklarla omuz omuza çalışıyoruz” vurgusu da son derece kıymetli. Bu cümle, aslında Silivri'de yeni bir politik pozisyon tarif ediyor.
Balcıoğlu kendi ifadesiyle bu modele “Silivri İttifakı” diyor.
Siyaset üstü, hizmet odaklı, kavga etmeyen ve iş birliğini temel alan bir yerel yönetim profilinin altını çiziyor.
Balcıoğlu kadını, genci, öğrenciyi ve çocuğu merkeze alan sosyal adalet politikasıyla esasen, toplumsal dönüşümü betonla değil insanla yapmaya hazırlandığını gösteriyor. Kendi açısından siyasi dönüşümünü yerel iktidar ile bu bağlamda çözümlemişti zaten.
SİYASETİN KAVGASI DEĞİL, MİLLETİN İHTİYACI
Konuşmanın tamamı, belediyeciliğin sadece yol, park, bina üzerinden ölçülemeyeceğini anlatan geniş bir çerçeveydi. Bugün sahada siyasetçiden beklenen en büyük özelliklerden ilki “iyi konuşmak” ise ikincisi de insanın derdine dokunmak.
Balcıoğlu'nun Aralık Meclisi konuşması, bu dönemde siyaset dilini gösteriyor:
• çatışmadan uzak,
• insana dönük,
• dayanışmayı önceleyen,
• devlet–millet iş birliğini büyütmekten yana bir tavır.
Ve köşeyi, Başkan'ın “kavga etmiyoruz, iş birliği yapıyoruz” sözünü tamamlayan, Türk siyaset tarihinden gerçek bir anekdotla bitirelim:
***
1963'te belediye başkanları Ankara'da İnönü'ye şikâyet eder:
— “Paşam, hükümetle muhalefet kavgalı. Biz bu yüzden hizmet alamıyoruz.”
İsmet İnönü gözlüğünü çıkarır, masaya bırakır ve şu tarihi cümleyi söyler:
“Memleket menfaati için kavga edilmez. Hizmette kimse kimseye küsemez.
Taş ağırsa hep birlikte kaldırılır.”
Bugün Silivri'de Balcıoğlu'nun kurmayı amaçladığı “SİLİVRİ İTTİFAKI” tam da o tarihi sözün yerel karşılığıdır.

YORUM YAP