CHP'nin ikinci yıl faaliyetlerine de ret vermesi ve buna ilişkin değerlendirmeleri üzerine mecliste tekrar söz alan Başkan Volkan Yılmaz, “Ben bahane etmeyeceğim, bütün sorunların üstüne yürüye yürüye, engelleri yıka yıka hepsini çözeceğim” dedi ve hizmetleri Silivri'ye sürükleye sürükleye getirme iddiasını güçlü bir biçimde yeniledi.
CHP'nin Silivri Belediyesi'nin 2020 yılı faaliyetlerine yönelik değerlendirmeleri üzerine söz alan Başkan Volkan Yılmaz, mirasyedi eleştirisine cevap verirken “Ne bıraktınız ki kocaman bir enkaz” diyerek döneminde yapılan uygulamaları savundu, eski yönetimi beceriksizlikle itham etti.
Silivri Belediyesi'nin 2020 faaliyetlerine ilişkin görüşmede ikinci kez söz alan Başkan Volkan Yılmaz, CHP'nin eleştirilerine cevap verdi.
YILMAZ: NE BIRAKTINIZ KOCAMAN BİR ENKAZ
Yılmaz şöyle konuştu: “Yaptığınız eleştiriler bize yol gösteriyor. 2020 yılında gerçekleştirilen faaliyetlerde bize desteklerini esirgemeyen hükümetimize, İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimine, birbirinden kıymetli meclis üyesi arkadaşlarıma, 7/24 çalışan mesai arkadaşlarıma, basın mensuplarına, şehrin Sivil Toplum Örgütlerine, bileşenlerine herkese teşekkür ettim.
CHP Grubu adına konuşan arkadaşımız Faaliyet Raporunda herhalde ya okuduğunu anlayamamış, ya okumamış derme çatma tespitlerle bir sunum yaptı, eleştiriler getirdi. İçerisinde olumlu olan eleştirilerini tabi ki göz ardı etmeyeceğiz, değerlendireceğiz. Bir iki tanesinin üzerinden giderek bir bölümünün esasında içinin ne kadar boş sığ tespitler olduğunu hep beraber göreceğiz.
Melih bey ve faaliyet raporunu okuyan bütün arkadaşlarıma 5. sayfasını, belediyeyi yönetirken şiar edindiğimiz temel prensipleri bir defa daha okunması gerektiğini düşünüyorum.
Yaptığı suçlamalardan hangisinden başlayayım? “Mirasyedi” diyor! Bu kime denir? Babasının bıraktığı bağı, bahçeyi, tarlayı, fabrikaları yiyip, har vurup harman savuran ve onları kullanılamaz hale getiren kişiye mirasyedi denir. Melih bey siz de meclis üyesiydiniz, ne bıraktınız? Kocaman bir enkaz. İşçisine 10 ay ikramiyesini ödeyemeyen bir belediye. İşçinin hakkını alın teri kurumadan vereceksiniz. Emekli olan işçinizin ikramiyesini 1.5-2 yılda pul ederek ödemişsiniz. Emekli işçiyi kapı kulu etmişsiniz. Personeliniz kredi kartına faiz öderken siz o paraları çarçur etmişsiniz. Kime çarçur etmişsiniz? 1 Liralık işi müteahhitlere 10 liraya yaptırmışsınız.
“YÜZDE 11.8 ARTI VEREN BÜTÇENİN İÇİNDEKİ KALEMİ ELEŞTİRMEK HADDİNİZE DEĞİL”
Bizim yüzde 11.8 artı veren bütçemizin içindeki kalemi eleştirmek sizin haddinize değil. Yok kültürde şu kadar varmış, şu kadarını kullanmamışsınız… Bu belediyenin mali yapısıyla ilgili en son konuşacak kişilersiniz, çünkü bu belediyenin buraya gelmesinin, 280 Milyon TL borca sokulmasının tek müsebbibi sizin yönetiminiz. El insaf, el vicdan… Bir şeyi söylerken insan ar eder ya, edep yahu edep… İnsanın haddini bilmesi kadar güzel bir şey yok!
“KİŞİLERİN BİRBİRİNE DUYDUĞU GÜVEN KADAR KURUMLARA DUYULAN GÜVENİN ÇOK BÜYÜK ÖNEMİ VAR”
Kişilerin birbirine duyduğu güven kadar kurumlara duyulan güvenin çok büyük önemi var. Biz bu şehrin annesi, babasıyız. Bize duyulan güven endeksi ne durumdaydı biliyor musunuz? Araç Amirliğim, sanayi esnafına iş yaptırmakta zorlanıyordu.
Silivri Belediyesinin ihalesine şimdi 20-30 firma giriyor, çünkü şunu biliyorlar; belediyede para var, pahalı ihale yok, yandaşa ihale yok, 1 liralık işi 3 liraya yaptırmak yok.
“BEŞ YIL İÇERİSİNDE VAAT EDİLENLERİ, İKİ YIL İÇERİSİNDE YAPILMADIĞINI SORGULUYORSUNUZ”
Annelere parklar, bahçeler, kültür merkezi, spor salonları, yüzme havuzları vaatlerinde bulundum. Bunların hepsini yapabiliriz. Bunların içerisinde koyacağımız insana yatırım yapacağız. Kültür Merkezi'nde Nazım Hikmet'i, Necip Fazıl'ı bilmiyorsa, Dostoevski'yi okumadıysa o spor salonunda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi zeki, çevik, ahlaklı çocukları koyamamışsak yaptığımız kültür merkezi, spor salonları, yüzme havuzlarının betondan başka hiç bir ifadesi ve değeri yok. Onun için çocuklara, gençlere yatırım yapacağımı söylemiştim. Kaldı ki getirdiğiniz eleştirilerde beş yıl içerisinde vaat edilenleri iki yıl içerisinde yapılmadığını sorguluyorsunuz.
“SİLİVRİ'YE DE KİMSENİN İHANET ETMEYE HAKKI YOK”
Ben konuşmama devam edeyim yüzünüz kalırsa cevap verirsiniz. Bunları beş yılda yapacağımı ifade ederken hiçbir gün ağızımdan deprem şöyle, ekonomi böyle, pandemi şöyle diye bir serzeniş, öf pöf duydunuz mu? Duyamayacaksınız da. Mücadele eden, 7/24 Silivri ile dertlenen, part time belediyecilik yapmayan, gününü 18 saatini bu belediyeye veren bir ekip olarak çalışıyoruz. Öyle haftada belediyeye üç gün uğrayacaksın, üç saatini uyuyarak geçireceksin, üç saatte imzaları atıp belediyeden çıkıp çekip gideceksin. Böyle bir anlayışla belediye yönetilemez. Silivri'ye de kimsenin ihanet etmeye hakkı yok. Buna zaten size dur diyen Silivri'nin güzel insanları müsaade etmeyecek.
“SİZ İCRAATA BAKACAKSINIZ”
Ben şehrin ayrıştıran değil, birleştireni olmak istiyorum. Kimseyi ötelemek istemiyorum. “Tarım dediniz, tarımla ilgili hiç bir şey yapmadınız, Tarım Lisesini ziyaret etmediniz dediniz”. Her gün Tarım Lisesini ziyaret etseniz kaç yazar? Çay kahve içsek kaç yazar? Siz icraata bakacaksınız. 10 Yılda yapılanlara ve 2 yılda olanlara bakacaksınız. Tarımın, çiftçinin, hayvancının, köylünün İBB'de su problemini çatır çatır nasıl gündeme getirildiğini, TBMM'de nasıl çözüme kavuşturulacağına bakacaksınız. Pazartesi o İBB meclisinde göreceksiniz ne olacağını. Topu taca atarsanız köy muhtarlarıyla İBB'yi protesto edeceğim. Yasa çıktı 22 Ocak'ta yürürlüğe giriyor. Silivri Belediyesi ne yaptı? 9 Ay öncesinden harçları sıfırladı. Ekrem İmamoğlu da su faturalarını ¼ oranında azaltacak. Çiftçinin yanında olmamak sizin işiniz. HDP, CHP, İYİ Parti Kırsal Mahalle Kanununa ‘hayır' dediniz. Her zamanki gibi topu taca attınız. İstemezuk, yapmazuk, yapılana da böyle sığ eleştiriler.
“OSMANLI TOKADINI YER GELDİĞİN YERE GERİ DÖNERSİN”
Göreve geldiğimizde tarımla ilgili durum neydi? TÜRAM'ı ziyaret ettik. O günkü TÜRAM Müdürü şuan Büyükçekmece Belediyesinde, kendisiyle görüşün. Araziler peşkeş çekiliyordu. Ecrimisil, kira almadan ektiriyordunuz. Ne güzel memleket! CHP'liysen Silivri'de yaşamak güzeldir! CHP'li değilsen Silivri'de yaşamak kötü. İnsanları ötekileştirirse, ayrıştırırsan, “Ceketimi koyar ben bu seçimi alırım” dersen Osmanlı tokadını yer geldiğin yere geri dönersin. Eşe dosta, partiliye, ecrimisil almadan, kira almadan arazileri ne yaptınız? “Alamaz, oy kaybedersin” dediler. Silivri'nin her yetimin hakkı olduğundan hareketle arazileri işgalcilerden bir bir aldık. Kimisi de şunu söyledi: “Destek olalım, traktörümüzü verelim” bunların hakkını da ödeyemem. Selimpaşa'da yaşadık bunları.
Bu yıl 2 bin 500 dönümlük araziyi Silivri Belediyesi olarak ektik. Elde ettiğimiz ürünlerin tamamını Silivri'nin köylüsü ve çiftçisiyle paylaşacağız. Daha önce 350 dönüm arpa ektik. Silivri'nin dertleri etrafında el ele tutuşacağımızı söyledim. O 350 dönüm arpayı ekenler içerisinde CHP'li, İYİ, AK Partili, MHP'li vardı. İmece usulü ile ektik. Kimi sürdü, kimi ot ilacını attı, kimi biçti. Belediyenin kasasından tek kuruş çıkarmadan 120 ton arpa elde edilerek 600 dar gelirli köylüye 200'er kg'lık dilimlerle çiftçiye dağıtıldı. Yaklaşık 6 bin adet saman balyası, 2-3 ineği olan hayvancıya dağıtıldı. Bunlar yetmez.
“İHTİYAÇ SAHİPLERİYLE PAYLAŞMAK ADINA BELEDİYE ADINA EKİM YAPMANIZI İSTEYECEĞİM”
Bir projemiz daha olacak. Silivri'de büyük çiftçilik yapan arkadaşlarımız var. Geçen gün iki kardeşimiz 20 dönüm soğan ekti. 20 Dönümün hasılatını Silivri Belediyesinin Bizden Size Sosyal Marketine veya yemekhanesine bağışlayacaklarını paylaştılar. Silivri'de tarımla iştigal eden bütün paydaşlara sesleniyorum, ektiğiniz biçtiğiniz ürünler tabi ki size bol kazançlar getirsin ama 5-10 dönüm de Silivri Belediyesi için yer ekmenizi isteyeceğim. Silivri Belediyesi aracılığıyla bunların fakir fukarayla paylaşılmasını isteyeceğim. Aşevimiz var, 500 kişiye yemek veriyoruz. Personelimize daha iyi hizmet edebilmek, onların size daha iyi hizmet verebilmesi için yemekhanemiz için özel firmadan alım ihalesini bitirdik. Yanılmıyorsam Sayalar'dan bir amca bize ulaşıyor ve don yaşanacağını ve karnıbaharını toplayamayacağını, salgın nedeniyle sokağa çıkamayacağını iletiyor. Tarım Müdürlüğümüz hemen harekete geçiyor, köy pazarındaki esnafımız 300 TL'yi toptancıya aracıya vereceği karnıbaharı 2 Bin TL'ye satın alıyoruz. Yarısı yemekhanemizde yemek oluyor, yarısı da köy pazarında o amcamız için satılıp parası veriliyor. Siz şimdi bunları görmezden mi geliyorsunuz?
Bu şehirdeki el ele tutuşmayı, barışmayı, yardımlaşmayı nasıl yok sayıyorsunuz?
“10 YILDAKİ KİTAPÇIĞI ÇIKARIRSAM UTANIRSINIZ”
Ben garibe gurabaya, yetime el uzatacağım, baronların da karşısında duracağım dedim. Varsın projelerin bir kısmı olmasın. Hiç önemli değil. 10 Yıldaki kitapçığınızı buraya çıkarırsam utanırsınız. Ne vaat etmiş, ne yapmışınız! Ben insana dokunmaya, insana yatırım yapmaya, çocuklarımıza yatırım yapmaya devam edeceğim.
Köylere uzun zamandır gitmiyorsunuz herhalde, köy okullarını bir gezin bakalım. Altı tane köy okulumuza kütüphane, bilgisayar odası, konferans salonu yaptık ve tuvaletlerini yeniledik. Dezavantajlı gruplara el uzatmak için yaptık.
Esnafa destek amaçlı bir paylaşım yaptım. Paket servislerle ilgili telefonlarını paylaştık. Çok da insani bir paylaşım. Bunun üzerinden bir eleştiriye yürümek size bir şey katar mı bilmem ama benden bir şey eksiltmez. Kaldı ki İBB, Silivri'deki esnafa kaç lira verdi? Onu soralım. Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanından isteyeceğim. İBB'den Silivri'deki esnafa 2 Bin TL yardım dediniz. Bakalım Ekrem bey vermiş mi vermemiş mi? (Melih Yıldız uygulamanın Trakyalı bir belediye tarafından yapıldığını ifade etti…)
“10 YILLIK DÖNEMDEN ELİMDE BİR A4 KAĞIDI DEĞERİNDE VERİ YOK”
Depremle ilgili en son konuşacak kişi sizlersiniz. 10 Yıllık dönemden elimde bir A4 kağıdı değerinde bir veri yok. Mirasyedi diyorsunuz ya, yok. Riskli alan tespitiniz yok, mikrobölgeleme çalışmanız yok, zemin etütleriniz yok. 4 Bin 500 hektar alanda zemin etüdü olmadan imar ve yapı inşaatına izin vermişsiniz, o ruhsatlara imza atmışsınız. Kentsel dönüşüm adı altında hiç bir şey yapmamışsınız. Kılını bile kıpırdatmayanlar, derdi kederi olmayanlar, bu ve diğer konularda yola çıkmış. Bu konuda ter dökmüş, emek harcamış insanlara laf etmesin.
“SİLİVRİ BELEDİYESİ, TÜRKİYE'DE ÖRNEK BİR BELEDİYE”
Kurduğumuz şirket bence çok anlamlı. Kentsel Dönüşüm Stratejik Belgesinin hazırlanması çok anlamlı. Yine İstanbul'da ilk'tir bir belediye Arama Kurtarma ve Afet Koordinasyon Merkezi binası inşa etti. Arama Kurtarma ekibi kurdu. Silivri'nin tarihinde ilk defa bir acıya ortak olduk. Ekiplerimiz İzmir'de, Edirne'de arama kurtarma çalışmasına katıldı. Yaklaşık 8-10 tır yardım gitti. Meclis Üyelerimizden de o yardımlara destek olanlar var.
Silivri Belediyesi, hem İstanbul'da hem Türkiye'de ayağı kalkmışken… Tarım politikalarımızla ilgili Türkiye'nin her yerinden telefon geliyor. Çorlu Belediye Başkanı Ahmet bey geldi tarımla ilgili yaptığımız çalışmalarla ilgili bilgi istedi. Afet Koordinasyon Merkezimizi gezdik. Silivri Belediyesi öncü olmuşken sizin söyledikleriniz fındık kabuğunu doldurmuyor.
Silivri Belediyesi, Türkiye'de örnek alınan bir belediye.
“BÜTÜN SORUNLARIN ÜSTÜNE YÜRÜYE YÜRÜYE, YIKIP HEPSİNİ ÇÖZÜCEĞİM”
Silivri'nin köyleri unutulmuş, Silivri sahilden ve çarşıda ibaret değil diyorduk. Bütüncül bir anlayışla Silivri'ye hizmet edeceğiz diyorduk. Bir de baktık ki merkezde çok kronik sorunlar var. 11 Yıldır yıkılamayan Emniyet Müdürlüğü binası gebe. 10 Yıldır kapalı kalan Tarihi Kısa Köprü ve 32 gözlü Mimar Sinan Köprüsü var. BP'nin arkasındaki sokaklar var. Alibey Mahallesi'nde şuan çalışıyoruz. Asbest borular var. Kanserojen borulardan su içiliyor. Yağmur ve atık suyu imalatları yok. Her seferinde iş yerlerini fosseptik basıyor. Aydınlatma yok. Yayaların bebek arabalarıyla yürüyeceği kaldırım yok. Bunlar şehrin merkezinde. Bir çıkın sahilde bir yürüyün. Vatandaştan o kadar kopmuşunuz ki… Bir esnafa uğrayın, köye gidip bağdaş kurup bir köylünün sofrasına oturun bakalım Silivri Belediyesinin eli, gözü, kulağı her yerde değil mi fark edeceksiniz. Alibey Mahallesi'nde bir teyze bana balkondan bağırıyor, “Evladım 25 yıldır buraya uğrayan olmadı” diyor. Kaldırım yok, asfalt yok, alt yapı yok. Size oy veren o güzel insanları tenzih ediyorum ama CHP'de yöneticilik yapan arkadaşların topu taca atma gibi o kadar güzel bir özellikleri var ki… Hep bir bahaneniz var.
“HİZMETLERİ SÜRÜKLEYE SÜRÜKLEYE GETİRECEĞİM”
Ben bahane etmeyeceğim, bütün sorunların üstüne yürüye yüreğe, engelleri yıka yıka hepsini çözeceğim. İSKİ bana hiç bir şey bahşetmedi, lütuf da vermedi. Silivri Belediyesi hak ettiği hizmetleri alacak. Sürükleye sürükleye getireceğim. Yapacaksınız, yapmak zorundasınız. Büyükşehir seçimlerinde Silivri'den aldığı oy oranı, İstanbul'da ilk beş ilçe arasında. Atarak tutarak bu işler olmuyor.
“DERSİNİZİ YİNE İYİ ÇALIŞMAMIŞSINIZ”
Kavaklı'daki plazma tesisine kısaca değineyim. Dersinizi yine iyi çalışmamışsınız. Silivri Belediyesi olarak iki tane cevabımız var; Kızılay ve Sanayi Bakanlığına. Bu yer, Silivri Belediyesinin bir yeri değil. Maliye Hazinesine ait. Satış ve peşkeş yok. Bize bir aşı, plazma fabrikası yapacaklarını söylediler. Silivri Belediyesi olarak planları yapmamızı istediler. Biz de Kavaklı'daki yerin, daha uygun yerler varken, buranın doğru yer olmadığını yazarak iki öneride bulunduk. Biri Büyükçavuşlu, diğeri de cezaevi karşısında Kınalı'da. Hükümetimizin o üç alan içerisinden belki Kınalı'da başka, Büyükçavuşlu'da da başka bir projesi var. Hükümet yetkilileri bana ‘sen bunu önerdin, sen benim amirimsin ben bunu yapayım' der mi? Demez. Kendi planları doğrultusunda yerli, milli bir yatırımı oraya yapıyorlar. AK Parti hükümetinin Kavaklı'da yapacağı plazma fabrikası son derece doğru bir yatırım. Türkiye için geç kalınmış bir yatırım. Milli ve stratejik bir yatırım olduğundan hareketle sonuna kadar bu projenin arkasındayız.
İSTAÇ ve Enerji A.Ş.'ye, kötü etkilerin giderilmesi için kültürel, sosyal ve spor yatırımların yapılması için bağırdım. Enerji A.Ş.'ye teşekkür ediyorum. Şimdi bu firmaya da, bakanlığa da Kavaklı'mıza spor, kültür ve sanat tesisleriyle ilgili yatırımlar yapmaları için talepte bulunacağız.
“18 MİLYONA MÜTEAHHİDE YAPTIRDIĞINIZ ÇÖP TOPLAMA İŞİNİ, 4 MİLYONUNA YAPIYORUM”
Çöp ihalesine gelelim. Lise ve üniversitede çok iyi bir öğrenci değildim ama dersleri can kulağı ile dinlerdim. Melih bey hem dersi dinlememişsin, hem de dersine çalışamamışsın. Sizin belediyeniz zamanında 18 Milyona müteahhide yaptırdığınız çöp toplama işini, ben 4 Milyonun altına yapıyorum. Sizin iddianız ne? Büyükşehir de, de burada gol atmaktan yoruldum. Ceza İnfaz Kurumları'ndan benim çabalarımla ayda 38 Bin TL destek almaya başladık. Toplam giderimiz 3.5 Milyon lira. Sizin 18 Milyon'a yaptığınız işti… Personel giderleri, araç alımları v.s. bunlar var mı? Yoktu. Bu 18 Milyon içinde sadece müteahhide ödediğiniz fatura var. Personel bizim, maaşlarını biz ödüyoruz.
Bu belediyenin arsaları niye birçok müteahhide verildi zannediyorsunuz. Daha bu müteahhide borcumuz var. Mirasyedi diyorsunuz ya! Bıraktığınız mirasa bakın! Bizim geleneğimizde reddi miras yok. Devri sabık da aramıyoruz, ama arkadaşlar rahat durmuyor. Gel gol at diyorlar. Belgelersek daha çok utanırsınız. Faaliyet raporunda belirtilen 23 Milyon rakamının içerisinde 400 personelin maaşı, ikramiyesi, kıyafeti ve 16 tane alacağımız kamyon var. Tabloya bakın, utanmanız gerekiyorsa utanın, susmanız gerekiyorsa susun, konuşmanız gerekiyorsa konuşun. Tablonun altında ben 3 Milyon, siz 18 Milyon yazmışsınız ve bu parayı yıllarca ödetmişsiniz. Faaliyet raporuna koyduğumuz o giderler, burada yok. Sizde de bizde de yok. 5 Yılda 70 Milyon çöpe gitmemiş, Silivri'nin kasasında kalmış olacak. Belediyeye 54 tane araç aldım. Daha da araç alacağım çünkü yetmiyor.
“BUNUN ADI BECERİKSİZLİK”
İşin özü, dersinize çalışmamışsınız. 3 Milyonluk işe 18 Milyon vermek içinize siniyor mu? Sosyal belediyecilik, hak, hukuk içinize siniyor mu? Vatandaşın parasını çarçur etmek içinize siniyor mu? Bunun adı beceriksizlikse beceriksizlik.”
Renginar SALİ/Sevginar SALİ
