“Türkiye’de doğal sınırımıza ulaştık”

“Türkiye’de doğal sınırımıza ulaştık”

22.01.2020 11:41:05

Özyaşar Tel ve Galvanizleme Sanayi Anonim Şirketi Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Korkusuz, dün Silivri SİAD ve Küpe FM işbirliğinde hazırlanan ve Turhan Alyakut tarafından sunulan “İş Dünyası” programına konuk oldu.
Korkusuz, firmanın kuruluş aşamasını, sektör, üretim, istihdam, pazar durumu, çevre politikaları ve yurt dışı yatırımlarını Küpe FM dinleyicileriyle paylaştı.

ŞİRKETİN KURULUŞ AŞAMASI, ÜRETİM VE İSTİHDAM
Turhan ALYAKUT: “Başta sıcak daldırma galvanizli olmak üzere tel ve tel mamulleri konusunda katma değerli birçok ürün üretip enerji ve altyapı, kablo, otomotiv yan sanayi, inşaat ve tarım, çevre ve güvenlik sistemleri gibi birçok sektörü çeşitli ürünleriyle hizmet veren bir sanayi kurumunda görevlisiniz. Bize biraz Özyaşar Tel ve Galvanizlemenin kuruluş aşamasından, kaç kişi istihdam ediyor veya hangi ürünleri ürettiğinden bahseder misiniz?
İbrahim KORKUSUZ: Şirketimizin kurucusu Ahmet Çokyaşar'dır. Ticari geçmişi Adana'da 1950'li yıllarda bakkaliye ve nalburiye ile başlıyor. Fakat daha sonrasında aile olarak 1973 yılında ticaretini yaptıkları ürünlerini üretim isteğiyle İstanbul Eyüp'te bir tesis kuruyorlar. O dönem kurulan fabrikanın genişleme ihtiyacı doğuyor. 1986 yılında şuan faaliyetini sürdürdüğü Silivri'nin Değirmenköy Mahallesi'ne taşınıyorlar. Bu taşınmada Haliç'in temizlenmesinin de bir etkisi oluyor.
Güncel şirket yapımızdan bahsetmemiz gerekirse dört farklı üretimle devam eden faaliyetler ve Arnavutluk'ta yapımı devam eden bir projemiz var. 2017 yYılında da Kurumsal Dönüşüm Projemizle birlikte Çokyaşar Holdingimizi kurduk. Çelik tel ürettiğimiz tüzel kişiliklerimiz holding çatısı altında konsolide edildi. Çokyaşar Holding çatısı altında bulunmaya fakat ailenin iştiraki olan Demsaş Alüminyum firmamız da Silivri'de faaliyet gösteriyor. Bunun yanı sıra yine aile ortaklarının bulunduğu Alfa Metal firması da alüminyum profile hammadde sağlıyor. Silivri bölgesinde bulunan Çelik Tel ve Alüminyum tesislerimizde yaklaşık olarak 550 personelle faaliyet gösteriyoruz. Holding ve grup şirketlerimizde ise toplamda yaklaşık olarak 1000 kişi istihdam etmekteyiz. Özyaşar firmamız; soğuk çekilmiş tel, galvanizli tel, kaynak panel, diken tel, tal tel ve helozyon tel olmak üzere altı tane grupta üretim gerçekleştirmekte. Firmamız hem yüksek, hem düşük karbonlu galvaniz çelik tel üretebilme kabiliyetinin bulunması ve aylık 10 bin tonu aşan üretim gerçekleştirmesiyle sektörde faaliyet gösteren diğer rakiplerinden farklılaşıyor. Düzce tesisimizde ise yüksek karbonlu yaylık çelikten üretimimiz mevcut. Adana tesisimizde de düşük karbonlu galvanize üretimine devam ediyoruz. İzmit'te yeni faaliyete geçen firmamızda inşaat sektöründe çelik beton donatı teli üretmekteyiz. Diğer şehirlerde gerçekleştirilen üretimimizle birlikte yıllık 250 bin ton bir üretim gerçekleştiriyoruz. Tabi bizde kapasite, çap farklı şeylere bağlı olduğu için sadece genel üretim yapsak 500 bin ton bir kapasiteden de söz edebiliriz ancak şuan ürettiğimiz nitelikli ürün gruplarında 250 bin tonla yaklaşık olarak yüzde 94 kapasite kullanımına ulaşmış durumdayız.

“TÜRKİYE'DE DOĞAL SINIRLARIMIZA ULAŞTIK”
Turhan ALYAKUT: Yurt içinde veya yurt dışında yatırım yeri seçerken ne etkili oluyor? Avrupa pazarına dala kolay ulaştırma mı, iş gücünün daha ucuz olması mı, yoksa hammaddeye daha kolay ulaşım mı sizi Arnavutluk'ta yatırım yapmaya iten ne oldu?
İbrahim KORKUSUZ: Tabi Türkiye'de çelik tel üretiminde bahsettiğim tonajlardan dolayı doğal sınırlarımıza ulaştığımızı düşünüyoruz. Bu nedenle artık yurtdışı yatırımlarımızın vaktinin geldiğini düşündük. Bu sebeple önce birkaç aday ülke belirlendi. Yer seçimi kriterleri dikkate alınarak pazara ve hammaddeye yakınlık, iş gücü ve benzeri detaylarla birlikte Arnavutluk'ta karar kılındı. Burada tabi ulaşımda da kolaylık söz konusu. Çelik sektörüne uygulanan bazı kotalar ve vergiler var. Arnavutluk şu an diğer ülke kotalarına düşüyor. Onlarda da yaşanan boşluktan dolayı biz orada kurmayı tercih ettik.

GALVANİZLİ TEL'İN ÖZELLİĞİ
Turhan ALYAKUT: Sıcak daldırma galvanizli tel dediğimiz ürünün özelliği nedir? Nerelerde kullanılıyor? Normal telden farklı ve avantajı nedir?
İbrahim KORKUSUZ: Sıcak daldırma galvanizli tel için bir elektronitik, bir de daldırma yöntemi vardır. Korozyona dayanıklılığı yüksek olan daldırma yöntemidir. Korozyona sınırlı ısıya dayanım gerektiren her alanda kullanılabiliyor. Kapalı alan kullanımlarında daha uzun süre korozyona dayanım sağlarken, açık alan ve denize yakınlık gibi dış etkenlerle dayanım süresi düşebiliyor. Korozyona dayanım optimizesi ise kaplama miktarındaki artışla sağlamak mümkün. Galvaniz kaplamanın boyanması durumunda açık alanlarda 10 yılın üzerine kadar dayanım sağlayabiliyor. Yardımcı malzemelerle geri dönüşüm tesislerinde de döndürülebiliyor. Böyle bir avantajı var. Kullandığımız çinkonun da hurda olarak ayrılan kısmı yine yüzde yüz olarak dönüştürebiliyor. Homojen bir kaplama yöntemi olduğunda yüzeyin tamamında koruma sağlıyor. Galvaniz, bu gördüğünüz yoldaki direklerden birçok sahada kullanılmakta. Kaliteli kontrol prosesiyse basit bir proses ve çinko katmanı kontrol edilebiliyor.

“PAZARA DAHA YAKIN ÜRETİMLER YAPMAK AMACINDAYIZ”
Turhan ALYAKUT: Buradaki sektörler bu ürünlere doydu ve yeni pazarlara ihtiyaç var diyebilir miyiz?
İbrahim KORKUSUZ: Aslında baktığınız zaman alt yapı yatırımları ülkelerin ekonomik gücüyle orantılı. İspanya ve Portekiz inşaat ve alt yapıyla ekonomisini büyütmenin sıkıntısını yaşadı. Daha sonra üretim sektörüne ağırlık vermeye başladılar. Bu yönden baktığımızda sektörün büyümesi iç pazardaki yatırımların oluşması durumunda suni oluyor. Bir dönem bunu inşaat sektöründe yaşadık. Bu nedenle uluslararası pazarlardaki Pazar payımızı ve toplum üretim içindeki katma değerli ürünlerde miktarsal ve cirosal büyüme daha sağlıklı oluyor. Yurt dışında yatırım yapmamızın sebebi de Pazar payımızı arttırabilmek. Amacımız pazara daha yakın üretimler yapabilmek.

“SOSYAL MEDYA VE SOSYAL İŞ ALANLARINI ETKİN KULLANIYORUZ”
Turhan ALYAKUT: Pazarlama
ve satış stratejisi için marka kavramını nasıl yürütüyorsunuz?
İbrahim KORKUSUZ: Kurumsal Dönüşüm Projemiz kapsamında Satış ve Pazarlama Birimlerini birbirinden ayırarak departmanlaştırdık. Ürettiğimiz ürünler genel olarak farklı sektörlerin girdileri olmakta. Sektördü bilinen ve aranan bir marka olmamıza rağmen nihayi tüketici tarafından bilirliğimiz tarafından düşüktü. Pazarlama ve Kurumsal İletişim Departmanımızın son dönem yürüttüğü çalışmalarla sektörün dışında nihayi tüketici tarafından da tanınmaya başladık. Burada etkin kullandığımız araç sosyal medya ve sosyal iş alanları oldu. Dışarıda gördüğümüz birçok yeşil kaplı panel çitlerin üretimini gerçekleştirmekle birlikte bu üretimi yapan firmalara da galvaniz tel sağlamaktayız. Uygulamayı yapmadığımız için markamız bilinmez, daha çok uygulamayı yapan firmanın tabelasıyla görünür.

“BİRİ OLMAZSA
DENGENİZ BOZULUYOR”
Turhan ALYAKUT: Pazarlama ve satışta önceliğiniz kâr mı, cirosal büyüme mi, yoksa pazar payı mı?
İbrahim KORKUSUZ: Küreselleşen dünyada biz bunları birbirinden ayıramıyoruz. Son yıllar ülkemiz ve sektörümüz açısından zor. Dalgalı bir kur ve dalgalı bir enflasyon sanayici için yönetmesi kolay olmadı. Biz de kısmi olarak yatırımlarımızı tamamlamıştık ve kapasite artışımız oluşmuştu. Aynı zamanda katma değerli üretim payımızı da toplam üretim içerisinde artırmıştık. Karşımıza çıkan en büyük zorluk ABD'den getirilen vergi oranları ve buna bağlı olarak uyguladığı ABD'deki vergiden kaçanlar bize satış yapmasın düşüncesiyle getirdiği kotalardı. Bu dönemde yayılmacı politika izleyerek gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelere sık ve kısa süreli ziyaretler gerçekleştirdik. Projeksiyonlarımızı da uzun yerine kısa vadeli yapıp sürekli değerlendirmeler yaşadık. Bu sayede ihracatımızı artırmanın yanı sıra yüzdesel dağılımda da bir denge oluşturarak pazardaki payımızı arttırdık. Belirtiğiniz üç amaç artık sacın üç ayağıydı. Biri olmazsa dengeniz bozuluyor. Artan maliyetlerden ve oluşabilecek risklere karşı kâr marjınız da olmalı. Küresel rekabetten dolayı kâr marjınızı korumak için ürün çeşitliliği cirosal büyümeyi de tetikliyor. Cironun büyüklüğünün sağlıklı olması da pazar payınızın arttırmanızı gerektiriyor.

“FİNANSI YÖNETMEK ÇOK ÖNEMLİ HALE GELDİ”
Turhan ALYAKUT: Döviz dalgalanması ihracatınızı nasıl etkiliyor?
İbrahim KORKUSUZ: Geçmiş dönemlerde firmalar hep satışa odaklanırdı ve piyasada belirli bir fiyat yoktu. Hep pazarlık usulüydü. Artık bir yere gittiğinizde ‘kredi kartı değil de nakit versem' dediğinizde indirim yapmıyorlar çünkü artık kullanılan birçok finansman enstrüman var. Bu rekabet ortamında herkesin kâr marjı gerçekten çok düştü. İhracat için en büyük sorun kurlardaki dramatik iniş ve çıkışlar. Yüksek miktarda kısa vadeli çıkışlar da inişler de bizim için sorun çünkü sanayici her zaman borçludur. İhracatçının istediği ise kurun enflasyon oranındaki artıştır diyebilirim. Firmamız özelinde ise kotanın olmadığı durumlarda AB ülkeleriyle auro paritesi yüksekse AB'ye satışlarımız artıyor çünkü çelik sektörümüz genel olarak hurda fiyatlarından dolayı dolarla çalışmakta. Eğer AB ülkelerine kotamız dolmadıysa auro parite artışlarında avantaj sağlıyoruz. Finansı yönetmek çok önemli hale geldi çünkü belli bir satın alma, belli bir satış fiyatı var ama kullandığınız enstrümanlarla ancak bu kârınızı realize edebiliyorsunuz. Biz de bunu en iyi şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Değişimlerden etkilenmemeye çalışıyoruz.

“HEM İNSANA, HEM MAKİNEYE YATIRIM YAPIYORUZ”
Turhan ALYAKUT: Lider konumundaki bir firma olarak Ar-Ge İnovasyon konusundaki çalışmalarınız nasıl gidiyor?
İbrahim KORKUSUZ: Hem insana, hem makineye yatırım yapıyoruz. Ürün gamının fabrikalar bazında değişmesi ve katma değerli ürün üretme çalışmalarıyla birlikte bazı değişiklikler de oluştu. İnsan kaynağı tarafından bakarsak beyaz yaka oranlarımızda fabrikaların ürettiği ürün niteliğine göre değişimler oldu. Düzce fabrikamızda beyaz ve mavi yaka oranı yüzde 30'lardayken Silivri'de yüzde 24'lerde, Adana'da ise yüzde 10. Hemen hemen benzeri ürün üreten bir şeyde bu dalgalanmanın neden olduğunu sorarsanız üretilen ürünün katma değeri, kalite kontrolündeki daha yüksek ihtiyaçlar ve benzeri. Bunlar tabi bir takım gereklilikler oluşturuyor. Bu rekabet ortamında bir şekilde Ar-Ge ve inovasyon, yani bu insana yaptığınız yatırımın da katma değerini yönetebilmek için verimli bir şekilde makinelerde de üretilebilmesi lazım. Bununla ilgili bir takım gelişmelerimiz var. Resmi bir Ar-Ge merkezi olmasa da Ar-Ge Ürün Merkezimiz var. Kendi içimizdeki proseslerimizi değerlendirdiğimiz, iyileştirmeye çalıştığımız, hem TÜBİTAK'la işbirliği yaptığımız bazı alanlar var. Markalaşmada ilk defa bu sene, 50 yılın üzerinde bir markamızın olmasına rağmen ve sektörde yüksek bilinirliğimiz olmasına rağmen, yurt dışı marka tescillerimizde eksiklerimizin olduğunu fark ettik. Bunları tamamlamaya çalıştık. Bununla birlikte Çokyaşar Akademi'yi kurduk. Özellikle orta kademe ve mavi yaka çalışanlarımızın eğitimlerini arttırmaya çalıştık. Bu eğitimler sadece mesleki değil aynı zamanda genel amaçlıydı. Yöneticilik ve liderlik eğitimleri vererek onların da bu organizasyonda işi sahiplenmelerini istedik. Bu çalışmalarla rekabette öne geçmeye çalışıyoruz.

“ARITTIĞIMIZ ÜRÜNLERİ DE GERİ DÖNÜŞTÜRÜYORUZ”
Turhan ALYAKUT: Kurumuzun çevresel politikası nasıl?
İbrahim KORKUSUZ: Üç fabrikamızda da hem yasa gereği, yasadan önce de arıtmalarımız kurulmuştu. Arıttığımız ürünleri de mümkün olduğunca geri dönüştürüyoruz. Bası prosesleri ileri dönüşüm yapıyoruz. Çevreye en az atığı atmaya çalışıyoruz. Arıttığımız ve çıktısı olan suyu çevre sulamalarımızda kullanıyoruz. Mümkün olduğunca su sarfiyatını azaltıyor ve çevreye katkı sağlıyoruz. Bütün atıklarımız lisanslı ve mutat kuruluşlarında kayıtlı olarak bertaraf yöntemleri yapılıyor. Bu şekilde çevreye elimizden geldiğince katkı sağlamaya çalışıyoruz. Bu sadece yönetim olarak sahip çıkacağımız bir şey değil, çalışanların da büyük payı var. Bir arkadaşımızın fikriyle yemek artıkları hayvan dostlarımıza yem olarak dönüşebildi.
Turhan ALYAKUT: Son örnek için bütün hayvanseverler adına teşekkür ediyorum. Çok önemli ve özel bir proje
gerçekleştiriyorsunuz.

“TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNİ AYDINLIK GÖRÜYORUZ”
İbrahim KORKUSUZ: Firmamızı tanıtma şansı verdiğiniz için şahsım ve kurumum adına teşekkür ediyorum. Projede emeği geçen SİAD ekibine ve SİAD Basın Komisyon Başkanımız Dilek Sırdaş'a teşekkür ediyorum. İleriye dönük projelerimiz var. Arnavutluk yatırımının dışında AB ülkelerinden birine yatırım yapmayı düşünüyoruz. Türkiye'nin geleceğini aydınlık görüyoruz. Sanayi devlerini yıllarca çok geriden takip ettik. Endüstri 4.0 kavramıyla ilk defa bu kadar yakından takip ediyor ve eş zamanlı ilerliyoruz. Sanayi Odası'nın yaptığı dijital dönüşüm projelerinde de aktif rol almaya çalışıyoruz. Bunu inşallah bölgemizde birlikte yansıtmaya çalışacağız. Renginar SALİ

YORUM YAP