Ahmet Yücegök

Silivri siyaseti (Yücegök yazısı)

Fransa’da meydana gelen cinayetlerin henüz dumanı tütüyor. "Orası Fransa, burası Türkiye bize şey olmaz” demeyin. Artık uzak yakın yok Dünya bir apartman gibi… Tıpkı, ayni apartmanda yaşayan komşular misali, birlikte yaşıyoruz "Silivri nere, Paris nere” diyemeyiz. O nedenle Paris’teki terörü lanetliyorum…

***

Seçimlere epey var. Belki de o sebepten, Silivri’nin siyaset mahallesinde henüz ciddi bir hareketlenme görülmüyor…

Klasik "seçim startını verdik” demeçlerini saymıyorum…

Demek istediğim, seçimlere yönelik ortada dişe dokunur her hangi bir şey yok…

***

Silivri’de CHP Örgüt Toplantısı kapsamında ortaya çıkan (8) adayın da, seçim çalışmalarının başlangıç işareti olarak de saymıyorum…

Asıl "Seçim startı” demek "seçim vaatleri” demek…

Seçim demek… Yönetmeye takip olmak demek…

Seçim demek… "Şu an ülke kötü yönetiliyor, biz daha iyi yöneteceğiz” demektir.

Seçim demek… Yeni bir "umut” demek. "Umut vermek” demek…

***

30 Mart 2014 Yerel seçimleri yapıldı…

Silivri ölçeğinde CHP ipi göğüsledi…

30 Mart 2014’den bu güne sanki siyaset tatilde gibiydi. Yerel yönetimde değişiklik olmadığı için olsa gerek, muhalefet kanadından dişe dokunur eleştiri yoktu…

***

Yakın zamanda, MHP ve AKP Silivri İlçe Genel Kurullarını tamamladılar. Seçilenler görev bölümlerini de yaptılar… Her iki partinin genel kurullarında iki liste yarıştı. İlk bakışta "parti içi demokrasi” açışından iyi geçti denebilir…

***

MHP’nin ikinci listesi pek sancılı sayılmaz. Belli ki, genel kurula götüren ve ayni zamanda birinci liste yönetim baskıya başvurmamış. Belki de o nedenle fazla sesler çıkmadı…

AKP’nin "ikinci listesi” ortaya çıktığında "hiç hoş karşılanmadı” diyebiliriz. Hatta "İLÇE ÜSTÜ” güçleri öfkelendirdi, diyebiliriz…

Oysa… İkinci listeyi yakından tanıyorum. İyi niyetliler. Otoriteye itirazları var. Ve en önemlisi Partilerinin Silivri’de konumunu yükseltme iddiaları var. Lakin ilk başta "İlçe üstü” güçler araya giriyor "Tek Liste olmaz” diyor…

Bu "olmaz” deyiş öyle bir deyiş ki, ne anlama geldiğini, en iyi bilenler bilir…

Neyse… İkinci listede direnen, bu iyi niyetli arkadaşlarımız, "ikinci liste” isteklerinde, ısrar ettiler ve genel kuruldan "ikinci” ayrıldılar. Ardından, Yönetim Kurulu kendi arasında görev dağılımı yaptı… Şimdi, Haziran 2015’de yapılacak olan Genel Seçime hazırlanıyorlar…

***

CHP’nin Hafta başında "Örgüt Toplantısı” yapıldı…

Gündüzden söylenen, toplantı, aylık ve sıradan bir örgüt toplantısı…

Gel gör ki, öyle olmadı…

30 Mart 2014 Yerel Seçimi ve öncesi günlerde görmediğim birçok insanın parti binasında gördüm. Yönetimin bu ilgiden memnun göründüğü gözlerinden okunuyordu. Önceki toplantılarda var olan "taraflar” sanki yok olmuştu. Belki de o nedenle bu durum yönetim tarafından "kötü bir şey” olarak algılanmadı…

2015 Haziran seçimleri için CHP’nin, Silivri’den (1) Milletvekili aday, adayı ile komşu ilçelerden (7) olmak üzere toplam (8) aday, adayı toplantıdaydı. Ve aday, adaylarının her birinin üyelere söyleyecekleri vardı. Aday, adayları, her ne kadar tanınmış olsalar bile yine de birkaç laf edecekleri anlaşıldı. Çünkü, henüz, aday, adayı olmalarına rağmen ve aday olup olmayacaklar henüz bilinmemesine rağmen, aday, adaylarının kendilerini tanıtmak için en uygun zemindi bu toplantı…

İlçe Başkanı Mümin Tuğlu Genel Merkez ve İl Başkanlığının mesajlarını ilettikten sonra, başkaca bilgi almak isteyen olup, olmadığını sordu ve ardından aday, adaylarına söz vereceğini söyledi…

Sorusu olan çıkmadı…

Sıra, aday, adaylarının kendilerini tanıtımına geldi…

Eh… Politikacının kendini tanıtımı "reklam” filmi gibi olmuyor…

Mikrofon eline geçince kolay bırakmıyor…

Neticede…

Kısa konuşan pek olmadı…

O nedenle de, kısa sürmesi beklenen toplantı epey sürdü…

Gözlemim…

Bu seçimde CHP’ye ilgi daha fazla olacak!

Nedeni… Silivri, birkaç hafta önce AKP İlçe Kongresini gördü. Orada ki heyecanın ne kadar olduğunu biliyorum…

***

Haftanın en dikkat çekeni ise Eğitim Bir Sen yöneticilerinin AKP Silivri İlçe Başkanı Dilek Demiral’a yaptıkları ziyaret…

Sanki geç kalmışlar gibi koşa, koşa yeni seçilen başkanı ziyarete gitmişler. Bir memur sendikasının bir Siyasi Parti İlçe Başkanını ziyareti bu…

Bu ziyaret bana tebrikten ziyade teşekkür ve minnettarlık duygusundan kaynaklanan bir durum gibi geldi…

Ama… Unutulmaması gereken… Öğretmenler hangi sendikadan olurlarla olsunlar sonuçta bu Devletin Memurları. Partiler iktidara gelirler günü gelince giderler ama onlar kalıcıdırlar. O nedenle AKP gitmeyecekmiş gibi onun memuru gibi davranışlar öğretmen arkadaşlara zarar veriri diye düşünüyorum…

Onların gönlünde yatan her hangi bir parti vardır. Seçimlerde onun lehinde görüş belirtebilir ama bir siyasi parti militanı gibi makamını kullanamaz…

 

BİR NAZIM HİKMET GEÇTİ

Doğumu tarihi 15 Ocak 1902 Selanik…

Tanışmadık; ama sevdik.

Hem de çok… Topraklarda yaşayan üreten, ezilen ve özgürlüğe aşık, kim varsa onun adını ezbere bilir. Soğuk savaş yıllarında iktidarlarca "vatan haini” ilan edildiği zaman bile ezilenlerin el kitabıydı şiirlerinin olduğu kitapları…

Kısaca…

Her, insan hakları ve özgürlük savunucusunun, en sıkıntılı anlarında mırıldanacağı birkaç satırı ezberindedir…

Ve… Haydarpaşa Garı’nın 1941 Yılında saat 10’nu 5 geçe” diye başlayan "Memleketimden İnsan Manzaraları” destanında herkesin ADI vardır…

Ve inanın…

En moralsiz olduğu anlarda, kendini en güçsüz hissettiği anlarda, bir şiirinde geçen "düşmana inat, bir gün daha yaşamak için direneceksin "dizelerini tekrarlamak insanı rahatlatır...”

Selam olsun!

 

BUNU DA BÖYLE BİLİN

Bu köşeden zaman, zaman sağa sola uyarılarım oluyor. Bazen dozunun da kaçtığı olmuştur. Bu aşırılık, kimi isteyerek, kimi de "amacını” aşmıştır…

Lakin şu kadarını söyleyeyim, hiç biri kötü niyetli değil, hiç birinin "arka planında” asla ve asla art niyet yoktur…

Bazı dostlardan tarafım/tarafsızlığım konusundan uyarı almaktayım…

Empati yapıyorum!

Bunları iyi niyetli uyarılar olarak kabul ediyorum…

***

Tarafsızlıktan benim anladığım…

  • "Savaşız Sömürüsüz Bir Dünya” demektir…
  • "Emekten yana” olmaktır…
  • "İnsan Hakları ve Evrensel Hukuktan” yana tavır koymaktır…
  • "Kamudan” yana taraf olmaktır…
  • "Ülkemden” yana olmaktır…
  • Silivri’den tarafa olmaktır…

Bu ölçülerimden asla taviz vermedim, vermem ve bunlardan taviz vermemekten de hiç gocunmadım, gocunmam da…

Siyasal yelpazede "durduğum” yeri belirlerken de, yukarıda saydığım olan bu ölçüler belirleyici olmuştur hep… Ve hayata dair sözlerim ve itirazlarım da hep bu ölçüler içinde olmuştur…

Günün güç dağılımına göre tavır almayı asla ve asla onaylayanlardan olmadım. Olanları da hiçbir zaman hoş görmedim. Görmem de…

Kısaca…"Güce Tapmak” benim kitabımda yazmaz.

Yani… Amacım olan "kaleyi fethetmek” için "Güce Tapmak” ve "Darbecilik” hiçbir zaman kabul edeceğim mücadele tarzı olmamıştır bu güne kadar…

Geçmişten bu güne değin, benzer "sivil ve askeri” dönemler yaşadım. Zirvede ki güçlüleri gördüm ve güçlerini nasıl kullandıklarına tanıklık ettim. Elimden geldiğince karşı durmaktan da çekinmedim güçlülerin, güçsüzlere karşı zalimce davranışlarına karşı...

O günlerin güçlülerinin, daha sonra düştükleri "kötü” günlerine de bu gün olduğu gibi geçmişte de tanıklık etmişliğim var…

Bütün bunlardan sonra "yarını bu günden görebiliyorum” diyorum…

Sonuç… Buradan "Hep bizim tarafı eleştiriyorsun” diyen dostlarıma sesleniyorum…

Dostlar… Kişisel çıkarları için, ülkesinin çıkarına kıyanlar ve su veya bu biçimde erki eline geçirenler ve siyasi çıkarları için bu ülke insanını, acımadan, bir birine düşman etmeye çalışanlar hariç, hepimizin aynı tarafta olduğumuzu göreceksiniz. Bundan hiç kuşku duymadım…

Bütün bu nedenlerden dolayı, hiçbir zaman sizlerden farklı tarafta olduğumu düşünmedim…

Bunu da böyle bilin…

 

KISA-KISA…

  • Yeni hazırlanan TORBA YASA ile işverenlere çalıştırdıklarını işten atmaları daha kolay hale getiriliyormuş. Ayrıca, işverene verilen cezalarda da indirim varmış...
  • Tahmin ediliyormuş ama Silivri’de bu kadar Bulgaristan Göçmeni bulunduğunu Bulgaristan Göçmenleri Derneği kurulduktan sonra anlaşılmış deniyor…
  • Haftanın belli günlerinde avlanma izni verildiğinden, o günlerde Damandra ve Sayalar avcı doluyormuş…

YORUM YAP