Ahmet Yücegök

Silivri'den

Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının etkisi bu hafta başında da kendini gösterdi.
Ardından, AKP iktidarı döneminde yasaklanmış olan Silivri'nin 95. Kurtuluş yıldönümü kutlaması yapıldı…
Kutlama, (1) Kasım akşamı Silivri Belediyesi Önder Yılmaz Tiyatro Salonu'nda “Silivri'ye Canım Kurban” belgeselinin tanıtım töreni ile birlikte yapıldı...
Kutlama sonrasında, Silivri Belediyesi'nin armağanı olarak belgeselle ilgili DVD dağıtımı yapıldı…
***
“Silivri'ye Canım Kurban” belgeselini izlerken duygulanmadım desem yalan olur. İzleyici sıralarına baktım bir çok gözyaşlarını silen gözüme takıldı…
Kişilerin anıları tazelenmişti…
Duygu yüklüydüler…
Her nedense …
Yıllar önce kent plancısı birinden duyduğum “her kentin bir hafızası vardır” sözleri aklıma geliverdi ...
Ve…
Yıkılan Silivri Lisesi Binası gözümün önüne geldi…
Ve, Ulusal basına bile malzeme olan kuvvetli rüzgar sahilde kayıkları yine alt üst etti hafta içinde...
***
Ve, bir önceki haftanın sonunda, Silivri Spor Kulübünün Pazar günü kazanması, yeni sezonun ilk galibiyeti olarak müthiş bir sevinç yaşandı...
***
Silivri Hapishanesi nedeniyle, Silivri hafta boyu ulusal basının ve televizyonların ilgi alanındaydı. Sevinsek mi, üzülsek mi?

HAFTANIN SÖZLERİ…
AKP Silivri İlçe Başkanı Rıfat Kutlu:
“Siyasetçiler Boğluca Deresi Üzerinden demagoji yapıyor” demiş…
Söyleyene bak!
Ve, söylediklerine!
Boğluca Deresi düzenleme işi başlayalı nerdeyse (9) yıl olmuş ve hala bitmemiş, insan bu konuyu açmaya utanır…
Boğluca Deresi işini Silivrililer neredeyse (9) yıldır görüyor ve izliyor…
Ve… Devam ediyor…
“Silivri'yi cezalandırmak istesek herhalde %15 oy aldığımız Sayalar'ı cezalandırırız değil mi ?” diyor…
Sanki, Sayalar Mahallesi, Silivri'nin bir mahallesi değil de, Cizre'nin bir mahallesiymiş gibi…
Neyse…
Kim ne derse desin ben AKP İlçe Başkanı Rıfat Kutlu'nun bu sözlerini “haftanın sözleri” olarak değerlendiriyorum...

ÇEVREMİZDEN...
Geçen haftalardan biliyorsunuz, Çerkezköy - Silivri arasına yapılmasından vazgeçilen “Kömürlü Termik Santral” Trakya'nın başka yerine kaydırılıyor…
Bu defa ki yeri şahıs arazileri üzerine değil, ağırlıklı olarak, kamuya ait orman ve hazine araziler üzerine…
İlgililerin yazışmalarından anladığım kadarıyla (19) Kasım'a kadar itiraz süresi var...
Kısaca...
Henüz tehlike geçmiş değil…
Trakya hala tehdit altında. Çünkü, İlgili bakanlık Trakya'ya KÖMÜRLÜ TERMİK SANTRAL kurmakta kararlı...
Da … Gözlemim…
Başta Silivrili Çevreciler olmak üzere ülkemizin tüm Çevrecileri de bu Kömürlü Termik Santrali Trakya'ya yaptırmamakta kararlı…

GENEL SİYASET...
AKP'nin partiye mensup belediye başkanları üzerinden başlattığı “istifa ettirme” serisi hafta boyu devam etti.
Biliyorsunuz…
İstifa tek taraflı bir karardır…
Ama bu istifaların pek öyle olduğu söylenemez. Çünkü, her biri bir şeyler ima ederek istifa ediyor…
Ne ima ettiklerini de herkes biliyor…
***
Genel Başkanın dillendirdiği “istifa edecekler” sözleri anında yerine getirilmedi. Azda olsa Başkanlar direndi…
Ve, bu istifaların altı doldurulmadı…
Neden istifa ediyorlar? Ne yaptılar, suçları ne? Suçları o kadar büyük müydü?
Öyle olunca da…
İstifa eden başkanlar ZAN altında kalıyor...
Ne var ki…
Balıkesir Büyük Şehir Belediye Başkanı bu seriyi bozdu…
Televizyonların karşısına geçerek tüm ülkeye hem partiden hem Belediye Başkanlığından “neden istifa ettiğini” açıkladı…
***
Bu Belediye Başkanlarının istifa veya görevden alınma meseleleri yeni değil öncesi de var… HDP'li Belediye Başkanlarının tamamı görevden alındı, hatta Meclis üyeleri bile…
Yerlerine KAYYUM atandı, beterin beteri misali…
Ülkenin geldiği noktaya bakın!
Demokrasimize bakın!
Bakın da… Hizaya gelin…

YENİ DUYMUŞLAR GİBİ…
Hafta içinde AK Parti sözcülerinin ağzından yine inciler döküldü…
CHP Sözcüsü Bülent Tezcan Genel Başkanlarına “diktatör” demişmiş...
Bildiğim kadarıyla, bu tanımı “hain darbe” girişimi sonrası kabul edilen OLAĞANÜSTÜ HAL ilanından sonra CHP'li yöneticilerin sıkça tekrarladığı bir tanım olarak biliyoruz…
AKP'li sözcüler, sanki yeni duymuşlar gibi CHP Sözcüsü Bülent Tezcan'a ağızlarına geleni söylediler…
Onunla da yetinmedi Cumhuriyet Halk Partisi için “Faşist Parti” dedi...
Yetmedi AKP'li bir Milletvekili, AKP'li yetkililerin sık sık yaptığı gibi yine İnönü'ye sadırdı.
Ve, herkesi biliyor ki İnönü sonrası Atatürk… Neyse… Ne olur, ne olmaz burada keseyim…

SIFIRA SIFIR...
Tam da “Tapu ve Ecrimisil meselesinden bu hafta da TIK yok” diyecektim ki gazetemde ki “Silivri AKP'de Muhtarlar Zirvesi” başlıklı haber aklıma geliverdi…
O toplantıda, sözde Muhtarlar taleplerini dile getirmişler ve sözde AKP yetkilileri de not almışlar. Bir tek “nereye” not aldıklarını yazmamış…
Ben tahmin ediyorum ama neyse…
Kaçıncı not . Kaçıncı toplantı. El insaf…
Haberin altına bakıyorum, İlçe Başkanı hiç üşenmemiş, AKP iktidara geldiğinden bu yana nerelere neler yapılmış onları tekrarlamış…
Da …
Ben diğer muhtarlara değil de sözüm daha fazla Çayırdere, Sayalar ve Danamandra Muhtarlarına ki, her biri yakından tanıdığım, bildiğim insanlar. Ki, onlar, en yakıcı sorun olan TAPU ve ECRİMİSİL sorununu dile getirenlermiş. Fena da etmemişler…
Da…
Sonuç “sıfıra sıfır, elde var sıfır”...

VE BİR İLK...
Olay Silivri'de değil ama ilgimi çekti de yazıyorum…
AKP Büyükçekmece İlçe Teşkilatı, hafta içinde, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi tarafından yenilenen köprünün açılışını kurdele keserek yaptı...

İSTER İNAN / İSTER İNANMA...
“Dizlerimin üzerinde yaşamaktansa ayaklarımın üzerinde ölmeyi tercih ederim.” (Che Guevera)

YAPTIĞINA BAKAR MISINIZ?...
Diktayla yönetilen bir ülkede Diktatör, akıl hastaneyi gezmek ister…
İster de, isteği olmaz mı?
Olur tabii…
Gelmişken ateşli bir konuşma yapar…
Konuşmanın sonunda bir kişi hariç coşku ile alkışlarlar…
Diktatör o bir kişiye “sen neden alkışlamadın” der…
Kişi “efendim ben hastabakıcıyım” der...

YORUM YAP