Ahmet Yücegök

İZLENİMLERİM


24 Kasım Öğretmenler günü…
Günün kutlaması her zamanki gibi değildi Silivri’de…
Tören alanında yalnız İlçe Milli Eğitim Müdürü vardı…
Ne hikmetse…
AKP heyeti yoktu …

Sonradan "mazeret” açıklaması da okumadım, duymadım …
&&&
Bir gün sonra…
24 Kasım, Pazar gününe rastladığından köy okullarında eğitim hizmeti veren eğitim emekçilerini, 25 Kasım günü ziyaret ediyoruz…
&&&
Sabah yola çıkıyoruz…
Güzergahımız …
Danamandra, Sayalar, Çayırdere, Beyciler ve B.Çavuşlu…
&&&
En uçtan başlıyoruz…
Danamandra Köyü İ.Ö.Okulu…
Sıcacık bir okul…
Cıvıl, cıvıl öğrenciler …
Hizmetlinin haber vermesiyle, genç bir bayan Okul Müdürü bizi karşılıyor. Böylece, hem, Müdürlük, hem de derse girdiğini anlıyoruz. Çaylar gelene kadar odamız, Bayan ve erkek öğretmenlerle doluyor. Tamamı genç …
Bir gün geç olduğunu da söyleyerek günlerini kutluyoruz. Hoş beş sonrası. Okul hakkında bilgileniyoruz…
Teşekkür ediyor ve kolay gelsin diyerek ayrılıyoruz…
&&&
Sayalar Mahallesi …
Okulda tek öğretmen var. ..
Yanlış duymadınız…
Tek bir erkek öğretmen…
Eşi Sayalar’a çok yakın ama Çatalca’ya bağlı Hallaçlı Köyünde öğretmenmiş…
Devasa bir okul…
Tek bir öğretmen …
(4) Sınıf bir arada…
Bu zamanda…
Çağ dışı bir uygulama …
Uzun zamandır böylesini görmemiştik. Duymamıştık…
Kısaca…
Öğretmen arkadaşımın işi zor…
Hoş…
O da zorluğunu biliyor. Bu zamanda böyle bir uygulamanın ne anlama geldiğinin de farkında. Kocaman okulun belli bir alanını ısıtarak öğretime devam ediyor. Öğrenciler, sıcacık bu alanda mutlu. Öğretmen mutlu gibi görünmeye çalışıyor belli…
Ama, ne yapsın ?.
Ver elini Çayırdere Mahallesi…
&&&
Geliş amacımız olan öğretmenler günü kutlaması için Okul öğretmenlerini görmeden önce Okul bahçesinin yanında sağa sola savrulmuş eski püskü halılar gözümüze çarpıyor…
Belli okulun halı sahasına döşenir diye başka bir halı sahadan, sökülmüş... Ve, gördüğüm kadarıyla bunlar kullanılmaz.
Kullanılamaz.

Konu hakkında Okul müdüründen bilgi alıyoruz. Aldığımız bilgilerden sonra saha "adam” edilirse okula ve köye çok faydası olacağı kanısına varıyoruz …
Çay ikram edeyim ,diyor ama zamanlarını almamak için, işlerinden alıkoymamak adına "teşekkür” ediyoruz. Günlerini kutluyor, vakit gelmiştir diyerek, yola koyuluyoruz…
&&&
Beyciler Mahallemiz…
Okulun hizmetlisi bir bayan Okulun bahçesinde bizi karşılıyor. Okulun kapısında da bir Öğretmen bir Bayan, Okul Müdürü olup olmadığını sormuyorum …
Ardından birkaç bayan öğretmen . Ve, erkek öğretmenler…
Kendimizi tanıtıyoruz. Nereden ve niçin geldiğimizi söylüyoruz…
Ortak yan …
Her mahallemizde olduğu gibi Silivri Merkeze gidiş , gelişlerde yaşanan sıkıntılar…
Vedalaşarak ayrılıyoruz…
&&&
Ziyaret hattımızın en büyük Mahallesine geliyoruz… Büyük Çavuşlu Mahallemize geliyoruz…
Burada (3) Okul var. ..
İlkine uğruyoruz…
Okul yeni yapılmış…
Okulun içi badana kokuyor…
Yerler kireç döküntüleriyle dolu. Tuvalet ve musluklar şıkır, şıkır. Müdür ve öğretmenler odalarında masa sandalyeler yeni ama yetersiz tabi…
Okulun tamamı kullanılmadığı anlaşılıyor. Öğretmen ve hizmetli kadrosundan şikayet duymadım. Hatta, Okul Müdürü yeni bir okulda, yeni hizmet için aşırı heyecan duyuyor gibi bir izlenim aldım...
Sırada …

Yine Büyük Çavuşlu Mahallemizin iki okulu var…
Büyükten küçüğe doğru sırasıyla onlara uzanıyoruz…
Her ikisinin de talepleri farklı…
Ve, küçüğünün ihtiyaçları biraz daha fazla…
&&&
Gözlemim…
Tüm okulların en büyük eksiği öğretmen ve malzeme…

Kadrosuz çalışan Öğretmenlerin en büyük sıkıntısı "ücretler çok düşük” o nedenle, yol ve kira verecek durumları yok…
Kadroları çalışanların sıkıntısı da tam o kadar olmasa bile aşağı, yukarı ayni …
Bir başka gözlemim…
Buralar, bu mahalleler…
Kağıt üstünde Mahalle olmuş …
Ne var ki…
Yaşam köy şeklinde …
Kiralık ev yok…
Dolayısıyla …
Çalışanlar Silivri’de gidip gelmek zorundalar…
O zamanda …
Minibüslerin kalkış saatleri sorunmuş …
Ve, ve, ve …
Türkiye’nin sorunu haline gelen "taşeron meselesi” burada da karşımıza çıkıyor. Öğretmenler o kadar değil ama okul hizmetlileri dert küpü adeta…
Hizmetliler taşerona bağlıymışlar oradan maaş alıyorlarmış…
Okulun birinde…
Hizmetli bir arkadaşla konuştum…
Taşeron firma, ücretini "Kuveyt Türk” bankasına yatırıyormuş. Bu bankanın Silivri’de şubesi yokmuş. Her ay Avcılar’ a gidiyormuş…
Öğretmenler gününde …
Okul ziyaretlerinden izlenimlerimi aktardım…
İyi haftalar…

OLACAK İŞ Mİ ?
Yakın zamanda, kamuoyunun çok yakından tanıdığı Ergenekon ve Balyoz Davaları vardı. Görüldü ve sonuçlandı…
Bu günkü gibi hatırlarım…
Davalar sırasında…
Aylarca süren "ıslak imza” meselesi vardı. Bu gün halen Silivri Hapishanesinde yatan bir Albay, o ıslak imza ile ilgili olarak, her akşam, neredeyse tüm televizyon kanallar, sanki bir şeyleri saklıyormuş gibi. Sanki, birilerinden kaçıyormuş gibi koşuyordu...
Mesele aylarca sürmüştü…
Ve…
O günlerde tutuklulara karşı ileri sürülen bütün belgelerin neredeyse, tamamının "sahte belge” olduğu iddiaları vardı …
Ve, bu iddialar aylarca sürdü…
Sonun da …
Savcıların dediği olmuş.Belgelerin sahte olmadığı iddiası kabul edilmiş Mahkeme de o belgelere göre kararını vermişti …
Şimdi…
O günü "Taraf” olan bir gazete ve oradan sızdırılan belgelerden yola çıkarak açılan davaları etkileyen belgeler bu günden başlayarak birer, birer ortaya döküleceğe benziyor...
&&&
Belge tamam da…
Belgede görünen o karar "tavsiye niteliğinde.”
Uygulanmadı …
Neresinden tutasın birader…
Tavsiye eden kim ?.
Uygulamayan kim ?.

Veya… Kimler ...
&&&
Tavsiye edenlerden ve uygulamayanlardan biri…
O gün Dışişleri Bakanı olan, bu gün Çankaya’da oturuyor …
Biri de …
O günün Başbakanı ve bu gün hala Başbakan...
Ve …
Diğerleri…
Diğerlerinin kimisi de öyle eften, püften değil, kimi o gün bakan bu gün milletvekili, kimi hala AKP’nin önemli yerlerinde bulunan zatlar...
&&&
Düne kadar afra,tafra içinde …
28 Şubat’ta, benzer bir kararla ilgili bir karara attığı imzadan dolayı Rahmetli Necmettin Erbakan’ı suçlayanların haline bakın …
&&&
Enteresan…
O gün o imzaları atanların içinde olanlar ve halen iktidarda olanlar , o gün attıkları bu imzaları inkar etmiyorlar . Ama, gereğini yapmadık diyorlar. Lafa bak. Savunmaya bak hizaya gel…
&&&
Beyler…
Efendiler…
Olmuyor…
"Mızrak çuvala sığmıyor”
Halk dilinde buna "gak-guk etmek” derler…
Sahi…
İşin başka bir tarafı da var …
Bu gün içerde yatan bunca insanı İmzaları nedeniyle, hatta imza atmadan, yalnız o toplantıya katıldıkları için Silivri Caza Evinde yatmakta olanlar var …
Onlar da …
"imzaladık ama uygulamadık” derlerse …
Ne olacak ?.
&&&
Özetle…
Bence bu durum , Demokratik bir ülkede kabul edilir bir durum değil. Böyle Devlet yönetilmez. Yönetilemez…



YORUM YAP