Aslında uluslararası seviyede kendini kanıtlamış iyi bir jenerasyona sahibiz.
Çok daha iyi sonuçlar alabiliriz ama üst üstte hayal kırıklıkları yaşıyoruz. Coşku motivasyon kalmamış Milli Takımın tüm ayarları bozulmuş.
Bunu anlamak için Şenol Güneş'in açıklamalarına bakmak yeterli. Geçmiş travmalar sıkıntı yaratırmış!!!
Her duruma hazırlıklı olmak lazımmış!!!
A, B, C planları varmış, diğer harfleri bilmiyormuş!!!
Bir de Z Kuşağı varmış!!!
Bir yıldır maaşı konuşuluyormuş!
Yalvararak gelmemiş!
Düzen ve Şeytan karışmış!
Şeytani düzeni bozabilirdim ama seçimlerimiz yanlıştı!!!!
Bu ifadeler sağlıklı bir ruh halini yansıtmıyor.!
Belli ki hoca yorgun.
Mental problemleri var.
Aklı sahada değil.
Bu durum seçimlerine ve sonuca yansıyor…
Hollanda'ya karşı, Hollanda doğumlu oyuncuları oynatıyor!!!
85 milyonluk ülkede sol ayaklı bek bulamıyor, sağ ayaklı sol bek oynatıyor.!!!
Kendisi kaleci olduğu halde kaleci tercihleri tartışılıyor!!!
Bazen duygusal davranıyor.
Bazen nabza göre şerbet veriyor!
Antrenörlerin oyuna etkisi takıma katkısı hep tartışılır ama antrenörün el kitabında antrenörün kişiliği takıma yansır yazar. Yüksek ihtimal Milli Takımda olan da budur…
Elinde geçen yılın şampiyonu tecrübeli Mert ve ligimiz ölçülerine göre iyi kaleci kabul edilen Altay ve Uğurcan var. Şenol hoca biraz Trabzon lobisi, biraz da hemşericilik etkisiyle Uğurcan'ı tercih etti. Uğurcan, kulüp performansıyla dikkat çeken Avrupa'dan 10-15 milyonluk teklifler alan bir kaleciydi, Milli Takımda oynatırsak 2/-25 milyona satarız diyorlardı.
Altay'da, Uğurcan'da yan toplarda zayıf, ayak tekniği kötü olan topu oyuna sokamayan kaleciler. Oynadıkları maçlarda uluslararası seviyede yetersiz kaldıkları görüldü.
Altay, barajı dörtleyemedi. Uğurcan altılık oldu!!!Hiç oynamayan Mert, Şampiyonlar Ligi için Beşiktaş'a, Kayserispor'un 19 yaşındaki kalecisi Doğan Alemdar ise Fransız Rennes takımına transfer oldu. Milli takım uluslar liginde küme düştü. Avrupa şampiyonasında sıfır çekti, dünya kupasına gitmesi zorlaştı.
Bu tablo Güneş'i batıran tablo oldu.
Veda ederken, “Namusumuzla geldik, namusumuzla gidiyoruz, Ben sıradan bir antrenör değilim. Dünya Kupasına gitmek için hala avantajımız var 11 puanı ben aldım. 3 ay daha kalsam ne olurdu” dedi.
Bu kafayla antrenör değil, ancak üçkağıtçı bulunabilir. Milli Takım için ‘Danışma kurulu' kurulması lazım demiş. Trabzon plakasını hatırlatan 6-1'lik hezimet tüm kimyasını bozmuş. Misketlerini kaptırmış mızıkçı çocuklar gibi çok konuşuyor ama problemin kendinde olduğunu kabul etmiyor!!!
Burak Yılmaz'ın açıklamasını gördünüz mü?
Maç 6-1 bitmiş, duştan önce sosyal medyaya girmiş olmalı teri kurumadan verdiği röportajda, “Daha top kaleye girmeden Şenol istifa diye bağırılıyorsa bu terbiyesizlikti,” içimizdeki insanlar Tveet atıyorsa bu daha büyük terbiyesizliktir. Onları hiç kimse insan yerine koymazken biz konuşuyorduk” diyor.
Hezimet sonrası bunları söyleyen Milli Takım Kaptanı!!!
Bu ortamdan sağlıklı sonuç çıkar mı!
