Av.Arb.İlkay Doğan

Sorumluluk sadece yaptıklarımız değil yapmadıklarımızdır

Son günlerde sorumlu kişiye ulaşmak hatta kim olduğunu bulmak bile imkansız hale geldi. İşi ile ilgili şikayet eden, bahane üreten kişi sayısı da her geçen gün artıyor. Bazı kurumlarda ufak bir işlem için aylarca beklemek zorunda kalıyorsunuz. Bekleme sırasında yapılan mevzuat değişiklikleri ile işler daha da karmaşık hale geliyor. Ülkemizin kalkınmasını istiyorsak toplumun sorumlu bireylerden oluşmasını sağlamalıyız.

Sorumluluk doğuştan bilinen bir davranış biçimi değildir. Çocukluktan itibaren verilen eğitimle sorumlu çocuklar büyürken toplumun geneline bu kültürün yayılması ile o ulusun başarıları hızla artacaktır. İlk sorumluluk eğitimi çocuğun odasını toplaması, çevresini, kıyafetlerini, okul araç ve gereçlerini temiz tutması ile verilir. Japonya gibi ülkelerde çocuklar sadece odalarını değil okullarını da temizlemekle yükümlüdürler. Dersler sona erince okuldaki camları, yerleri silen, dolapları düzenleyen öğrencilerin bir daha yerlere çöp atmayacağı, kirletmeyeceği ortadadır. 2018 Dünya Kupası'nda Belçika maçı sonrası Japon taraftarların statta oturdukları yerdeki çöpleri yanlarında getirdikleri poşetlere koyarak toplamaları, soyunma odasını pırıl pırıl bırakarak ev sahibi ülke olan Rusya'ya Rusça “teşekkürler” notu bırakmaları da işte bu eğitimin sonucudur.

KUSURSUZ SORUMLULUK

İş hayatında sorumluluk ise sadece yaptıklarımızı değil yapmadıklarımızı da kapsar. Hukukta “kusursuz sorumluluk” dediğimiz bir kavram vardır. Türk Borçlar Kanunu'nda kusursuz sorumluluk ; hakkaniyet sorumluluğu, özen sorumluluğu ve tehlike sorumluluğu olarak üç başlıkta açıklanır. Hakkaniyet sorumluluğunda hakkaniyet gerektiriyorsa; hâkim, ayırt etme gücü bulunmayan kişinin verdiği zararın, tamamen veya kısmen giderilmesine karar verir. Özen sorumluluğunda ise adam çalıştıran, çalışanın; bir hayvanın bakımını ve yönetimini sürekli veya geçici olarak üstlenen kişi, hayvanın; bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Tehlike sorumluluğunda ise önemli ölçüde tehlike arz eden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur.

Hukuki sorumlulukta tazminat ödemesi söz konusu iken cezai sorumlulukta cezalandırılma söz konusudur. Ancak ne yazık ki yargılama süreçlerinin uzun sürmesi sebebi ile alınacak tazminatın enflasyon karşısında erimesi ya da ceza yargılamasındaki indirimlerin her beyaz gömlekliye uygulanması sonucu adalete olan inanç azalmaktadır. Oysaki adalet duygusu toplumu bir arada tutan en önemli unsurdur.

Okulların açıldığı bu hafta çocuklarımızın sadece akademik yönden değil sorumluluk bilinci ile yetiştirilmesi gerektiğini kabul etmeli, genç nüfusun bu bilinçle iş ve sosyal hayata atılması sağlanmalıdır. Bu yolla çevreye duyarlı, işine saygılı, vatanına bağlı sürekli yükselen bir toplum yaratılmış olacaktır.

YORUM YAP